Ay Vakti Kitap
Dr. Şeref Akbaba Hocamız bahsetmişti. Ay Vakti dergisi olarak şimdiye kadar Ay Vaktinde eser veren yazarlarımızın, şairlerimizin eserlerini derleyip kitaplaştıracağız, diye… Unutmuştum. Tâ kî geçtiğimiz ay postacı bir kitap kolisi getirene kadar.
Ay Vakti kitap külliyatında hangi
kitaplar var: “Söz Hali” Şeref Akbaba’nın
denemelerinden oluşuyor. “İnsan, Sanat ve Edebiyat”, Salih Uçak’ın deneme ve
makalelerinden oluşuyor. “Yabancı” kitabı Yavuz Ertürk’ün şiirlerinden
oluşuyor. “Adım Aden’de Saklı” kitabı, Nurşah Karaca’nın
denemelerinden müteşekkil bir kitap. “Duvar ve
Râ” kitabı, Ferhat Öksüz’ün şiirlerinin yer aldığı kitap. “Yara Söylemeyin”,
Selami Şimşek’in yeni şiir kitabı. “Üşüyen Ovanın Uykusu”, Ali Yaşar Bolat’ın
Ay Vakti’nde çıkan şiirlerinin yer aldığı yeni kitabı. “Ey Ödünç Yaşam, Semra
Saraç’ın ilk şiir kitabı. Şirâze’den Şirâze’ye Mektuplar, Naz N. Varlı’nın
mektuplarından oluşan bir kitabı. Bu kitabın ilk serisi 2007’de Şiraze imzası
ve “Saklı Mektuplar” adı altında yine Ay Vakti kitaptan çıkmıştı. Ve
külliyatın son kitabı Mustafa Küçüktepe’nin şiirlerinden müteşekkil “Leyla
Bakışlı” kitabıdır.
Ay Vakti kitabın on eserden oluşan bu
serisi zannedersem Ay Vakti’nin ikinci kitap basımıdır. Daha önce 2012’de Ay
Vakti dergisi dört kitap basımı gerçekleştirmişti. Necmettin Evci’nin “Yaşamak
Öldürür Beni” adlı deneme kitabı, Naz Ferniba’nın “Zemheri” adlı hikâye kitabı,
Şeref Akbaba’nın “Ay Olun İnsanlar” adlı hikâye kitabı. Son olarak yukarıda da
ismini zikrettiğimiz Şiraze imzasıyla basılan “Saklı Mektuplar”…
Ay Vakti kitabın okuyucu nezdinde en
çok itibar görülen kitabı, her sayıda derginin son sayfasında yer alan
“Şiraze’den Şiraze’ye Saklı ” adlı mektuplardan müteşekkil kitaplardı. İlk kırk
beş mektubun yer aldığı “Saklı Mektuplar” ve son olarak yüz beş mektubun yer
aldığı “Şirâze’den Şirâze’ye Saklı Mektuplar” ... Ak Vakti dergisinde Şirâze’den
Şirâze’ye mektupları, dergiyi genç okuyucular nezdinde muteber bir hale getirmişti.
Bunu tecrübe ettiğim için söylüyorum. Bana her sayıda iki dergi gelirdi. Bir
dergiyi mümkün mertebe üniversite öğrencilerine ulaştırırdım. Onların geri
dönüşleri sayesinde bu bilgiye ulaştıydım. Ay Vakti dergisinde Şirâze’den Şirâze’ye
mektupları sayesinde edebiyat dünyamızda mektup türü kaybolmaktan kurtulmuş
oldu. Gelişen teknoloji nedeniyle sosyal medya platformlarında herkesin anlık
mesajlaştığı bir dönemde bu mektuplar, anlamlı birer eser olmuştur.
Yakın zamanda Tür Dil Kurumu,
edebiyatımızın ünlü simalarına ait mektupların derlendiği bir kitap aldım. Bu
mektuplar Şirâze’nin mektupları gibi umuma değil ferde yazılmıştı. Onların
vefatından çok sonra arşiv değeri kazandığı için basılmıştır. Tabi biz
bilemiyoruz. Şirâze, mektubunu Ay Vakti dergisine gönderirken onun bireysel
muhatabı da var mıydı? Bilemiyoruz. Bu soruyu şunun için soruyorum. Hani bir
zamanlar Mihriban’ın şairi Abdürrahim Karakoç, Mihriban’dan mektup alır ama
Mihriban’a mektup yazamazdı. Peki, Karakoç ne yapardı. Elin kızının evine
mektup mu yazılırmış, ayıptır diyerek Mihriban’a yazacağı mektubu o zamanlar
Maraş’ta çıkan bir gazeteye verirdi. Şehirdeki herkes Karakoç’un mektubunu şiir
diye okurdu. Ama Mihriban, o gün çıkan gazeteyi okuduğunda bilirdi ki bu şiir
olsa bile kendisine yazılan bir mektuptu.
Dergide düşünce alanında
denemeleriyle tanıdığımız Necmettin Evci’yi de bizim yaştakiler okur ve değerlendirir.
Sayın Evci’nin de “Yaşamak Öldürür Beni” adlı deneme kitabı tabi ki muteberdir.
Ama onun okur kitlesi farklı. İmkân olsaydı da dergide şiirleriyle katkıda
bulunan Nurullah Genç, Nurettin Durman, Adem Turan, Hüseyin Akın, Özcan Ünlü gibi
şairlerin şiirleri de kitaplaşsaydı. Onların da Ay Vakti dergisinde epey
emekleri var.