Ateş çemberi
Ülkelerin coğrafi konumları itibariyle önemleri farklıdır. Kurulmuş olduğu coğrafya ve sahip olduğu özellikleri ile Türkiye dünyanın en önemli ülkeleri arasındadır. Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan konumu, zengin yer altı ve yer üstü kaynakları, verimli tarım alanları, genç nüfusu, hızla gelişen ekonomisi ve siyasi duruşu ile ülkemiz dünyanın dikkatini çekmekte ve her geçen gün önemini artırmaktadır.
Türkiye’nin etrafına baktığımızda her tarafında savaş, soykırım ve saldırıların olduğunu göreceksiniz.
İsrail’in 14 Mayıs 1948’de tarihi Filistin toprakları üzerinde kurulmasıyla zorunlu göçe ve katliamlara maruz kalan Filistinlilerin acıları hiç dinmiyor.
Afganistan Sovyetler Birliği tarafından 1979 yılında “Büyük Oyun” aktörleri arasında kaldı ve Rusya’nın “sıcak sulara inmek” hevesi ile önce işgal edildi. Afgan halkının direnişi planları bozdu. Afganlıların direnişi sonunda Yenilemez Kızıl Ordu batağa saplandı ve Rusya yenilerek geri çekildi ama Afgan halkının dramı halen devam ediyor.
Irak’ın 1990’da Kuveyt’i işgaliyle başlayan krizin ardından ABD öncülüğündeki koalisyon gücünün 17 Ocak 1991’de Irak’a karşı düzenlediği harekatla bölgede başlayan ve süregelen kargaşa hala devam etmektedir.
1992-95 yılları arasında tarihe büyük bir iz bırakan Bosna Savaşı 3 yıl sürmüş, bir milyondan fazla insan hayatını kaybetmiş, milyonlarca insan ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı. Yakın tarihin en büyük trajedilerinden biri olan Bosna Savaşı milyonlarca insanı mağdur etmiş bir savaştır.
Sırp asker, polis ve paramiliter birliklerin, 1998 yılında bağımsızlık isteyen Kosova Kurtuluş Ordusu’na (UÇK) yönelik harekatı, 1999 yılında NATO’nun eski Yugoslavya’yı bombalamasıyla son bulurken, savaşta 10 binden fazla Arnavut öldürülmüş, 800 bine yakın Arnavut evlerini terk etmişti.
1995-99 yılları arasında Rusya’nın Çeçenistan işgali de bu bölgedeki savaşların en önemlilerindendir. Rusya, Çeçenistan’ın kendisinden ayrılmasını istemiyordu. Sonunda masaya oturmak zorunda kaldı. Savaşın sonucu hayatlarını kaybedenlerin sayısının 200 bin civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca savaş sırasında göçe maruz kalanların sayısı ise 500 binin üzerindedir.
Irak’a “istikrar ve demokrasi” getireceğini vadeden ABD, “Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu” adıyla Irak’ı işgal etti. Ancak bu askeri müdahale yüz binlerce sivilin hayatını kaybetmesi, milyarlarca doların harcanması ve son olarak terör örgütü DEAŞ’ın ortaya çıkmasına zemin hazırladı.
2 Temmuz 2006 tarihinde başlayan İsrail- Lübnan krizi savaşa dönüştü ve bunun üzerine İsrail, Lübnan topraklarına havadan ve karadan operasyonlar düzenlemeye başladı. 1040 sivil hayatını kaybetti, 3600 kişi yaralandı, 6 Milyar dolar maddi zarar meydana geldi, 1 Milyon Lübnanlı evlerini terk edip başka şehirlere gitmek zorunda kaldı.
Tunus’ta “ekmek, onur ve özgürlük” sloganıyla başlayan ve kısa sürede Tunus, Suriye, Bahreyn, Libya, Mısır, Yemen başta olmak üzere pek çok Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkesini etkisi altına “Arap Baharı” isimli süreçte darbe, karşı devrim, iç savaş ve dış müdahaleler nedeniyle Orta Doğu adeta savaş alanına çevrildi.
2008 Rusya’nın Gürcistan’ı işgali, 2011 Suriye Savaşı, 2014 Rus Donbass Savaşı, 2021 Karabağ Savaşı, 2022 Rusya’nın Ukrayna İşgali. Hepsi Rusya’nın çıkardığı ve gelecek yüzyılını kurgulamaya çalıştığı işgaller.
Ateş çemberi içindeki Türkiye bütün bunlara rağmen ayakta durmaya ve gelişmeye devam ediyor. Siyasi istikrar bozulduğunda Türkiye’nin de bu kervana katılması kaçınılmaz olacaktır.