Atatürk yaşasaydı...
Yatırım bedeli 10 milyar 247 bin avroluk hacmiyle...
6 bağımsız pistiyle...
500 uçak ve yıllık 200 milyon yolcu kapasitesiyle...
Modernliği ve çevreciliğiyle...
Tamamlandığında 60 ülkenin 20 trilyonluk ekonomisini havadan entegre etme özelliğiyle...
Ve dünyanın en büyüğü olmasıyla...
Rüya gibi bir proje.
Nereden bahsediyoruz?..
29 Ekim’de dillere destan bir törenle hizmete açılan İSTANBUL HAVALİMANI’ndan.
* * *
Türkiye, bütün kirli oyunlara rağmen 2023 ve 2071 vizyonunu gerçekleştirmek için sendeleyerek de olsa ilerlemeye gayret ediyor.
En son örneğine 29 Ekim Cumhuriyet kutlamalarında tanıklık ettik.
Türkiye Cumhuriyeti, kuruldu kurulalı böyle lansman görmedi. 95. yıl kutlamaları kapsamında hizmete giren yeni İstanbul Havalimanı “düşman çatlatan” özellikleriyle herkese parmak ısırttı.
Havacılık sektörünün önemini yeni yeni keşfeden Türkiye, 56 havalimanı ile cirosunu 25 milyar dolara yükselterek yeni bir hikâye yazmaya başladığını dünya âleme gösterdi.
Türk Hava Yolları, en kötü dönemde bile son 9 ayda net kârını 3’e katlayarak, 4.08 milyar liralık rekor gelirle istikbalin köklerde ve göklerde olduğunu kanıtladı.
Hayaldi gerçek oldu!..
Helal olsun, bize de böylesi yakışır.
* * *
“Küresel Firavunlar” gemi azıya almış!..
Döviz füze gibi fırlamış...
Paramız pul olmuş...
Fırsatçılar iğneden ipliğe deli gibi zam yapmış!...
Enflasyon zirveye çıkmış...
Borsa çakılmış...
Faizler uçmuş...
Umurumuzda değil!..
Mesele vatansa; gerisi teferruat!..
Biz böyleyiz işte; GEREKTİĞİNDE AÇ GEZER, TOK SALLANIRIZ!..
Fakat içimizdeki bazı akl-ı evveller her zaman olduğu gibi yine böylesine büyük bir projeyi övmek yerine, düşmanca tavır sergilediler.
3. Köprünün ismini beğenmeyerek “Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçmeyeceğiz!..” diye terter tepinenler bu defa hiç değilse, “bu havalimanından kalkan uçaklara binmeyeceğiz!..” demediler.
Bu da iyi bir gelişme!..
* * *
Efendim yeni havalimanına neden ATATÜRK ismi verilmemiş. Ezan, Atatürkçülüğün bir gereği olarak niçin Türkçe okunmuyormuş... İstismarcılığın bu kadarına da pes!..
Gazi Mustafa Kemal Atatürk yaşasaydı milletin değerlerine alenen savaş açan ve böyle bir eserin karşısında yapılan istismarcılığa şiddetle karşı çıkar, bununla da yetinmez “kraldan çok kralcı” güruhu yalakalıktan mahkemeye verirdi.
Neden mi?..
Tam da bu noktada Atatürk’ün muhtemelen sarfedeceği şu sözlere kulak verin efendiler!..
Ben size miras bıraktığım vatan sathında istikbalin göklerde olduğunu ve muâsır medeniyetler seviyesine çıkmayı hedef gösterdim.
Siz ne yaptınız?..
Kocaman bir hiç!...
Kendiniz bir şey yapmadığınız gibi yapana da mâni oldunuz.
Efendiler, benim gösterdiğim hedeflere emin adımlarla ilerleyen millî ve yerli müteşebbis Nuri Demirağ'a çelme üstüne çelme taktınız. Gelecek nesillere "rol model" olacak projelerini sekteye uğrattınız. Cellat Ali (Ali Çetinkaya) ile kafa kafaya veren İsmet (İnönü) ben hayattayken adamın Boğaz Köprüsü Projesi'ni sümen altı yaptı.
Benden sonra Tek Parti Şefliğini ilân eden İsmet bununla da kalmayarak böyle vatansever bir insana dünyayı dar etmiş. Nuri'nin önünü keseceğim diye memleketin önünü kesmiş.
Nuri'nin şahsında memleketin ve milletin canına okuyan İsmet memlekete çok yazık etmiş, çok!...
Bütün varlığını milletine harcayan Nuri'nin ürettiği yerli "Nu.D.36" ve “Nu.D.38" uçaklarının üretimini sekteye uğratıp, Marshall Yardımı bahanesiyle istikbalimizi ve göklerimizi ABD'ye peşkeş çekmiş!..
* * *
Şimdi kalkmışsınız ismim üzerinden eyyamcılık yapıyorsunuz. Yazıklar olsun size!..
Biraz vefalı olun!..
Madem beni seviyorsunuz...
"Atam izindeyiz" diyorsunuz...
O halde kemiklerimi sızlamayın!.. Ben de sizin gibi Allah'ın yarattığı ve ölümü tattırdığı bir kulum; "ilahlaştırmayın"!..
* * *
Ben Nuri'yi çok severdim, biraz vefanız varsa siz de sevin. Sevdiğinizi de gösterin. Madem ismimi verdiğiniz Atatürk Havalimanı yavaş yavaş tarih oluyor. Ben buradaki ismimden feragat ediyorum. Buraya bizim Nuri Demirağ'ın ismi verilsin.
Çünkü hiç kimsenin ortaya çıkmadığı bir dönemde servetini harcayarak milletten aldığını millete vermek için Yeşilköy'e Gök Okulu'muzu açan o, kendi mühendis ve pilotumuzu yetişteren o, kendi paraşütümüzü yapan o, yerli uçaklarımızı üreten yine o.
Böyle insanların ismi gelecek nesillere "rol model" olsun diye altın harflerle yazılmalı.
* * *
Ben bu vefayı zamanımda gösterdim. Demiryolunda açtığı çığır ve yaptığı hizmetlerin nişanesi olarak ona "Demirağ" soyadını bizzat ben verdim.
Sıra sizde.
Atatürk Havalimanı'nda ihdas edilecek yapılara Nuri Demirağ ismini verin.
* * *
Durup dururken böyle bir mevzuya neden mi girdik?..
Bir ahde vefanın gereği olarak.
Bu toprakların yetiştirdiği en nadide müteşebbislerden (Türkiye'nin en zengini) rahmetli Nuri Demirağ'ın bugün vefatının 61. sene-i devriyesi.
Rahmetle yâd ediyoruz. Ruhu şâd, mekanı cennet, makamı âlî olsun.
*
Hamiş: Bu Nuri Demirağ kimmiş diye merak edenler çıkabilir. Onu da düşündük. Mühürzâde olarak doğup, Demirağ olarak hayata gözlerini kapayan bu şahsiyetin örnek hayatını tafsilatlı olarak yarın anlatalım inşaallah.