ATLETİZM VE PSİKOLOJİ
Çin'de atletizm şampiyonası yapılıyor. Dünya Atletizm Şampiyonası'nın yapılmasından çoğu insanın haberi yok. Olmasını da çeşitli sebeplerle beklemiyoruz. Çünkü spor adına futbol olgusu dünyanın ve ülkemizin gündemini işgal ediyor. Görsel yayınlar ve gazeteler futboldan ve futbolculardan söz ediyor. Futboldan anlasın anlamasın herkes futbol uzmanı kesilmiş, konuşuyor.
Baştan belirtelim ki, biz futbolu spor olarak görmüyoruz. Bize göre futbol bir gösteri san'atıdır. Futbol idarecilerinin toplulukları uyutmak için bir vasıta olarak kullanılabilir. Günümüzde ve geçmişte futbol problemlerden, dertlerden uzaklaştırmak için hala da çare olarak görülmektedir. Belli ölçüde başarılı olduğu söylenebilir. Ama problemler kendisini her durumda ve yerde belli edip ele veriyor.
Esas konumuz olan spora dönelim. Spor insanın yeteneklerini geliştiren bedensel, ruhsal ve sosyal açıdan gelişimini sağlayan bilgi, beceri, liderlik yeteneklerini geliştiren, dakiklik, incelik isteyen, eğlendiren, düşündüren, dinlendiren ve belirli kurallar altında yapılan faaliyettir. Kişinin kendi kendini disipline etmesine, kişinin karşılaşacağı fiziksel ve psikolojik güçlüklerin yenilenmesine yardımcıdır.
Spor kişilerin birbirlerine olan muhabbetini arttırır, dayanışmayı kuvvetlendirir. Sportif faaliyetlere katılan bireyler oyun ve hareketlerle duygularını ifade etme imkanı bulur. Saldırganlık, utanç, kıskançlık, gibi duygularını boşaltır ve duygularını kontrol etmesini öğrenir. Spor yarışmasını izleyen açısından rekabete, müsabakaya dayalı estetik bir süreçtir. Toplumsal açıdan o cemiyetin özelliklerini ayna gibi yansıtan ve gerekirse onu yönlendirebilen bir sosyal kurumdur.
Spor saldırgan dürtülerin boşalımına imkan vermede etkin bir yoldur. Sporun kendi içinde kazanma ve yarışma dürtüsünü harekete geçiren mekanizma şiddettir. Şiddeti tetikleyen duygu ve davranışların deşarj olabilmek ve kendilerini ifade edebilecekleri en uygun ortamlardan birisi spordur. Şiddet eyleminin içgüdüsel olması ve içgüdülerinin sonradan yönlendirilebilir bir duruma getirebilmesine aracı olan yapının spor olduğunu söyleyebiliriz.
Dürtüler ve ihtiyaçların doyuma ulaştırılması için dürtüler ve ihtiyaçların toplumsallaşmaya ihtiyacı vardır. İnsan haz ilkesi ile gerçeklik ilkesi arasında dengeyi kurmak zorundadır. Spor söz konusu dengeyi kurmak için en uygun destekleyici bir eylemdir. Düzenli ve doğru planlanan idmanların sinir sisteminin dengesinde olumlu katkı yaptıkları; aşırı heyecan, sinirlilik halleri ve anksiyeteyi düzeltmede yararlı olmaktadır.
İnsanlardaki orta şiddetli stresi ve bunun yol açtığı hastalıkların önlenmesinde düzenli aerobik idmanların rolü çoktur. Düzenli idman depresyon, uyku bozuklukları, bunaltı bozuklukları, kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı, şişmanlık, kanser AİDS gibi birçok hastalıkta önleyici, tedaviye yardımcı, yan etkileri önleyici, bağışıklık sistemini güçlendirici olarak tavsiye edilmektedir. Ayrıç şiddetin ortaya çıkarttığı travma ile baş etmede sporun rolü inkar edilemez.
Sporun bu kadar öneminden ve pozitif yönlerinden söz etmişken psikolojik yanı göz ardı edilemez. Atletizmde bu psikolojik yön daha da önemlidir. Spor psikolojisinin ilgi alanları içinde sportif etkililiğin psikolojik özellikleri, sporcuların hazırlıkla alakalı psikolojik analizleri, spor ve kişilik, sporda küçük grupların psikolojisi, sporda iradenin rolü, iletişim kurmayı sağlama, oyuncu ve taraftar psikolojisi yer alır. Ayrıca oyuncunun ailesi, çevresi ve hayat tarzının incelenmesi de spor psikolojisinin ilgi alanına girmektedir.
Bize göre spor ve psikoloji her zaman göz önüne alınmalıdır. Atletizmde psikoloji konusunun göz önüne alınması şarttır. Devşirmelerle birlikte yerli atletlere de ihtiyaç duyulmaktadır. Değerli yöneticilerimizin ve çalıştırıcılarımızın spor ve psikoloji ilişkisine ağırlık vermeleri arzu edilir.
Sonuç: "Birileri yok saysa da psikoloji her alanda olduğu gibi sporda da gereklidir ve yerini almalıdır."