Azıtan azıtana
Değerli
okurlarım seçim günü yaklaştıkça özellikle sosyal medyada sürü halinde çoğalan
sahte hesaplar, sizlerin de dikkatini çekmiştir. 2014 ve 2018 yılı Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde de benzer garabetler yaşanmıştı, ancak azgın azınlık haddi aşıp
birliğimizi ve bütünlüğümüzü bu kadar zedelememişti.
Vatandaşa
cumhurbaşkanını seçme yetkisinin verilmesine karşı çıkanların korktukları üst
üste iki kez başlarına gelince üçüncüsünden korkanların hezeyanı olsa gerek
vatandaşa yaşatılan bu aymazlıklar.
Erdoğan
dönemleri denebilecek çeyrek asırlık bir süreçte; hapsedilme, muhtıra, parti
kapatma davası, gezi eylemleri, 17/25 Aralık süreçleri, MİT TIR’ları,
hendek-çukur olayları, 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve ekonomiyi çökertme
projeleri gibi gözlerimizin önünde cereyan eden olaylar ve birde vatandaşın
bilmediği ancak devletin bildiği işgal planları.
Ancak
çok şükür ki, tüm bu badireler bedelleri ödenerek aşıldı.
Gâvur
kafaya koyduğunu yapar inancı yıkıldı ve ülkemizde emelleri olanlar şaşkın
ördekler gibi ne yapacaklarını bilemez haldeler.
Eski
Türkiye’de bu işler çok kolay ve ucuz yollardan hallediliyordu.
Bölük
pörçük olmuş halk, koalisyon hükümetleri ile bulduğuna razı edilerek idare
ediliyor, gazete patronları, satılmış köşe yazarları, sanatçı bozuntuları veya
çeteler gâvurun istediği gibi ülkemizin idarecilerine istediklerini
yaptırıyorlardı.
Hatta
daha ileri giderek bizim çocuklar dedikleri maşalar vasıtası ile her 10 yılda
bir askeri darbeler yaptırılarak, mehter bölüğü gibi iki ileri bir geri ile ne
olduruluyor ne de öldürülüyorduk.
Uyuyan
dev uyanıp nerede kalmıştık diyerek işe koyulunca olanlar oldu ve olmaya devam
ediyor.
Devam
da edecek.
Geri
dönülmez bir yoldayız ve mecburen ileri doğru yolumuza devam edeceğiz.
Dere
tepe düz epey bir yolda da aldık.
Ülkemiz
için her seçimin önemli olduğuna inanan bir vatandaş olarak 14 Mayıs
seçimlerini bu süreçte yaşanılan gariplikler yüzünden bir başka önemsiyorum.
Sanki
son dönemeçteyiz gibime geliyor.
Gavur
kafaya koyduğunu yapmak için bu seçimleri son fırsat olarak görüyor.
Ülkemizi
çoktandır zaten kafasında üçe hatta dörde bölmüş ve emeline ulaşmaya yemin
etmişçesine fütursuzca hareket ediyor, olmazları olduruyor, elmaları armutları,
portakalları birlikte toplamak gibi akla mantığa mugayir her türlü pespayeliği
gözlerimizin içine baka baka yapıyor.
Elma
ile armut toplanmaz gerçekliğine rağmen bunu yapıyor ve yerli işbirlikçilerinin
aklı ile dalga geçme pahasına bu inadında devam ediyor.
Ben
yıllar önce gittiğim Frankfurt kitap fuarında bölünmüş Türkiye haritasını
gördüğümde çok şaşmıştım. Çünkü o yıllarda PKK terör örgütünün esemesi
okunmuyordu. Kürt kardeşlerimiz devletine ve milletine din mayası ile bağlıydı.
Kars
ve Siirt’te hekimlik yaptığım yıllarda bu gerçekliği bizzat yaşayan bir
vatandaşım.
Geçen
hafta Hakkâri’den bir hasta geldi. Tedavisini düzenledikten sonra kısa bir
durum değerlendirmesinden edindiğim intiba, Kürt kardeşlerimiz PKK ve partisi
ile ilgili gerçekleri görmüş.
PKK
terör örgütünün kimin maşası olduğu ile ilgili aktardıkları ile benim
düşündüklerim aynı olunca mutlu oldum ve çok şükür bugünleri gördüğüm için de
mutluyum.
Seçimlerde
bu gerçekliği göreceğimiz kanaatindeyim.
Terör
partisi doğu bölgelerimizde eskiden olduğu gibi tulum oy alamayacak.
Batı
bölgelerimizde zaten malum kesimin desteği ile oyları artıyordu.
Şimdi
onlarda can derdinde.
Gerçekten
tam bir bilinmezler manzumesi içerisindeyiz.
Kılıçdaroğlu
mayası muhalefetin birlik ve bütünlüğüne yetecek gibi görünmüyor.
Deprem,
sel, savaş ve ekonomik krizin kasıp kavurduğu cennet vatanımda, yaparsa Erdoğan
yapar diyen kesim menfi tüm propagandalara rağmen seçimlerin favorisi.
Önümüzdeki
günlerde olmazların oldurulduğu yalan pazarının gece gündüz demeden çalıştığı, trol
ordusunun mesailerinin arttırıldığı daha zor günler bizi bekliyor.
Sabera
zafera.
Sağlık
ve mutluluk dileklerimle.