Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Nisan 2021

Ayrılan ve Birleşen Yollar

Uluslararası çatışmaların temelinde güç ve çıkar vardır. Teori ile pratik arasında yolumuzu çizerken, geçmişi ve bugünü iyi anlayarak tahlil etmek zorundayız. Zira geleceğin meçhul sularında güvenli seyretmek için, değişen güç dengelerini ve değişmeyen çıkar mücadelesini iyi görmek gerekir.

Tarih boyunca ülkelerin yöneticileri belirsizlikleri azaltacak ve karar almada önemli avantajlar sağlayacak bilgilerden yararlanmak suretiyle, tehlikeler konusunda önceden uyarılmaya önem vermişlerdir.

Ülkeler, değişen güç dengeleri ve çıkar çatışmaların yol açacağı muhtemel krizleri ve yeni oluşumları yakından takip etmek zorundadırlar. Bu nedenle Türkiye’nin etrafında dönen tehdit ve fırsatları ne abartarak ne de hafife alarak önceden doğru tespit etmek gerekir.

Bu çerçevede son günlerde hem bölge açısından hem de Türkiye açısından önemli üç kritik gelişme oldu. Birinci gelişme Ürdün konusuydu. Ürdün’ün ABD ile yapmış olduğu anlaşmanın içeriği hakkında 31 Mart’taki yazımızda yeterince üzerinde durmuştuk. İsteyenler internetten bulabilirler.

Ancak yazımızdan birkaç gün sonra, ilginç bir şekilde Ürdün Krallığında darbe haberleri uluslararası medyada yer alınca, Ürdün’ün ABD ile yapmış olduğu anlaşmayı kimse konuşmaz oldu. Hâlbuki bölge açısından esas üzerinde durulması gereken husus Ürdün’ün ABD ile yapmış olduğu anlaşmaydı.

İkinci gelişme Ukrayna konusuydu. Hatırlanacağı gibi Ukrayna ile Rusya arasında uzun bir zamandan beri bir gerginlik vardı. 2014’te Kırımın Rusya tarafından ilhak etmesiyle gerginlik daha da kalıcı bir hal aldı. Son olarak 26 Mart’ta Donbass bölgesinde Rus ayrılıkçı güçlerin 4 Ukrayna askerini öldürmesi ve 2 askerini yaralaması üzerine iki ülke arasında gerginlik yeniden tırmandı.

Ukrayna üzerinde Batı ile Rusya güç ve çıkar temelinde bir mücadele yürütmektedir. Batı Ukrayna’ya hâkim olmaya çalışarak hem Rusya’yı çevrelemek hem de Avrasya’ya hâkim olmak isterken, Rusya ise, bu bölge üzerinde var olan gücünü korumak istiyor.

Üçüncü gelişme ise, Libya konusuydu. Bilindiği gibi, Libya Milli Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe ve beraberindeki heyette 5 başbakan yardımcısı ve 14 bakanın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed El-Haddad yer aldı.

Batı medyasında ve özellikle Yunan medyasında dikkatle takip edilen bu ziyaret, hem iki ülke ilişkilerinin geleceği hem de Libya’nın istikrara kavuşturulması açısından son derece önemlidir.

Sonuç

Günümüzde uluslararası politikaların belirlenmesinde kullanılan en temel araçlardan biri jeopolitiktir. Jeopolitiğe önem veren devletler, politikalarını stratejik hedefleri doğrultusunda belirlenmesine büyük katkıda bulunmuşlardır.

Bu bağlamda yukarıda kısaca değindiğimiz her üç konu da Türk Dış politikası ve bölge politikaları açısından dikkatle takip edilmesi gereken konulardır.

Dolayısıyla Türkiye son dönemlerde çevresindeki ülkelerle ilişkilerini geliştirmesi jeopolitiğin bir gereğidir. Elbette küresel ve bölgesel güçler yakın coğrafyamızda varlık gösterirken, Türkiye’nin göstermemesi düşünülemez.

Batı’nın kargaşa ve sömürüye dayalı dış politikası birçok bölgede itibar kaybederken, Türkiye’nin barış ve adalet temelli dış politikası saygı görmektedir.

Uluslararası ilişkilerin doğası gereği sürekli değişen çıkar ve güç dengeleri aynı zamanda ülkelerin birbirleriyle ayrılan ve birleşen yollara neden olmaktadır.

Not: Herkesin Ramazanını tebrik eder, hayırlara vesile olmasını temenni ederim.