Ayna
Türkiye İstatistik Kurumu'nun web sitesine girdiğiniz zaman logonun yanında şöyle bir söz karşınıza çıkar; "İstatistik; geçmişi anlamanın, bugünü yönetmenin ve geleceği planlamanın anahtarıdır." Bu sebepledir ki istatistiku00ee veriler bizim için ciddi bir öneme sahiptir. Rakamlar olmadan mevcut durum hakkında net bir bilgiye sahip olamayız. Veriler yaşananların kaydının tutulmasıdır. Veriler gerçek dünyadaki olayların açıklanma şeklidir. Rahmi Yücel'in de dediği gibi, "Eğer veri, bir karar sürecinde bazı düzenlemelerle belirli bir amaca hizmet eder ve belirsizliği azaltırsa enformasyon haline gelir."
Geçtiğimiz haftaki yazımda Ar-ge ve inovasyon faaliyetlerinin önemine değinmeye çalışmıştım. Bu hafta devletin resmi istatistik kurumundan edindiğimiz bilgiler ışığında bu konuda biraz daha farklı noktalara değinip detaylandırmakta fayda görüyorum.
TÜİK'in yayınladığı 2014 yılı Girişimlerde Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırmasına göre; 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin internete erişim oranı 2014 yılında %89,9 iken 2013 yılında %90,8'di. Yani yaklaşık %1'lik bir gerileme gerçekleşmiş görünüyor. Bilgisayar kullanım oranı ise %10 ve daha fazla çalışanı olan girişimler için 2013 yılında %92 iken 2014 yılında %94,4 iken olmuştur.
2013 yılında %53,8 oranında girişim web sayfasına sahip iken 2014 yılına gelindiğinde bu oran %56,6 oranına çıkmış görünüyor. Web sayfası sahiplik oranı %87,3 ile en yüksek 250 ve üzeri çalışanı olan büyük ölçekli olarak tanımlanan girişimlerde iken bunu %73,5 ile 50-249 çalışanı olan orta ölçekli girişimler ve %52,3 ile 10-49 çalışanı olan küçük ölçekli girişimlerin takip ettiği görülmektedir.
Görüldüğü üzere rakamlar bize durumumuzu ayna gibi göstermektedir. Geçtiğimiz hafta Ar-ge ve yenilik üzerine mümkün olduğunca değinmeye çalışmıştık. Bir de TÜİK'in yayınladığı 2012 yılına ait Yenilik araştırma sonucuna değinmek istiyorum. 2010-2012 yıllarını kapsayan üç yıllık dönemde 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin %48,5'i yenilik faaliyetinde bulunmuş. 10-49 çalışanı olan girişimlerin %46,5'i, 50-249 çalışanı olan girişimlerin %56,1'i ve 250 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin %66,3'ü yenilik faaliyetinde bulunduğu görünüyor.
Araştırmaya göre ürün ve/veya süreç yeniliği faaliyetinde bulunan girişimler en önemli bilgi kaynağı olarak %30,3 ile özel sektördeki müşterileri gösterilmiş. Bunu %28,9 ile kurum içi kaynaklar, %26 ile makine, teçhizat, malzeme ve yazılım sağlayıcıları, %14 ile rakip girişimler ve aynı sektördeki diğer girişimlerin izlediği tespit edilmiş.
Sonuç yerine
Sanayi devrimiyle tarımdan sanayiye geçen servet kaynağı artık endüstriden bilgiye geçmiştir. Artık işletmeleri rekabette öne geçiren değer bilgidir. Bilgiyi elinde bulunduranlar güçlüdür. İşletmelerin bilgi ve teknolojiyi kullanımının artması önemlidir. Ancak yeni bilgi üretmesi işletmeyi çok daha ileri taşıyacaktır. Ramazan Arslan'ın dediği gibi "ekonomi bilgi üzerinde şekillenmiş; yeni mal ve hizmetlerin ortaya çıkması bilginin artan rolüyle gerçekleşmeye başlamıştır. İşletmeler, yeni ekonomik yapıda, rekabet edebilmek ve rekabet üstünlüklerini sürdürebilmek için bilgiyi yaratan, elde eden, ileten, uygulayan ve faydalı hale getiren süreçleri izlemek zorundalar."
Yine bu konuda Famil Şamiloğlu: "Bilgi ve enformasyon; emek, para, toprak gibi üretim faktörlerinin aksine kullanıldıkça tüketilmemekte; azalan değil çoğalan getiriler sağlamaktadır. Ayrıca transfer edildikçe kaybolmaması da bilgi ve enformasyonu işletmeler için daha çekici hale getirmektedir." diyerek bilgi ve enformasyonun önemine vurgu yapmaktadır.
Veriler bilgi üretmeyi, bilgi üretimi de firmaların yeni mal ve hizmet üretmesini desteklemektedir. Yukarıda TÜİK kaynaklarından aldığımız veriler ülkemizde girişimlerin bilişim teknolojileri kullanımı ve yenilik araştırmalarını göstermektedir. Bilgisayar ve internet kullanımı internette boş vaktin geçirilmesi için değil yeni bilgilere ulaşma ve bu bilgileri işletmede kullanma yönünde olması gerekmektedir.