AYM BAŞKANI VE 12 ÜYEYE KATILA KATILA
Millet hakim-savcı değil, ama bakmayın siz; bu milletin feraseti, basireti, olayları yorumundaki isabeti ve toplumsal hafızası ile maşaallah dedirtiyor. Hele hele bir yargı kararının nereden çaktığını, nereden çıktığını, nereden ses çıkardığını bu millet kadar bileni bulamazsınız.
Neden bilmesin ki?
Önce darağacına asıp sonra yargılama utancını ve acısını bizim yargımız bu millete yaşattı, hala iliklerine kadar yaşıyor.
"Seni buraya getiren güç idamını da istiyor"aforizmas!ını bizim yargımız bu milletin beynine çakmıştı çivi gibi.
Yaşı küçük olduğu için idama mahku00fbm edilemeyen çocuğun yaşını büyüterek idam sehpasında sallandıran yargı kararlarının ezikliğini bu millet yaşamıştı, bütün benliğiyle hala yaşıyor.
Daha düne kadar Kürtçe için "Bilinmeyen bir dil" bombası yine bu yargı tarafından ülkenin kalbine atılmıştı.
Ve;
Ders kitaplarındaki bir şiiri okuduğu için yargı tarafından cezaevine atılan Belediye Başkanını bu millet Cumhurbaşkanı yapmıştı, dolayısıyla bu milletin hafızası ve basireti ile kimse aşık atamaz.
AYM'nin, Can Dündar'ın MİT TIRLARI ile ilgili tutukluluk halini kaldıran kararına tepkiler devam ediyor. Derdim, iki gazetecinin tutuklu ya da tutuksuz yargılanması değil, yüksek mahkemenin kendi iç çelişkisidir.
R. Tayyip Erdoğan düşmanlığıyla hareket edenler hariç, kahir ekseriyetiyle milletin kanaati "AYM, siyasi bir karar verdi" yönündedir.
Hayır, Can Dündar içerdeymiş, dışarıdaymış konusunu aşan bir durumla karşı karşıyayız.
6-7 yıl önce Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan bizzat, şahsen, kendisi, altına, üstüne basa basa, -tabirimi mazur görün- mealen, "geri zekalı olmayan herkes anlar" dercesine şöyle demişti:
"u2026Geçmiş dönemlerde Anayasa Mahkemesi sürekli yaptığı gibi 153'üncü maddeyi de ihlal etmiştir. Yani gerekçesi açıklanmadan, gerekçesi yazılmadan bu iptal kararını yine açıklamıştır. Bu Anayasa hükmünün yorumlanması, yorumlanarak işte, 'gerekçesi yazılmadan bazı kararlar açıklanabilir' şeklinde anlamlandırılması imkansızdır. Çünkü o kadar yalın bir ifadedeki iptal kararları, gerekçesi yazılmadan açıklanamaz. Bunu 100 kişiye sorduğunuzda 100 kişi de aynı şekilde anlayacaktır. Çünkü burada esneklik, elastiki bir şey yok. Önce gerekçesini yazacaksınız, kararlarınızı ondan sonra açıklayacaksınız. Ama uzun süredir Anayasa Mahkemesi bu kuralı, bu anayasa normunu ihlal ediyor ve gerekçesini yazmadan kararlarını açıklıyoru2026"
Ben hukukçu değilim, ama geri zekalı hiç değilim, bu açıklamada anlamadığım, kavramadığım bir şey varsa lütfen sevabına anlatıverin.
Sayın Arslan'ın 2008 yılında yaptığı bir konuşmayı bizzat dinledim, yukarıdaki sözler kendisine ait. Bu pasajı 100 olmasa da 8-10 kişiye okuttum ve herkes benim anladığım gibi anladı.
O zaman ne/den?
Aynı AYM, aynı Sayın Zühtü Arslan hem de Başkan, neden?
Can Dündar'ın başvurusu ile ilgili AYM'nin gerekçeli kararı yine ortalıkta yok, gerekçeli karar olmadan karar yine açıklandı. "Burada esneklik, elastiki bir şey yok" ise bu ne?
Neden?
Bakınız,
AYM Can Dündar'ın başvurusu ile ilgili olarak sadece "kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı"ndan dolayıtutuksuz yargılamaya karar vermedi, aynı zamanda isnad edilen suçu da "basın özgürlüğü" ile suç olmaktan çıkardı. AYM bu kararla AYM değil, "süper babaanne" oldu.
Ayrıca, yerel mahkeme süreci bitmeden, "casusluk ve devletin sırrını ifşa etme" davasının, basın hürriyetinin kısıtlanması davasına dönüştürülmesini bu milletin takdirine bırakıyorum.
Keza, Anayasa Mahkemesiesasa girme hakkına sahip değilken, "esas"a girmek suretiyle duruşması yapılmamış bir yargılamayı etkiledi. Hem de yargı süreci devam ederken. Yani AYM "yetki gaspı" yapmıştır.
Ayrıca, bireysel başvuru hakkını kullanan, mağdur olan, hürriyetinden, işinden alıkonan bireyler Can Dündar olmadıkları için aylardır, yıllardır AYM'den haber beklerken Can Dündar kararı önceleniyor.
Atabeyler Operasyonu'ndan tutuklu bulunan Yüzbaşı Murat Eren de Anayasa Mahkemesi'ne hak ihlali başvurusunda bulundu. Geçen 13 aylık sürede cevap bekle ki gelsin.
Deniz Seki,
Sanatçı, sanat icra ediyor. Yerel mahkeme tarafından 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. AYM, kendisine başvuran Deniz Seki için 14 ay 10 gün sonra karar verebildi.
AYM yanlış yaptı, Başkan yanlış yaptı. Takdir ettiğim, lakin bu kararında "yanında olmadığım" AYM Başkan'ı Sayın Zühtü Arslan karardan sonra televizyonlara çıkıp konuşmayacaktı...
Neyse, gelin bir fıkra ile konuyu tatlıya bağlayalım!
Savcı sorguda Temel'e, pardon Can Dündar'a 75 puanlık uzmanlık sorusu soruyor: "MİT TIR'larının DAEŞ'e silah götürdüğünü iddia ediyorsunuz. Bu konuda elinizde bir belge var mı?"
Bütün dünya nefesini tutmuş bomba cevabı bekliyor. Kalpler bizim bozuk duvar saati gibi, tiğğk-tağğk çarpıyor derken,
Ve işte Temel, pardon Can Dündar Savcının sorusuna o muhteşem! cevabı veriyor: "Bu konuda elimde bir belge yok..."kkkkkkk.
Savcı: "Peki, neye dayanarak böyle bir iddiada bulundunuz?" Kalpler heyecandan artık çarpmaz halde,nefessizlikten boğulur gibiyiz ve Can Dündar tam bir araştırmacı-gazeteciye yakışır! cevabı patlatıyor: "Duyumlarıma dayanarak..."kkkkkk.
Yok, artık bir şey demiyorum, sadece AYM Başkanına ve 12 üyeye katıla katıla gülüyorum.
Nedense aklıma BABA CAN'DIRdaki Haluk'un gülüşü geldi, kkkkk..