Ayasofya ve Sosyal medya
Ayasofya’nın zincirlerini kıracak olan Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a dünyadaki camiler sayısınca, okunan ezanlar sayısınca teşekkürler çünkü her caminin boynu Ayasofya yüzünden bükük bırakılmıştı. Sayın Cumhurbaşkanım; Ayasofya sizin elinizde öyle bir berat olacak ki; ebedi âlemlerde Hz. Peygamberimiz (sav) ve Sultan Fatih tebessüm çiçekleri ile sizi karşılayacaklar... Cumhuriyet döneminin Menderesten sonra ikinci siyasi kahramanı olacaksınız. Evet, tekrar Ayasofya’nın baş başa vermiş taşları adedince teşekkürler. Dünya şahit olsun ki; Ayasofya’yı kapayanlar olduğu gibi açan yiğidi de vardır. Allah sizin şevkinizi ve gayretinizi tüm siyasilere versin. Sizin gibi gayretli olmayan siyasilere de hakkımız, okunan her ezan sayısınca haram zıkkım olsun. Allah ömrünüzü Ayasofya gibi sağlam kılsın. Teşekkürler…
Sosyal medya…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya platformlarını daha çok kontrol altında tutmak için düzenleme istemiyor. Sosyal medyanın kanalizasyon akıtmaması için bir düzenleme istiyor. Erdoğan madem devletin başıdır ve her sorunumuzla ilgilenmesi lazım, elbette sosyal medyanın da milletin hukukunu çiğnememesi için gereken tedbirleri aldırması lazım. Ama zındıklar salya akıtarak, yalan kazanının altına bolca odunu verdiler… Yalan ruhlarının kılıfı olmuş. Yalan söyleten bir dava ve siyaset asla millete hizmet edemez!
Malum çevrelerin, bütün zırlamaları, gelecek olan düzenlemeleredir. O düzenleme ile İslam’a ve Müslümanlara ve özellikle Erdoğan’a hakaret edemeyecekler. İşte koparılan fırtına bunun içindir. İçimizdeki haçlılar Erdoğan’a hayâsızca saldırmayı kendilerine din edinmişler. Allah’a kul olmaktan kaçınan insan her şeyi kendine din edinir. Malum kesim, 50’lerden beri bu vatana hizmet edenlere karşı saldırganlığı maalesef din edinmiştir. İnternet keşfedilmeden önce mezhep üzerinden, ırk üzerinden ve daha öncesi sağcılık – solculuk üzerinden bahanelerle bu ülkenin gerçek evlatlarına saldırıp, içlerini soğutuyorlardı. Şimdi sahte hesaplarla bu vatanın şerefli çocuklarına vuruyorlar. Bu ödlekler, tankı ve mikrobu görünce tabansız kaçarlar; marketlere bankamatiklere saldırırlar ama sosyal medyada sahte hesaplar açarak, damardan yürek takviyesi almış gibi aslan kesilirler…
İçimizdeki hainler, resmi gayrimüslimlerimize kurban olsunlar. Bu maskeli hainler öyle sinsi gâvur ki; her türlü alçaklığı severek yapacak donanıma sahipler ve İslam’ın emrettiği nezafeti, dürüstlüğü, efendiliği sevmezler. Cumhurbaşkanının kızının namusuna bile dil uzatacak kadar alçaklık ve diktatörvari vatandaşlık sergilerler... Şimdi başımızda diktatör yok ama ahlaksız, kuralsız ve diktatör bazı vatandaşlar var. Bazı medya ise püsküllü diktatör…
Bu ülkenin şuurlu müminleri kendilerine ilişilmediği sürece kolay kolay kimseye müdahale etmez, hayat tarzına karışmaz. Fakat bu ülkede malum çevreler her şeye burnunu sokuyor ve iğrenç şekilde müdahaleye kalkışıyorlar... O zındıklar biraz Müslümanlardan medeniyet öğrensin zira örnek aldıkları batı onlarda hiçbir insanlık bırakmamış!
Erdoğan’a küfretme dininin çirkin müritleri bu ülkenin huzuru – refahı; birlik ve beraberliği için herhangi bir gayret sarf etmezler, devletin güçlenmesinden ve dünyada söz sahibi olmasından şeref duymazlar... Batı bile bizdeki olumlu değişikliği, yükselişi görüyor, hayranlıkla bahsediyor ama bizim Müslüman isimli gizli haçlılarımız Cumhurbaşkanımıza küfür etmekle ve değerlere saldırmakla yarışıyor… Bu yüreksiz güruh, Erdoğan’ın hizmetlerinden dibine kadar yararlanırken, fayda görürken, nefretin ise dibine kadarda hareket ediyorlar... Evet, bunlara Müslüman desen Müslüman değiller, çağdaş desen çağdaş değiller; hürriyet ve demokrasi yanlısı desen hiç değiller… Bunlar hürriyeti Erdoğan’a hakaret, devlete ise çelme takma olarak görüyorlar. CHP ve Kemalizm bunları muhakemesiz bırakmış fakat durumlarını inkâr ediyorlar… İşte bütün bunlar için sosyal medyaya gelecek olan düzenleme sosyal medyayı sosyal kanalizasyon olmaktan kurtaracaktır.
Sosyal medya bu maskeli hainlerin birçok gerçeklerini de ortaya koydu; tanımış olduk. Savaş çıksa İran yanında yer alacak olandan tut; ezan okuyanı kıtır kıtır kesmeyi düşünenine kadar… En iğrenci ise homoseksüelliğe taraftar olup, onursuz yürüyüşe destek vermeleridir... Yani sosyal medya bu çirkin insanları tanımamızı da sağladı. Yapılacak olan; sosyal medyada sahte hesaplarla kuduz gibi saldırgan olanları ve ahlaksızlıkları savunanları tespit edip, bir yerde toplayıp, ahlak ve insani değerleri öğretmeli; daha sonra toplumun içine salmalı. Kuvvetli bir tedaviyi de yalan yazan ve konuşan medyaya yapmalı çünkü hastalığı yayan onlar… Ne zaman sosyal medyada yalan ve iftiranın önü kesilir, işte o zaman iki mahalle birbirine yakınlaşır ve sosyal medya kanalizasyon kokmaz.