Ayakkabı ve kafa!

Salı günü, kronikleşen "AK Parti düşmanizmi" nedeniyle muhalefet etmekle saldırıyı birbirine karıştıran ülke aydınlarının, siyasetçilerinin ve basının hallerine değinmiştim.

"Fener-Galata" gerilimini andıran siyasi holiganizm var Türkiye'de. Sürekli kendi halkıyla didişen ve "Aydınlanmacı" bir didaktizmle halkına yabancılaşmış aydınların eleştirel "duruşlarının" altında bu var genelde.

***

Üstat Cemil Meriç'in önemle üzerinde durduğu ideolojik sloganizmin getirdiği bir körlükten kaynaklanan bir sorundur bu. İdeolojilerin bilinmesini, okunmasını, tartışılmasını isteyen Meriç, ancak ideolojik tarafgirliğin, insanları hakikatlerden uzaklaştırdığını vurgulayarak, "İnsanlar sloganla güdülmez" der.

Düşünce ile çığlığın bağdaşmayacağını, şuurun sesinin slogan olmadığını belirtir Cemil Meriç ve ekler: "Yabanu00ee bağırır, medenu00ee insan konuşur."

***

İster kitle partisi olsun, ister bir aydının ferdi muhalifliği olsun, isterse de sivil veya militer kökenli kurum ve kişilerin "Yurdum insanı"na tipik bakışı olsun. Hepsinde bir yabancılaşma, burun kıvırma, halka tepeden bakma vardır.

"Bir şeyden anlamaz" zannettikleri halk ise yüksek sezgisi ile her şeyi kavrar ancak sözde aydınlar gibi çığlık veya slogan atmak yerine dört yıllık zaman diliminin sona ermesini ve sandığın önüne gelmesini bekler.

***

Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz 2006 yılında göreve getirildiğinde ayakkabı çıkarılan evinin fotoğrafı nedeniyle bir sürü hakarete uğramıştı. Türkiye'de kapısında ayakkabıların çıkarıldığı bir evin olması, gazetelerin başını tutan "Aydınları" şoke etmiş, Türkiye'nin bu evde oturanlarca yönetilecek olmasından dehşete kapılmışlardı.

Geçen yıl Ertuğrul Özkök, utanç içinde olduğunu belirterek görevden ayrılan Durmuş Yılmaz'dan özür dilemiş ve zihnindeki önyargılara tutsak olarak o yazıyı yazdığını itiraf etmişti.

***

Ayakkabı artık bizim için bir semboldür. Bush'un kafasına fırlatıldığında nasıl dünya için de bir sembol oldu ise Türkiye'de de yabancılaşmanın göstergesi olan bir simge haline geldi ayakkabı.

Geçtiğimiz günlerde yeni bir ayakkabı ve yabancılaşma macerası daha yansıdı medyaya.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sarıyer'de bir ev ziyareti yapıyordu. Ancak fotoğrafta CHP lideri ve yanındakiler eve ayakkabılarıyla girince ev sahibinin çıplak ayaklarını halının altına gizlediği görülüyordu.

Halktan uzak olmadığını ispat için danışmanlarının uyarısı ile bir eve ayakkabısız girmek de yetmez lider olmak için. Bu ülkede insanların secde ettiği halılara ayakkabıyla basılamayacağını bizzat bilmek, yaşamak gerekir.

***

Ama bu görüntü gündemin sıcaklığı arasında kaynadı gitti. Halbuki 90 yıllık CHP'nin tüm sosyolojik analizini, kod çözümlemesini yapabilecek veriler barındıran bir enstantaneydi.

Her neyse, "Niye millet AK Parti'ye yüzde 50 oy veriyor?" sorusunun cevabı, çamurlu ayakkabılarla "Kağıttepe" sokaklarında gezmekte değil, Sarıyer'deki vatandaşın evine ayakkabısız girmekte gizlidiru2026

***

Not: Afyon'da 25 canımız ihmaller zincirinin ardından Rahmet-i Rahman'a kavuştu. Aynı gün İzmir'de de daha iyi bir hayat için salim diyarlara hicret etmeye çalışan yüze yakın mülteci Ege'nin sıcak sularında hayatında kaybetti. Bütün kışlada ve denizde can veren şehitlerimize rahmet olsunu2026