"Ayağa kalk Sakarya"

“Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk Sakarya” diyordu Şairler Sultanı…

Önce Türkiye’yi Suriyeleştirdiler…

Darbelerle bunu pekiştirmeye çalıştılar.

28 Şubat bunun en açık delilidir.

Melun sürecin Kudretli Generali’ Çevik Bir’e Dünya Siyonist Örgütü “Dünya Lideri” unvanı verdi.

İpleri kimlerin elinde olduğu malum olanlar, bugün de Esad’la kol kolalar, ona ağıtlar yakmaktalar.

“Laiklik” ağızlarında bitmek tükenmek bilmeyen bir sakız…

1990’larda cinayetlerle siyaset planlayanlar, müntesiplerini sokaklarda, cami avlularında “Mollalar İran’a” sloganlarıyla sevk ve idare ederken Türkiye’nin Suriyeleşmesi için Esadi yöntemler uygulamaktan geri durmadılar.

Yasaklar…

“Tek tip insan yetiştireceğiz” diyerek milletin kanı ve gözyaşı üzerinde saltanat kurmaya çalıştılar.

Esad’ın akıbetinden onlar da kutulamayacak…

Çünkü zulm ile abad alunmaz…

1997 yılının haziranında merhum Necmettin Erbakan başbakanlığındaki hükümeti istifaya zorlandığında Çankaya’nın kapısında merhum Muhsin Yazıcıoğlu: “ Türkiye İran olmayacak ama Suriye’de olmayacak.” diyordu. Bunu vefatından 8 ay kadar önce bir misafirlikte gündeme getirdiğimde: “ Biz siyaseti millet için yapıyoruz” cevabını vermişti. Bundan dolayı Esadilerin hışmına uğradı.

Cinayet ve Hıyanet Platformu, “uzlaşı” adı altında terör örgütleriyle Esadilerle açık ve gizli her türlü iş birliği yapmaktan geri durmuyor.

Ne işimiz var Libya’da?

Ne işimiz var Karabağ’da?

Ne işimiz var Suriye’de?

Ne işimiz var Akdeniz’de?

Türkiye bunlara rağmen ayakta…

Sakarya ayağa kalktı…

Bosna ayağa kalktı.

Libya ayağa kalktı.

Karabağ ayağa kalktı.

Mavi Vatan’da Yavru Vatan’da ayağa kalktı.

Türkiye, Gazze için, Kudüs için mazlumlar için kıyamda.