Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.70
Gram Altın
2956.48
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 May 2020

 Âzad günleri

Günler haftalar aylar… vızır vızır… geçiyor.

Durdurana bilene aşk olsun. Ömür dediğimiz hazineden sabun gibi eriyip giden bu günlerin âzad günleri olduğundan gafil olanlar ne bahtsız ve ne nasipsiz kimseler Allah’ım.

Öncesi rahmet, ortası mağfiret olan mübarek Ramazan-ı Şerifin son on günü içerisinde saklı olan Kadir Gecemizi şimdiden tebrik ediyorum. Zor ve bir o kadarda meşakkatli günlere denk gelen sayılı günler acısı ile tatlısı ile nerede ise geçti bile.

Oruç tutmayı kullarına farz kılan Allah Ramazan ayının son 10 gününü cehennemden azad günleri olarak müjdeleyerek kullarına açık çek vermesine rağmen gaflet ve dalalet birçoğumuzu bu fırsattan mahrum edebiliyor.

Teravihsiz, camisiz, cumasız günlerden ders alıp her türlü olumsuzluğa rağmen mübarek iklimden manevi olarak beslenerek azadı hak edenlere ne mutlu.

Oruç elbette sadece Allah rızası için tutulur. Karşılığı da sadece ondan beklenir. Bu amacın dışında bu ibadeti yerine getirmek, bilimsel kanıtlarla amaç dışına çıkmak doğru değildir.

Covid pandemisi nerede ise tüm dünyamızın kimyasını bozmuştur. Ortalıkta dolaşan asparagaslar ve algı tüccarlarının sattığı zehirlerden etkilenerek savrulan azımsanmayacak kadar insan var etrafımızda ve etkilenmemek mümkün değil.

Şuyuu vukuundan beter olgusuz algılar birçoğumuzun sinir sağlığını bu günlerde iyiden iyiye bozdu.

Önümüzdeki günlerde salgın etkisini kaybetse de daha uzun süre insanların ruh sağlığında depremler oluşturmaya devam edecek ve buna bağlı çok sayıda hastalık hastası insan etrafımızda dolaşacaktır.

Ancak şu da bir gerçek.

İnsanın nisyan ile mallüğüne bağlı unutma gibi mucizevi bir yönünü de hatırlatmak isterim. Bu aslında belki de birçok insanın ruh ve beden sağlığı için aynı zamanda kurtuluş ve kaçış yolu.

Unutma olmasa sevdiklerimizin kaybından tutunda kimlik ve kişiliğimize zor gelen itilme kakılma ihanet aldatılma gibi felaketlere karşı nasıl ayakta kalabilirdik.

Nasıl affedebilirdik.

Tahammül sınırlarımızı aşan taşkınlıklara nasıl sabredebilirdik.

Covid pandemisi dünya gündeminin hala birinci ve en önemli meselesi.

İş ,aş ve rızık kaygısı, ölüm ve hastalanma korkusu ve ve tabi ki gelecek kaygısı…

Böyle bir ramazan yaşamayı Rabbim göstermesin diyorum.

Pandemi uzadıkça kaygılar kabarıyor.

Kaygılar kabardıkça önümüz açık ve aydınlık olsa bile iç daralmasından kendimizi kurtaramıyoruz.

Bilim insanlarının birbirine zıt iddiaları da bu kargaşa ve kaosun adeta tuzu biberi oluyor.

İnsanlık tarihi boyunca, günümüzden daha zor ve meşakkatli zamanlar yaşanmış. Dünya nüfusunun yarısının ölümüne sebep olan salgınlar kıtlıklar savaşlar hep olmuş. Vadesi yetenler bir bir bu fani dünyadan ebedi aleme göç eylemiş.

Hesabın hasbi olduğu günü bekliyorlar.

Bizler vakit varken ve elimizdeki fırsatları iyi değerlendirelim ve hesabın hasbi olduğu günlere azıklı gitmek için çalışalım dostlar.

Bir düşünelim. İyi düşünelim.

Akledenlerden olalım.

Hiç ölmeyecekmiş gibi dirdir didindiğimiz dünya gailesinin efsunundan çıkarak hemen ölecekmişiz gibi bir gerçekliğe göre bu azad günlerini değerlendirelim derim.

Hüsranda olanları tarif eden Kur’an hakki ve sabrı tavsiye edenlerin kuruluşunu garanti ediyor. Aceleci olmadan iyi düşünüp taşındığımızda öbür alemde bizi kurtaracak besleyecek azıkları bu günlerde biraz daha fazla toplama fırsatımız var.

Ebedi kurtuluş için azık toplayanlara ne mutlu.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle.