Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Ekim 2020

Azerbaycan'dan Karabağ'da Yol Gider

Can Azerbaycan, saldırgan Ermenistan’ın işgal ettiği topraklarını ele geçirirken “Tek millet, iki devlet” anlayışımızı şairlerimiz yıllardan beri şiirlerinde dile getiriyor.

Bir haftadan beri can Azerbaycan’ımız saldırgan ve haydut devlet Ermenistan’ın saldırısını püskürttüğü gibi daha önce işgal edilen topraklarını da yeniden ele geçirerek bir destan yazıyor. Azerbaycan Türkleri her gün yeni zaferler elde ederken, kardeş ülke Azerbaycan hakkında şairlerimizin kaleme aldığı şiirlerde iki kardeş devlet arasındaki büyük muhabbet dikkat çekiyor. Yaptığımız araştırmada hem Azerbaycan’daki hem Türkiye’deki şairlerimizin, Azerbaycan, Karabağ ve Hocalı Katliamı’na dair birbirinden yanık ve içli şiirlere imza attıklarını görüyoruz.

“Size selam getirmişem”

Azerbaycan deyince hemen hatırladığımız ilk sanatkârlardan biri Huşeng Azeroğlu, 1980’li yılların ortalarında Türkiye’de “Size selam getirmişem” türküsüyle Azerbaycan Türklerinin sesi, soluğu olmuştu. Türkü çok sevilmiş, sanatkârımız bu eseriyle mükâfatlar almıştı.

“Göl Hazar’ın kenarından/ Dede Korkut diyarından/ Azerbaycan vugarından/ Köroğlu'nun Nigâr’ından/ Size selam getirmişem diye seslenen Azeroğlu, türküsüne “Koç Nebi’nin hecerinden/ Setter Han’ın hünerinden/ Şehriyar’ın şeherinden/ Size selam getirmişem” diyor ve herkesi coşturuyordu. Azerbaycan Millî Marşı’nda da şu kararlılığı görüyoruz: Senin için can vermeye cümle hazırız/ Senin için kan dökmeye cümle kadiriz.”

Çırpınırdın Karadeniz

Ahmed Cevad ise “Millî Bayrağımıza” şiirinde kutlu bayrağı şöyle selamlıyor: “Kayıhan soyundan aldığın rengi/ Kocamış İlhan’la Müslüman beyi,/ İlhan’ın evlâdı dinin direği,/ Getirdin gönlüme sefa bayrağım!”

Samed Vurgun’un şu mısraları, ne kadar içten ve yürek yakıcıdır: “El bilir ki, sen menimsen,/ Yurdum, yuvam meskenimsen,/ Anam, doğma vetenimsen,/ Ayrılar mı gönül candan?/ Azerbaycan, Azerbaycan…”

Azerbaycan’ın hürriyet şairi Bahtiyar Vahapzade de, “Azerbaycan-Türkiye” şiirinde hepimizin hislerine tercüman oluyordu: “Dinimiz bir, dilimiz bir,/ Ayımız bir, ilimiz bir,/ Eşqimiz bir, yolumuz bir/ Azerbaycan-Türkiye.”

Bakü’lü Karanfil

“Ölürüm Türkiye’m”in şairi Dilâver Cebeci, “Bakü’lü Karanfil” şiirinde bir çiçeğin etrafında örer hislerini. Yürek yangınını söndüremeyen karanfile içini açar, derdini anlatır: “Âzad kuşlar uçup geldi Kaf Dağları’ndan; / Kanatları Sûre-i Kaf güzelliğinde/ Odlar yandı göz pınarlarında ceren kızların./ Ilık sevdâları düştü Hazer’in yüreğine, /Bakü göklerinden bakan yıldızların… / Elden ele çok gezdin sen âvâre Karanfil, / Tahammülüm kalmadı intizâre Karanfil”

Bir Bulut Üstünde Ağrı’yı Aş Gel

Şikesteler şairi Fırat Kızıltuğ, “Şeki Dağları”na bakarak hasretini dile getirir: “Bir bulut üstünde Ağrı’yı aş gel,/ Hazar kokusuyla yanıma koş gel,/ Selâmlar, safâlar, şadlıkla hoş gel;/ Dön gel kuşum, yayla ile, köy ile.” Dost iline kavuşmak isteyen Kızıltuğ, vuslata eremeyince bu sefer mektup bekler: “Gence Dağları’ndan bir tutam yele, / Karabağ’dan icâze al möhrele,/ Gelmez isen nâme gönder seherle;/ Dön gel kuşum, kanta ile tüy ile.”

