Dolar (USD)
35.20
Euro (EUR)
36.83
Gram Altın
2970.72
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Temmuz 2020

Ayasofya bayramı

Hasret sona erdi. Matem bitti. Ayasofya’ya vurulan boyunduruk kırıldı. Gönüllerin suskunluğu sona erdi. Dün yeni bir sabaha, yeni bir çağa uyandık. Türkiye’nin, dünyanın dört bir yanından mü’minler bu kutlu yürüyüş için akın etti. Ellerinde bayraklar, dillerinde tekbirler, gönüllerinde dualarla…

İstanbul’un ulu mabedinin sukutu sona erdi. İman dolu yürekler Ayasofya ve çevresinde saf tuttu. Üçler, yediler, kırklar kenetlendi. Mü’minler, bu kutlu mabed ve onun çevresindeki meydanlarda yüzlerini Kabe’ye, gönüllerini Allah’a döndü. Ayasofya, kalplerin buluştuğu, gönüllerin tutuştuğu mekân oldu.

Dün sadece Ayasofya değil, tüm camiler tek bir mabed gibiydi… Cuma’ya koşan herkesin aklı da, gönlü de Ayasofya’daydı. Ayasofya coşkusundan herkes nasibini aldı. Diğer tüm camilerde okunan kısa Ayasofya hutbesinin ardından mü’minler, bu açılışı canlı yayınlardan takip etti.

Salavatlar, tekbirler, insanın içini ısıtan ve ruhunu doyuran Kur’an-ı Kerim tilaveti gönüllere coşku verirken, İslam düşmanlarının bağrına hançer gibi saplandı. Komşumuzda bayrakların yarıya indirilmesi içinde bulundukları yenilgi psikolojisinin en belirgin göstergesi oldu. Ayasofya’da yeniden yankılanan ezan sesleri, geçmişte meydanda kazanıp, masada kaybettiğimiz zaferlerin bugüne yansıyan muştusuydu.

***

Ayasofya’nın açılması tüm siyasi mülahazaların üzerindedir. Siyaset üstü bir olaydır. Millet – devlet ülküsünün hayata geçirilmiş kilometre taşıdır. Recep Tayyip Erdoğan’ın attığı imza, bir milattır. Değişim ve dönüşümün başlangıcıdır. O imza, yürekleri ısıtan, gönülleri coşturan, susuzluğumuzu gideren bir şifalı sudur. O imza, bireysel bir imza değil, milletin topyekûn imanıyla tarihe bastığı mühürdür.

Ayasofya’nın açılması için son yarım asırda ne çok miting yapıldı, ne büyük mücadeleler verildi, ne çok Türk aydını Ayasofya’nın açılması için yazdığı yazılardan, yaptığı konuşmalardan dolayı yargılandı. Şükürler olsun Rabbime ki, bugün Türk Devleti, Ayasofya’da Kur’an-ı Kerim okuyan bir devlet başkanına sahiptir.

Erdoğan’ın Fatiha Suresi ile Bakara Suresi’nin ilk bölümünü okuması, sadece Türkiye’nin değil tüm dünya Müslümanlarının gönlüne su serpti, ruhlarına şifa oldu. Tıpkı İstanbul’u fetheden büyük komutan Sultan II. Mehmed’in bu kutsal mabedde kıldığı ilk Cuma gibi... İstanbul’un fethi ile dört kıtayı aydınlatan adalet güneşi yeniden parlamaya başladı.

***

İstanbul’un fethi, bir çağı kapatıp yeni bir çağ açmıştı. Ayasoyfa’nın açılışı da bir dönemin bitişi, yeni bir devrin başlangıcıdır. 24 Temmuz, büyük ve aydınlık geleceğin başlangıç noktasıdır.

Bu başlangıçla, seksenin üzerindeki yaşına rağmen İstanbul’un fethi için gelen Peygamber Efendimizin Mihmandarı, İstanbul’un velisi ve valisi Eyüp Sultan Hazretleri’nin ruhu şad oldu. Genç ve dirayetli Osmanlı Padişahı Sultan II. Mehmed’in, onun hocası ve İstanbul’un manevi fatihi Akşembeddin Hazretleri’nin ruhu huzur buldu. Ayasofya’yı yaşatmak için payandalar ve iki güçlü minare ile onu destekleyen dahi mimar Koca Sinan’ın ruhu muazzez oldu.

Ayasofya, kubbesi sessiz, bahçesi ıssız bir müze olmaktan çıkarıldı, tüm dünya insanın ücretsiz olarak gezip göreceği bir mabede dönüştü. Yağmura hasret susuz toprak gibi bekleyen milyonların 86 yıllık özlem ve gözyaşı dindi, mevsim bahara döndü. Müslüman Türk’ün özgürlük ve bağımsızlığının önündeki son engel de kalktı.

Ayasofya Camii, Kızılelma sevdasının İstanbul’da somutlaşmış halidir. Bu sevda, Avrupa’yı, tüm dünyayı içine alıncaya dek sürecektir. Bu sevda, cihana adalet hâkim kılınıncaya dek yayılmaya devam edecektir. Hedef, nizam-ı alemdir. Temeli tevhid, harcı ilim, sütunları irfanla yükselen Türk – İslam medeniyetinin dirilişidir. Türkiye’nin tek bir gönül potasında eriyecek olan inançlı gençliğinin birlik ve kardeşlik şuuru içinde yürüyüşünün miladıdır. Ayasofya bayramımız mübarek olsun.