Atsız ve Gazze
Gazze’de gaza var. İyilerle kötülerin, insanlıkla vahşetin,
ak ile karanın, masumlarla katillerin mücadelesi var. Siyonist İsrail ve onu
destekleyen emperyalist Batı, bu çağda şanlı direniş gösteren Filistinlilere
azgınca saldırıyor. Millî Mücadelelerini veren kutlu insanların destansı kıyamı
var. Dirilişin ardındaki bu direniş, tarih boyunca yaşanan iman-küfür savaşının
günümüzdeki yansımasıdır.
İnsanlık büyük bir imtihan veriyor. İslam âlemi de aynı
sınavdan geçiyor. Batı, tarihin kara sayfalarına şimdiden geçti: ABD,
İngiltere, Almanya ve Fransa utançla anılacak. ABD’de önce kongre binasında
sonra da tren garında Siyonist İsrail’i ve Netanyahu’yu lanetleyen, Filistin’e
özgürlük isteyen gerçek Yahudileri yürekten alkışlıyorum. Onlar şerefli
insanlar! Dünyada 120 devlet Filistin’in yanında yer aldı. Diğer sefil ülkeler,
korkaklığın, rezilliğin lekesini asla silemeyecekler.
Göz pınarlarımız kurudu. Minik şehadet parmakları uzatılmış,
küçük kefenine sarılmış o melek bebekler, herkesin kalbini titretir de Batılı insanları
hiç mi etkilemez? Yazıklar olsun hepinize! Lanet olsun gamsızlığınıza! İnsan
olsaydınız meydanları doldurur, kınardınız. Yuh olsun ervahınıza! Yüzünüze
tükürülse yeridir. Hakikaten boşuna “Vahşi Batı!” denilmemiş size. İğrençsiniz!
Kutsal kitapta “Öldürmeyeceksin!” emrini okuyan hahamlar
nerde, sevgiden, merhametten bahseden papazlar hangi kuytuda? Din adamları
olarak protesto etmeniz gerekmez mi bu cinayetleri? Bütün haham ve papazlar bir
araya gelip kınayamaz mı zulmü? Yoksa Batı emperyalizmine ve ‘Haçlı’ ruhuna, ‘Siyonist
faşizm’ kanı mı karıştı?
Bugünlerde yakından tanıdığım seçkin dört fikir ve sanat
adamı artarda vefat etti. Dünya sürgününü tamamlayıp ahiret yurduna doğru yola
çıktılar. Çantacı Necmi (İlgen) ağabey ömrünü iman-Kur’an hizmetine adayan, en
ağır meseleleri tatlı diliyle, mizahi üslubuyla ve akılda kalıcı misallerle anlatan
bir Nur Talebesiydi. Ardından hikâyeci yazar Recep Seyhan Hakk’a yürüdü. Peşinden
gazeteci, şair, yazar ve Nihal Atsız’ın büyük oğlu Yağmur Atsız ebedî âleme göç
etti. Son olarak yazar Hasan Kocabaş bu kervana katıldı. Rahmet diliyorum.
Yağmur Atsız hayatının büyük bölümünü Almanya’da geçirdi.
Türkiye’yi özlüyordu ve arada bir İstanbul’a geliyordu. Çalıştığım Kubbealtı
Vakfı’na davet etmiş, kendisiyle mülakat yapmıştım. Duygulu şiirleri, güzel
eserleri var. Bir köşe yazısını unutamıyorum. Star gazetesinde 20 Temmuz 2014 tarihinde yayımlanan bu yazı,
“Çocuklara Kıymayın, Efendiler!” başlığını taşıyor. İsrail terör örgütü, 9 sene
önce de Gazze’ye hunharca saldırıyor, çocukları katlediyordu.
Gazze’den gelen resimleri gördükçe büyük üzüntü duyduğunu ve
kendisini iyi hissetmediğini belirten Atsız, “O katledilmiş Arap bebekler ve
katledilmekten beter edilmiş çocukların dehşet içindeki çehreleri bir türlü
uzaklaşmıyor iç gözlerimden.” diyor, devam ediyordu: “Başta Almanya Başvekili
Angela Merkel olmak üzere Batılı yöneticiler koro hâlinde İsrail’in meşru
savunma durumunda bulunduğunu ileri sürüyorlar. İsrail, fevkalâde büyük bir
tehlike altında bulunduğu ve Arap saldırganlığına maruz kaldığı için mecburen
şey etmiş. Öyle bir zoraki savunma ki ilk sekiz günlük bilançosu 259 ölüden
oluşuyor.”
Atsız, yazının bundan sonraki bölümünde alçak İsrail ile
alay ediyor: “258 Arap 1 İsrailli! Demek tehlike ‘fevkalâde büyük’ değil de
‘biraz daha büyücek’ olsaymış 750 Arap ve 2 İsrailli filan gibi bir sonuçla
karşılaşacakmışız. Maazalallah ne vartalar atlatmış zavallı İsrail!” “İsrail”
ile “Yahudi” kavramlarını karıştırmamak gerektiğini, şöyle vurguluyor: “İsrail
‘Siyonist’ bir devlettir; Yahudilik/Musevilik ise bir semavi din! Unutmayalım
ki şu anda İsrail’in içinde dahi bu Gazze operasyonuna şiddetle karşı çıkan
yüzbinlerce İsrailli var. Onlar da Yahudi! Hele hele Türkiye Yahudilerini de
işin içine katmak cahilliğini gösterenler aslında Türkiye’ye de ne kadar büyük
bir kötülük ettiklerini bilmelidirler. Zira bu yüzden dış dünyada, sanki bu
ülkede bir Yahudi düşmanlığı varmış gibi bir izlenim uyanıyor ki Türkiye aleyhtarlarına
sevinçten masaya hoplayıp göbek attıracak bir hatadır. Unutmayalım: Türkiye
Yahudileri, en az Türk kökenli Türkler kadar bu ülkenin yurttaşlarıdır ve
onların hak ve hukukunu kollamak bu memleketteki her ferdi vahit için bir şeref
meselesidir!”
Bugün kaleme alınmış gibi taze duran
yazı, İsrail soykırımcılığının, katilliğinin vesikası! Dün neyse bugün de o! Dünyanın
başına bela! Suriye’den vatanımıza gelen Arap kardeşlerimizi sevgiyle
kucaklayan Atsız, “Hiç kimse kendini aldatmasın; bu insanlar artık kalıcıdır!”
dedikten sonra Gazze meselesine sahip çıkmamız gerektiğine şöyle işaret ediyor:
“Türkiye, elinin uzanabildiği her uluslararası planda, Gazze Problemi’ni
gündeme getirmeli ve orada tutmalıdır da! Bakınız, şuraya yazıyorum: Bundan en
fazla bir sene sonra yeryüzünde Suriye felâketini Türkiye’den başka düşünüp
dert edinen hiçbir ülke kalmayacaktır! Arap devletleri dâhil! Misal mi? İşte
Filistin!!!”