Atmosfer Isınıyor
Sandık çıkış sonuçlarına göre 64. ABD Başkanlığı’nı Biden-Kamala ikilisi garantiledi. Trump ve ekibinin bundan sonra yapacağı hukuki mücadelenin seçimi geri getirmesi oldukça zor.
Barak Hüseyin Obama’nın seçilmesine sevinen Müslümanların ve
Afrikalıların 8 yılın sonunda uğradıkları hayal kırıklığını, Kamala Harris’in
başkan yardımcısı olmasına göbek atan kadınların, Hindu ve Asyalıların da
yaşaması kaçınılmaz gibi görünüyor.
Trump’ı alaşığı eden sosyolojik atmosferin ABD derin
yapısının dünyanın diğer yerlerinde çıkardıkları daha büyük sorunlarla
dağıtılamayacağı gerçeği Biden’i de tepetaklak etmesinden emin olabilirsiniz.
ABD’nin iç sorunu olarak görülen, Pandemi ve sağlık sistemi,
Irkçılık ve polis şiddeti, ekonomik kırılganlık, işsizlik, gelir adaletsizliği,
göçmen sorunu bir günde, bir yılda altından kalkılacak sorunlar değil. Biden ve
ekibinin uzun dönem içerdeki devletin sıfırlanmış imajını düzelterek iç
istikrar ve barışı sağlamaları o kadar kolay değil. Yükselen Trumpizm ve faşizm
dalgasını, cumhuriyetçilerin elinde olan bir senato ile topal ördek misali
durdurulması imkansız. Yani bugüne kadar hedef ülkelere yaşattıkları iç
karışıklıklarla artık kendileri muhatap. Kısacası ABD sonun başlangıcında. Bu
iç karışıklıklara ise kuyruklarına basılan, Çin, Rusya, Körfez gibi bölgelerin
kayıtsız kalmalarını düşünmek ise sadece safdillik olur.
İkinci dünya savaşı yıllarda dünya ekonomisinin yüzde
50’sine hakim olan bir ABD’nin bugün dünya ekonomisinde yüzde 20 söz sahibi
olarak herkese her dediğini yaptırma zorbalığı artık yürümez. Yani ABD istese
de istemese de dünya tek kutupluluktan çok kutupluluğa doğru yol alıyor.
Buradaki ayrıntı Biden ve ekibinin dünyanın diğer yerlerindeki hükümranlıklarını
sürdürebilmek için kimlerle ortak çalışacağı, bu partnerlerin ABD’ye ne kadar
teslim olacağı konusu. Çin’i geriletmek, Rusya’yı dengelemek, İran’ı kontrol
altında tutmak bunları da askeri ve ekonomik yaptırım tehditleriyle sağlamak
mümkün değil.
Biz, Trump’ın, Biden’in, ABD’nin rüyalarından çok kendi
hayallerimizin peşinde koşmalıyız. Bunun altyapısı zaten oluşturuluyor. 2002
ile başlayan AK Parti iktidarları döneminde
2003 yılında ABD’nin başında Bill Clinton, 2007’de George W. Bush,
2012’de Barak Obama, 2016’da Donald Trump vardı. Hepsi de Türkiye ve İslam
dünyasına büyük zararlar verdi. ABD derin devletinin politikası hiç değişmedi.
Biden’in döneminde de üslup farkından başka bir fark olmayacaktır.
Yakın dönemde Trump ile mücadeleye odaklanmış olan Türk
siyasetinin bölgedeki kendine yönelik tehditleri bertaraf etmek için yeni bir
perspektif geliştirmesi gerekiyor. Türkiye, ne Karabağ, ne Kıbrıs, ne Akdeniz
ve Ege, ne Libya, ne Suriye, ne Irak, ne Afrika, ne Orta Asya, ne nükleer
enerji, ne denizlerimizdeki enerji arama haklarımız, ne uluslararası
ticaretimiz, ne hava sahamızı savunma hakkı, ne terörle mücadele hakkından
ABD’nin başkanı kim olursa olsun vazgeçemez.
Biden’in başkanlığını açıklamasının ardından, CHP Genel
Başkanı mal bulmuş mağribi gibi daha İsrail bile çiçeği burnunda seçilmiş
başkanı tebrik etmemişken, tebrik mesajı yayınladı. Anlaşılan Bay Kemal’in
birkaç günde bir ayaklarına kapandığı John Bass gibi birinin Ankara’ya
gönderilmesi beklentisi var.
ABD’deki bu gelişme bizi Rusya ile işbirliğine biraz daha yaklaştıracaktır. Ermeniler Biden sarhoşluğu yaşarken, Azeri ordusu, 28 yıl sonra Şuşa’yı işgalden kurtardı. Laçin koridorunun önemli noktası Şuşa’nın kurtarılması ile Dağlık Karabağ işgalcileri geldikleri gibi konvoylar oluşturarak kaçmaya başladılar. Biden’in oluşturacağı yeni atmosferde İran ile nükleer anlaşmaya dönülmesi durumunda, Suudi Arabistan, BAE, Mısır gibi koşulsuz şartsız İsrail’e üç kuruşa satılan yöneticiler boşta kalacaklardır. Yani İran yeniden ABD tarafından koç başı yapılacak. Bu da başta Suriye olmak üzere bölgede birçok dengeyi değiştirecektir. Suriye’nin rejim bölgesinde Rus yanlıları ile İran yanlılarının çatışmaları gün sayıyor. Böyle bir atmosferde terör örgütünün yararlanmaması için Mehmetçiğe Suriye’de yeni görevler verilecek. Karabağ’ın kurtulması sonrasında Rusya bölgeye ABD’yi sokmamak için İran’ı da karşısına alacaktır. Umutsuz olmaya gerek yok. Bölgemizde dengeler öyle veya böyle oturacak. Yeter ki, Türkiye gücünün farkında olsun, STK ismiyle altımızı oyacak hainlere yol verilmesin… Şuşa’nın özgürlüğüne kavuşması, Kudüs, Şam, Kerkük, Musul, Yemen, Mekke, Medine’nin özgürlüğünün habercisi olacaktır. Vesselam…