Zulüm Unutulmadı

Ermenistan’ın Karabağ’da ve bilhassa Hocalı Katliamı’nda Azerbaycan Türkü kardeşlerimize yaptığı korkunç zulüm unutulmadı. O günleri ta yüreğinde hisseden şairlerimiz, nesiller boyu hicranla okunacak destanlar yazdı. Abdurrahim Karakoç, “Karabağ’a Mektup”unda yüreğindeki alevi anlatır: “Bahtına ağlayan Azeri kızı/ Sen Karabağ dersin, ben karayazı/ Boşlukta çırpınır Türk’ün avazı/ Sanma ki dertlerin azı bizdedir/ Sizdeki yaranın özü bizdedir.” Karakoç, duyduğu kardeş acısını anlatırken ‘bir millet’ olarak neler çektiğimizi söyler: “Gel gardaş’ diyorsun gelecek yol yok/ Şehitler kabrine koyacak gül yok/ Çilesiz saat yok, kavgasız yıl yok/ Kurşunlar sizdedir, sızı bizdedir/ Sizdeki yaranın özü bizdedir.” Ve uzun şiirini şu mısralarla bağlar merhum şairimiz: “Müslüman’ız, Türk’üz haktan yanayız/ Adaletle süt emziren anayız/ Aşk harcıyla vücut bulmuş binayız/ Âti bizde saklı, mâzi bizdedir/ Sevginin, şefkatin özü bizdedir.”

“Karabağ’da Unutulmasın”

Kanayan yaraya ağıt yakanlardan biri Abdullah Satoğlu’dur. Şairimiz, “Karabağ Unutulmasın!” şiirinde, bölgede işlenen kanlı cinayetlere işaret ediyor ve bu zulmün unutulmamasını istiyor. Şiirin ilk kıtası şöyle: “Bu ne vahşet! Karabağ inliyor işkenceden/ Neden bu kadar zalim olur, Ermeni, neden?/ Vuruyor hasta, kadın, yaşlı, çocuk demeden. / Yeter! Mâsum yavrular hunharca vurulmasın/ Karabağ unutulmasın!”

Karabağda Talan Var

Merhum Cem Karaca yıllar önce bu acıya kanlı gözyaşı dökmüş ve şöyle demişti: “Karabağ’da talan var/ Ak gerdana saldıran var/ Demirsen durun gedim/ Gözü yolda kalan var”

Yusuf Dursun ise Azerbaycan’a yaptığı bir seyahati “Yüreğimi Azatlık’ta Bıraktım” şiirinde anlatıyor. Nefis şiirin ilk kıtası şöyle başlıyor: “İstanbul’dan havalanan yüreğim,/ Azerbaycan diyarına süzüldü./ Hak yol üzre kabul olan dileğim,/ Bayrağımın yıldızına yazıldı.” Kardeş ülkede yaşadığı güzellikleri yâd eden Dursun, şiirin sonunda Can Azerbaycan’dan hüzünle ayrıldığını şu mısralarla aktarıyor: “İstanbul’a doğru yelken açarken/ Bakü semasına son defa baktım./ Öz kardeşim için candan geçerken/ Yüreğimi Azatlık’ta bıraktım.”

Gurban Olam Gardaşımın Destine

Millî şiirleriyle gönül sazımıza telini vuran Bestami Yazgan, “Selamın gönlümün direğinde can,/ Derdin saplı hançer yüreğimde can,/ Beş vakit sen varsın dileğimde can,/ Gurban olam gardaşımın destine,/ Gül selamın başım gözüm üstüne.” derken ruh ikizimiz Azerbaycan’ın bize, bizim ona ne kadar yakın olduğumuzu terennüm ediyor.

Can Azerbaycan

Mahmut Topbaşlı’ya göre de Azerbaycan ‘can’dır, ‘canan’dır. “Can Azerbaycan” şiirinde bu güzel ülkeye seslenir: Ata yadigârı vatan bilirim/ Duy beni sesime dön Azerbaycan/ Karabağ’da güller derme vaktidir/ Kutlu çerağlarca yan Azerbaycan”

Nihayet Ağçay bölgede oynanan oyuna ve kurulan tuzağa dikkat çekip şiirinde şöyle der: “Asırlardır bu oyun/ Hain kurusun soyun/ Oyun içinde oyun/ Karabağ’da figan var/ Üç nesil soy kırımı/ Hocalı’da zulümü/ Kör sağır lal dünyada/ Sinsi Haçlı düğümü” Ermenistan’ın 30 yıldan fazla zamandır işgaline ses çıkarmayan “Haçlı İttifakı”nın Azerbaycan zaferi karşısında nasıl paniğe kapıldığını ve ‘tarafları derhal ateşkes’e davet ettiğini ibretle görüyoruz.

Haklı davalarında emin adımlarla, metanetle ve cesaretle ilerleyen Can Azerbaycan’ın yiğit askerlerine bütün kalbimizle dua ediyoruz. Allah her daim yâr ve yardımcıları olsun. İnşallah işgal altındaki bütün topraklarını ‘haydut devlet’in elinden kurtaracak ve tarihe şanlı bir destan yazacaklardır.