Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Mart 2024

Ayak oyunları

Seçimler partilerin sadece kendilerini gösterme, ispat etme ve başarılı olma süreçleri değil aynı zamanda kimliklerini ve kişiliklerini sergiledikleri süreçlerdir. Ne kadar oy aldığı kadar nasıl aldığı da konuşulur uzun zaman. Verilen sözler ve tutulan vaatler kadar yapılan iş birlikleri ve yerine getirilmeyen sözler de hafızalarında kalır seçmenin. Seçmen; seçimden seçime oyuna baş vurulan bir vatandaştan öte, partileri ve liderleri yeri geldiğinde baş tacı yapıp göklere çıkaran, yeri geldiğinde de yerin dibine batırıp siyaset çöplüğüne atan güçtür. Tarih bu örneklerle doludur.

Kimi iktidar olmak için canhıraş bir şekilde çalışır, kimi iktidarı önlemek için her türlü oyuna baş vurur. Kimi hizmet yarışında önde olmayı amaçlar, kimi hezimete hizmet eder. Kimi adaletin tesisi için uğraşı gösterir, kimisi adaleti yanıltmak için her türlü kılığa girer. Kimi davasında ve idealinde sabittir, kimisi de menfaat uğruna değirmen gibi döner. Hepsine şahit olduk, olmaya da devam ediyoruz. Kim ne verirse ben iki katını veririm diyerek oy devşiren liderlerden otel lobilerinde makam pazarlığına tutuşan vekillere, kendi siyasi gücüyle iktidar olamadığı için okyanus ötesi vatan hainlerinin saçma sapan idealleri peşinde kurulan partilerden atasının mirası üzerinde boy göstermeye çalışan çömezlere, vekil transferi yapan siyasi partilerden akşam bir partideyken sabaha başka partinin rozetiyle ekran ekran dolaşan koltuk pazarlığı peşindeki vekillere kadar envai türlüsüne şahit olduk. Ülkeyi bölme arzusuyla Kürtlerin temsilcisi olduğunu söyleyip oy devşireni mi ararsın yoksa oy uğruna terör örgütü uzantısı siyasilerle kapılar ardında pazarlık yapanları mı? Bu kadim milletin evlatlarını acımadan katleden bebek katilleri için özgürlük naraları atanları mı istersin, yoksa mukaddes vatanı beklerken kalleşlerin saldırılarıyla şehit olmuş evlatlarımız için terör örgütünü lanetlemekten bile aciz olan korkakları mı? İktidarı devirebilmek için ortaklık yaptığı siyasilere “itler” diye saldıranları mı söyleyeyim, yoksa Mehmetçiğin mermileriyle yere serilen vatan haini leşlerin cenazelerine katılan sözde vekilleri mi? Ah memleketim, bağrında neler neler saklarsın!

Yaklaşan yerel seçimler bu gerçeği bir kez daha gözler önüne seriyor. Daha düne kadar abla kardeş gibi birbirlerine sarılıp boy gösterenlerin şimdilerde birbirlerine nasıl saldırdığını herkes seyrediyor. Perdenin önünde altılı ama perdenin arkasında bilmem kaç altılı masa olarak sözde millet kelimesiyle milleti kandırmaya çalışanların seçimlerin akabinde nasıl foyalarının meydana çıktığını herkes biliyor. Kendisine her türlü hakareti yapan terör örgütü yandaşlarıyla hâlâ yol yürümeye çalışan, kendi liderine bile kumpas kurduğu ayyuka çıkan siyasilerin milletten nasıl her seferinde tokat yediğini söylemeye gerek bile yok.

Bu seçim çok renkli olacağa benziyor. Millet ve memleketine hizmet için çalışanlar ile milleti ve memleketi kendi sultaları uğruna çalıştırıp geriye götürme çabasında olanların seçimi. Verdiği sözlerin hesabını vermeye çalışanlarla hiçbir vadini yerine getirmediği halde algılarla millete hesap vermekten imtina edenlerin seçimi. Her gün bir tane değil onlarca temel atıp açılış yapanlarla hiçbir yatırım yapmadığı gibi temel atmama törenleri yapanların seçimi. Şehirleri yaşanacak mekanlar haline getirmeye çalışanlarla idaresini devraldığı şehirleri yaşanmaz hale getirenlerin seçimi. Ülkenin önünü açanlarla ülkenin önünü tıkayanların seçimi. Aklı millette olup millete hizmet için günü güne ekleyenlerle aklı genel merkezde olup liderini devirme planları yapanların seçimi. İsraf haramdır anlayışıyla milletin her kuruşunu millete hizmet yolunda harcayanlarla israfı önledik algısıyla milletin parasını kendi koltuğunu sağlamlaştırmak için delegelere rüşvet verenlerin seçimi. Aslında siyah ile beyazın seçimi ama bir kez daha teyit edilmiş olacak.

Kadim bir medeniyetin varisleri ve asil bir milletin evlatları olan bu millet ne yalana prim vermiştir ne de yalancıya. Ne hırsıza görev vermiştir ne de arsıza. Ne algıyla yönetilmiştir ne de toplum mühendislerinin planlarıyla. Bu millet kendisini baş tacı yapanları da bilir, kendisine aptal diyenleri de. Kendisine hizmet edenleri de kendisini sömürenleri de bilir. Zaman zaman yanlış seçim diye sandığımız kararların bile bu milletin nezdinde bir amacı olmuştur ama zamanla anlaşılmıştır. Bütün bu ayak oyunlarına hiç gerek yoktur. Bu millet her şeyi görüyor ve biliyor. Verdiği karar da vereceği karar da baş tacıdır.