Aydınlanma değil karartma

Çifte standart kaldırmayan konular bellidir. Evrensel değerler de ortadır.

Örneğin terör.

Terör, küresel bir sorundur ve tüm insanlığı tehdit etmektedir. Klasik olacak ama hatırlatmak zorundayım ki; 'Terörün; Dini, dili, ırkı, mezhebi olmaz. Terör; çocuk, masum, yaşlı, genç ayırmaz.'

Terör milliyet ayrımı yapmazken, tüm insan haklarını ihlal edip, tüm evrensel değerlere karşı savaş açıyorsa, verilecek cevap topyekun; 'Yeter Artık' olmalıdır.

Oluyor mu?

Hayır.

Batı çifte standart yüzünü gösteriyor ve evrensel değerleri hiçe sayıyor. Batı, emperyal projeleri uğruna gerçekleştirdiği devlet terörünü meşrulaştırmaya çalışırken bir adım daha öteye giderek; İslam Coğrafyasında kan döken terör örgütleriyle aynı karede gözükmekten geri durmuyor.

Bunu bazıları; aydınlanma, özgürleşme, demokrasi hatta çağdaşlık olarak görüyor. Oysa kimse kusura bakmasın bu; 'Barbarlık'tır. İçeri de ise liberallik adına "iyi terör - kötü terör" ayrımı yapanlar var. Onların yaptığı ise tek kelimeyle; 'Vicdansızlık'tır. Bu tanımı net bir şekilde ortaya koyanlara yapılan karakter suikastı da; 'Faşistlik'tir. Terör konusunda 'ama' ve 'ancak'la kurulan cümleler ise; 'Hadsizlik'tir.

Ateş düştüğü yeri yakıyor. Ocaklar sönerken, yüreği sızlamayanlar aydınlanma değil, karanlık günler yaşıyor. Mazlum insanların elinden terör ile hürriyetleri çalınırken, özgürleşmeden söz edenler; terör vesayetini destekliyor. Terör örgütlerine ayrıcalık tanıyarak, çağdaş gözüktüklerini sananlar ise gericilikte ısrar ediyor.

Tüm bunlara tepki koyduğumuzda ise bizler mesnetsiz suçlamalarla karşılaşıyoruz. Oysa BİZ; Gerçek anlamda ÖZGÜRLÜKçüyüz. Çünkü biz herkes için özgürlük isteyecek kadar yürekliyiz. Eşitlik temel ilkemiz. Adalet ise şiarımız. Yine BİZ; Gerçek aydınlanmadan yanayız. İlkemiz insan onurunu yükseltmek. Bize kimse; liberalizm-kapitalizm ile Marksizm-sosyalizmi aydınlanma olarak dayatamaz. Bu olsa olsa karartmadır. Gerçeğin üzerini örtmedir. Bir de demokrasi demiyorlar mı; algı ustalığında geldikleri noktaya aklım ermiyor. Ezenlerle aynı safta buluşmak demokrasi ise alın sizin olsun! Türlü türlü iftira ve karalamalarla, komplo teorileriyle üzerimize gelmek, terörü meşrulaştırmaya çalışmak demokrasi değil, içinde bulundukları sefaleti gösteren en çarpıcı örnektir.

Farklı bir örnek daha mı verelim?

Bangladeş Diktasının İdamları hangi demokrasiye sığar?

Buna bir cevap verebilirler mi örneğin?

*Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Bangladeş Cemaati İslami lideri Motiur Rahman Nizami'nin idamı hak edecek herhangi bir suçunun olmadığına inandığını söyledi.

Biz de yürekten inanıyoruz.

Peki hangi yüreksizler yargısız infaza sessiz kaldı?

*Cumhurbaşkanımız Erdoğan, konuşmasında Motiur Rahman Nizami'nin son mektubunu da okudu. Hangi vicdan sahibi o mektup karşısında sessiz kalabilir?

Cevap basit: Vicdanı körelmiş insanlar..

Tüm mesele bu çifte standardı görmek, göstermek.