Avrupa'nın umuda ihtiyacı var !
Papalığın ruhani gücünü kullanan ve İtalya'yı Katolik Kilisesi etrafında birleştirip güçlendirmek için saldırgan politikalar izleyen, bu yüzden "Savaşçı Papa" olarak da isimlendirilen Papa II. Julius'un, meşhur İtalyan heykeltraş ve ressam Michelangelo'nun Sistine Şapeli duvarlarına resmettiği her biri Hrıstiyanlığa ait semboller içeren figürlerin altında çekilen aile fotoğrafı çok dikkat çekiciydi.
Akılcı, bilimci, laik ve dini politikaya karıştırmayan (!) AB üyesi ülke liderlerinin Papayla olan görüntüsünden bahsediyorumu2026
Batı çıkmaza girdi
Maddi manevi çıkmaz içindeki Batı, eşiğindeki buhrandan kaçabilmek için "sığınacak liman" arıyor, Papa da sürüsüne sahip çıkmak isteyen çoban hesabı, bir yandan fırça atıyor, bir yandan şefkat gösteriyor ve eksik etmediği nasihatlerle koyunlarını gitmeleri gereken yere doğru sevketmeye çalışıyordu.
Bizde "İsa'nın Askerleri" olarak bilinen Cizvit tarikatı kökenli Papa Francis, AB liderlerine yaptığı konuşmasında AB'nin geleceği ilgili endişelerini paylaşırken, "Beden yön duygusunu kaybettiği zaman, artık geleceğe bakamaz, geriye çekilmeye başlar ve uzun vadede ölme riskiyle karşı karşıya kalır. Avrupa'nın da yeni vizyona, umuda ihtiyacı var" demiş.
Sömürü düzeni bitiyor
Avrupa ahlaki ve ekonomik olarak çökmenin eşiğinde. Sömürüyle kurdukları düzen ruhlarına şifa olmadı, ruhlarını tatmin etmek için daha çok sarıldılar maddeye ve tüketecek noktaya yaklaştılar. Yeni sömürü alanları kısıtlı ve eskisi kadar kolay da yapamıyorlar. Yani ihtiyaç fazla ama karşılayacak alan az, bunun sonucu ne olur? Kendi içlerinde yüzyıllar boyunca süren savaşların sebebi olan paylaşım kavgası! Bu kavganın emareleri görünmeye başladığı için "ortak düşman" algısı üzerinden birliği toparlama çabasındalar.
Hrıstiyan kulübü olan AB'nin uzun bir zamandır her fırsatta dile getirdiği ve Papanın Hrıstiyan köklerine atıfta bulunarak "ortak hedefe yürümeyi gerçekleştirmelisiniz" diyerek hedef gösterdiği düşman İslam'dır ! Şu anda İslam Alemini temsil eden Müslüman Türkiye ise kontrollerinden çıkmak üzere.
Düşmanla (Karşıt görüş, düşünce, devlet, ideoloji ile) yapılan çatışmalarda, ya karşında olanın tesiri altına girersin yahut kendi özüne dönersin. Bunun fiili neticesi işgal, esaret, ölüm ise, ruhi tarafını yaşam tarzından hayata bakışının değişmesine kadar uzanan geniş bir yelpaze oluşturur.
Haçlı Ordusu hazırlıkları
Batı, bizimle olan gerginliği kendi özüne dönme, toparlanma ve halklarını motive etme vesilesi olarak değerlendirmek istiyor. Ülkemizde yaşanan referandumu dert edinip açıkça taraf olma sebebi de bu bakış açısının tezahürü. Peki biz?..
Gerginlik arttıkça, Vatikan -Apostolik Saray'ında yine bir Papa öncülüğünde yeni Haçlı ordusunun planlandığını duyacağımız günler çok uzak değil.
Buna karşı Müslümanlar olarak bizi bir araya getirecek (Hilafet-Merkez-Fikir) olan şeyi konuşmamız ve buna dair ciddi adımlar atmamız hadiselerin tabii sonucunu belirleyecek.
Batının son zamanlarda attığı her adımı bu zaviyeden okumak ve heyecana dayalı sığ adımlardan ziyade özümüze gerçek dönüş idrakini bu milletin ruhuna üflemek gerek.
Ya onların potasında eriyeceğiz, yahut özümüze döneceğiz.
Var mı başka yolumuz?
