Ayın karanlıkta kalan yüzü: Cinsellik
Cinsellik kavramı başlı başına insanlığın doğusu ile batısı ile en büyük gizemi aynı zamanda da tabusudur. Tabu olan, konuşulmayan her konu problem olarak karşımıza çıkacaktır. Zira hayat kalitesi aklın, kalbin, midenin ve cinselliğin tatmini üzerinedir.
Aklın doğru bilgilerle düşünceyle hayata dâhil edilmesi, kalbin sevgiyle, muhabbetle, merhametle mutmainleşmesi, midenin helal ve temiz gıdalarla doyurulması, cinselliğin de meşru yollarla doğru yolla boşaltılması insanı sağlıklı kılar.
Doğru bilgi ve doğru karar hata yapmaktan engeller. Lakin algılarımız ve anlayışımız ilmimiz ile sınırlıdır. Hele de tabularımız varsa kelimelere verdiğimiz anlam bile farklı olur. Nasıl anladıysak öylece hayatımıza dâhil ederiz.
Cinsellik kavramı da bu yanlış anlaşılmadan nasibini almış, gözle görülen ayın karanlığa hapsedilmiş diğer yüzüdür. Her zaman kapalı kapılar arkasında konuşulmuş, güvenilirliği olmayan kaynaklardan öğrenilmiş hayatın en önemli ve en sorunlu konusu olmuştur.
İnsanı evlilikle sükûnete uğratacak eylem, kişiliğin oluşumunda en büyük etken olan cinsel eğitim, öncelikle çiftleşmenin nasıl olacağı üzerine değil, rollerin, kişiliğin, kişiler arası ilişkilerin nasıllığı üzerinedir.
Amerikan Birleşik Devletleri Cinsel Bilgi ve Eğitim Konseyinin (sexulality İnformation and Education Council of the United States , SIECUS) cinsel eğitimi benim de tasvip ettiğim tarifi şu şekildedir:
“Cinsel eğitim; cinsel roller, kişiler arası ilişkiler, mahremiyet, vücut algısı ve üreme sağlığı konularının tümünü birden kapsayan bir eğitimdir. Tüm bunlar bilgilendirme, inançlar, değerler, ilişkiler ve mahremiyet konularını ele alarak yaşam boyu devam eder.” (SIUCES,2004)
Cinsel eğitim insanın kendisini, fiziğini, duygularını tanımasına sebep olmanın yanında duygularını tanıması ve bu duygularına hâkim olması gerekliliğinin bilgisidir. Olumlu ve uyumlu kişilik gelişimi için cinsel eğitim olmak zorundadır. Hele de her bakılan özgede cinselliğe atıf yapıldığı bu ortamda, doğru bilgiler ile bilgilenme en büyük kurtarıcıdır.
Cinsel eğitim insanın sınırlarını bilmesini, başkalarının sınırlarına girmemesi gerekliliğini, saygılı bakış açısı sergilemesini, olumlu düşünmesini sağlar. Değer yargılarını belirleyip o doğrultuda hayatını düzenlemenize yardımcı olur. Öncelikle cinsiyetine uygun bir cinsel kimlik oluşturmasını sağlayarak, azgınlığın önüne set çeker.
Neslin devamı için erkek ve kadının çiftleşmesi ile oluşan sağlıklı cinsel beraberlik, doğru bir eğitimle olmazsa sadece haz odaklı olacaktır. Böylece hevâsını memnun etmek için insanın kendi bedeniyle savaşmasına, büyük sıkıntıların oluşmasına, depresyona girmeye kadar büyük yıkımlara sebep olabilecektir.
Sağlıklı cinsel beraberlik sonucu insan hayatı için önemli hormonlar salgılanmaktadır. Bunun yanında hayata bakış açısını düzeltip zorluklarla karşı mücadele gücünü arttırır. Özgüveni arttırıp bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Psikolojik ve duygusal olarak tatmin duygusu verir. Salgıladıkları hormonlar ile mutluluğu arttırıp acı eşiğini yükseltir. Hâsılı eşler arasındaki bağı kuvvetlendiren en büyük eylemdir.
Biz her ne kadar kapalı kapılar ardına bıraksak da çocuklarımızın en büyük merakı cinselliktir. Görmesini istemediğimiz görüntüler evlerimizin başköşesine koyduğumuz televizyonlardan görülmekte, ceplerinde bulunan dünya ile yalan yanlış bilgilerle ulaşılmaktadır.
Çocukların cinsellikle ilgili sorularına cevap veremeyen ebeveynler, dillerine almak istemedikleri cinsellik kavramını, başkalarına çocuklarını emanet ederek birçok söylemlerle bilgilendirilmelerine, sonucunda farklı yönelimlerine sebep olunabilmektedir.
Şu bilinmelidir ki; cinsel eğitim yani cinsel bilinç sadece üreme için değil, hayat kalitesini arttırmak, insanın hem bedenen hem ruhen tatmin etmek, evliliği sağlıklı bir şekilde sürdürmek, çocuklarına öncelikle cinsel kimlik kazandırarak bedenine uygun olarak şahsiyetli birey olarak yetiştirmek, evlilik içinde çıkan problemleri ve oluşabilecek sorunları çözmek için çok önemidir.