Atatürk’ün mirası kimin?
CHP, bugünkü piyasa değeri yaklaşık 26 milyar lira olan İş Bankası’nın yüzde 28,09 pay oranına sahip üçüncü büyük ortağıdır. Ortağıdır dediysek alın teri değil, Atatürk’ten mirastır. CHP’nin, Atatürk’ün mirası olarak sahip olduğu İş Bankasındaki hissesiyle ilgili tartışmalar gündemin sıcak konularından biri. Atatürk’ün 1938 tarihli vasiyeti gereği İş Bankası’ndaki bu hisselerin kuru mülkiyeti ve idaresi CHP’ye, gelirleri ise Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu’na bırakılmıştır. CHP’nin İş Bankası hisseleri dışındaki Atatürk’ten miras kalan çeşitli şekillerde edindiği mal varlıkları, Celal Bayar’ın, Cumhurbaşkanlığı dönemi de dâhil olmak üzere daha önce iki kez hazineye devredilmişti.
Bankacılık yapan yegâne parti CHP’dir
CHP’nin İş Bankası yönetim kuruluna verdiği 4 üye, bankanın her türlü işleminden sorumludur. “CHP, satma ve harcama yetkisine sahip olmasa da siyasi partiler kanununa aykırı bir şekilde bankacılık yapan tek partidir.” CHP’nin ticaret ve bankacılıkla değil, sadece siyasetle iştigal etmesi gerekir. Atatürk’ün hisseleriyle ilgili tasarruf, neden bir parti tarafından yönetilsin ki? Tek parti yıllarındaki CHP ile çok partili yıllardaki CHP bir birinden farklı değerlendirilmeli. “Tek parti yıllarındaki CHP, partiden ziyade devlet olarak telakki edilmekteydi. Valiler aynı zamanda CHP il başkanlığı görevini de icra etmekteydi. Atatürk, İş Bankası’ndaki hisselerinin yönetimini o dönemin siyasi şartlarında CHP’ye bırakmıştı. Ayrıca başka parti de yoktu.” Peki, CHP bu mal varlığını gereği gibi idare edebiliyor mu? Bunun denetimini kim yapıyor?
Hem CHP hem de Türkiye çok değişti
Türkiye artık 1930’lardaki gibi devlet ve partinin özdeşleştiği bir Türkiye değildir. Ne Türkiye eski Türkiye’dir ne de CHP Cumhuriyet dönemi CHP’sidir. Türkiye de çok şeyler değişti. CHP, Atatürk’ün kurduğu eski CHP değildir. 1972 yılında İsmet İnönü dahi hem genel başkanlıktan hem de CHP’den istifa etmişti. Geçmişte TTK ile TDK’nın CHP ile birçok davaları oldu. TDK ile TTK’nın CHP ile olan anlaşmazlıkları 60 yıldan beri sürüyor. 1973 ve 2004 yıllarında, vasiyetnamenin Atatürk’ün iradesine uygun olmadığının tespit edilmesi için mahkemeye başvuran ve TTK ile TDK’nın amaçlarından ayrıldığını, 12 Eylül ile bu iki kurumun devletleştirildiğini, Atatürk’ün kurduğu kurumlar olmaktan çıktığını iddia eden bizatihi CHP’nin kendisiydi. Yani CHP dahi Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını, şartların ve kurumların değiştiğini bizzat teyit ve tevsik etmiştir. Önceki yıllarda CHP ile her iki kurum arasında ödemeler konusunda birçok kez anlaşmazlık çıkmış ve hükümler yerine getirilmemişti. Uzun süren davalar neticesinde TDK ile TTK, CHP’den birikmiş paralarını alabilmişlerdi.
Atatürk ortak değer, ancak miras salt CHP’nin
Atatürk ilkeleri ve milliyetçiliği Anayasa göre tüm Türkiye’nin, değişmez ve değiştirilmesi dahi teklif edilemez normları iken Atatürk’ün mirası niçin salt bir partiye ait olsun. CHP zaten bu nedenlerle ve öz güvenle 80 yıldan beridir kendisini bu devletin yegâne sahibi, kendinden olmayan iktidarları da adeta misafir olarak görmüş, cüppeli ve apoletli yandaş vesayetçileriyle darbe ve muhtıralarla hep dize getirmeye çalışmıştır. Sonuçta şu andaki durum hem Anayasaya hem de siyasi partiler kanuna aykırıdır. “Atatürk, milletin ortak değeridir. Her türlü mirası da Türk halkının ortak malı olmalıdır. Herhangi bir şekilde salt bir partinin veya bir grubun mirası olmamalıdır. Her türlü mirasın devlette temsil edilmesi, bizatihi milletin kendisine yani Hazineye devri gerekir.