Dolar (USD)
34.76
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2949.00
BIST 100
9883.06
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Şubat 2024

Ateşe koşuyoruz!

En tepeden en alta, ülkeler, liderler ve insanlık olarak Siyonist katillerin Filistinlilere yaptığı soykırımdan sorumluyuz.

İsrail, vahşi katliamıyla insanlığın içinden atması gereken bir irin olduğunu zaten göstermişti. Kudurmuş vahşi saldırgan bir hayvana “neden saldırıyorsun” denilmez. Durdurulur ve kuduz bir hayvana ne yapılıyorsa o yapılır. Siyonizm insanlığın düşmanıdır ve bu düşman yenilmeden dünya huzura eremez.

Sadece son dört aydır yaşanan soykırıma değil, yıllardır İsrail’in yaptığı her işgal ve katliama destek olan Amerika ve Avrupa devletleri, siyasi, askeri, ekonomik ve propaganda desteği vererek soykırıma doğrudan suç ortağı olmuşlardır.

Her politikası vahşet, sömürü ve mazlumu ezme üzerine inşa edilen ve yıllardır bunu sistematik olarak uygulayan, emperyalist ülkeler, Siyonist katillerin doğal müttefikidir. Soykırım onların açık desteğiyle devam ediyor.

İslam İşbirliği Teşkilatı yani halkı Müslüman olan ülke liderleri ise, sessiz kalarak verdikleri dolaylı destekleriyle bu soykırıma ortaktırlar. ABD ve Avrupa ülkeleri ideolojik, dini ve siyasi tavırlarıyla İsrail vahşetinden birinci dereceden sorumlu olmalarına rağmen, halkı Müslüman olan ülke liderleri dolaylı destekleriyle onlardan daha fazla suçludur.

Çünkü Siyonistler, Müslüman topraklarını ve Müslümanlar için en kutsal olan Mescid i Aksa’yı işgal etmişler ve Filistinlileri öncelikle Müslüman oldukları için en gaddar şekilde katletmektedirler. Siyonizmin sadece Filistinlileri değil, bütün Müslümanları, İslam’ı yok etme hedefi ortadayken sessiz kalışlarından dolayı daha fazla suçludurlar.

İslam İşbirliği Teşkilatı, Siyonist saldırının başladığı ilk haftalarda zor bela toplanıp bir “kınama” açıklaması yapmıştı. Bir milyondan fazla Filistinlinin sığındığı Refah şehrine yapılan saldırı sonrasında tekrar toplandılar ve bu sefer “şiddetli bir şekilde kınadılar” İsrail soykırımını.

İsrail’i kınayarak durdurabileceklerini mi zannediyorlar yoksa bir araya gelip ıkınarak kınama fantezileri mi var bilemiyorum.

Fakat, gözlerimizin önünde çoluk çocuk masum bir halk özellikle hedef alınarak katlediliyor. Gazze yerle bir edildi ve dünyadaki bütün Müslümanların onuru ve haysiyeti, Siyonist askerler tarafından kahkahalar eşliğinde çiğnenirken buna seyirci kalan, bu vahşeti durdurmak için elinden gelen her şeyi yapmayan, bu caniliği hayatını normal şekilde sürdürerek izleyen kim varsa Allah katında ve kul vicdanında en ağır şekilde mahkum olacağından şüphem yok.

Türkiye, bu vahşetten rahatsız olan insanlığa öncülük ederek soykırımı durdurabilecek ve Siyonistlere ve onları her şekilde destekleyen Haçlı emperyalistlere ders verebilecek noktada bir duruş sergileyebilirdi. Yapamadı.

Neden böyle sorusuna; Özellikle içimizde olan Siyonist ajanlarından ve çeşitli şekillerde yapılabilecek dış müdahalelere açık oluşumuzdan bahsedilebilir. Bu açıklamalardaki haklılık payına ve çoğunu da katıldığımızı söylemeliyiz..

Ama bazen, sen bütün gemileri yakarsın ve Allah sana öyle kapılar açar ki, ne kuklalar ne o kuklaları oynatan eller ne atom bombaları ne savaş gemileri ne yapsa seni durduramaz. O eşik aşılamadığı için her gün her saat canlı yayınla soykırım izler hale geldik. İnsanlığımızdan utanarak, mahcup, ezik ve çaresizlikle kıvranarak…

Şunu biliyoruz ki, Gazze’ye uzanacak el, Gazze’li Filistinlilerden önce bizi kurtaracaktır. Kurtuluş ümidimiz olacaktır. Allah’a, kullarına, tarihe ve vicdanlara karşı alnımızı ak edecek tek şey, bedel ödemeyi göze alıp adım atmaktı.

Acımız gözyaşı, gözyaşlarımız kan, kanımız öfke oldu… Ama yeterince öfkelenememişiz ki, durduramadık soykırımı.

İkna edip adım attıramadık Müslüman ülke liderlerini! Harekete geçiremedik bütün insanlığın vicdanını.

Evet, meydanlar hiç boş kalmadı birçok ülkede. Acıyı hisseden vicdanlıların feryadı hiç susmadı. Elinden gelen, dilinden dökülen ne varsa yazıp çizmeye konuşup anlatmaya devam etti dini dili kültürü farklı milyonlar.

Yine de vahşi saldırı çarkını kıramadık. Durduramadık masumların canice katledilişini.

Gazze yanıyor. Her evde masum bedenlerin yaktığı bir ateş, talan edilmiş Müslüman topraklarına dökülen kanlı gözyaşları ve kan, öfke ve ah’a dönmüş kelimelerle Gazze yanıyor…

Gazze yanarken biz serinde kalır mıyız sanıyorsunuz?

Mazlumların âhıyla yanan ateş, soykırımı durduramayan bütün insanlığı yakmaz mı zannediyorsunuz?...

İnsanlık ateşe koşuyor hızlı bir şekilde.

Soykırımı durduramasak bile, mazlumların acısını hissedip derdini dertlenmeye çalışarak bir an bile gündemimizden düşürmeden sesimizi yükseltme çabamız, ateşe düşmemek içindir.

Elimizden geldiğince çabalıyoruz.

Rabbim mazlum kardeşlerimize güç, sabır ve zafer versin.

Bizleri de affetsin.