Atanın canına deysin Amerika
Duydukki, ABD Suriye politikasında değişime gitmek üzereymiş. Obama Yönetimi, Beşar Esed'i koltuğundan düşürme konusunu incelemeye almış. Ayrıca Obama Yönetimi, Beşar Esed'in IŞİD'le mücadelenin önündeki engel olduğunu fark etmiş.
Amerika, Türkiye'nin işin başından beri önerdiği bu noktaya çaresizliğinden gelmiştir. Hiç kusura bakmasın, Orta Doğunun mevcut durumunun tek sorumlusu kendisidir. Yaptığı silah yardımlarıyla bölgedeki dengeleri değiştire değiştire sorunu böyle içinden çıkılmaz hale getirdi. Bana, ABD'nin yanlış uygulamalarını tek cümleyle ifade et deseniz; tavşana kaç,tazıya tut politikası derim.
Halbuki, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la, Başbakan Davutoğlu defalarca Beşar Esed gitmeden Suriye'de huzurun gelmeyeceğini söylediler. Belki sorunun başında o söylenenler tutulmuş olsaydı, bugün karşımızda böyle trajik bir manzara olmazdı. İşin başında Beşar Esed gider ve Suriye bölünmeden istikrarlı bir şekilde kalırdı.
Dostlar, ABD'nin petrol aşkı, bölgemizi bir ateş çemberine çevirdi. Konumuz petrol değil, ama bazı gerçekleri yazmadan geçmeyeceğim. Çünkü, bölgede yaşanan sorunun ana kaynağı petroldür. Ah! Dostlar Ahh! günümüz dünyasının efendileri olaylara hep petrol penceresinden bakıyorlar. Bunların bir yerdeki soruna müdahale etme kriteri geniş petrol yataklarıdır. İşte Irak... İşte Libya... Eğer Suriye'de geniş petrol yatakları olsaydı, Zalim Esed çoktan koltuğundan alınırdı. Yahu Saddam'la, Kaddafi, Beşar Esed'den daha mı zalimdiler?
Gerçi, daha Katil Esed'e müdahale kararı verilmedi. On binlerce Suriyeli hayatını kaybetmişken, milyonlarca Suriyeli evini barkını bırakmak durumunda kalmışken, insanların düzenleri bozulmuşken ha müdahale edilmiş, ha müdahale edilmemiş ne fark eder? Bu saatten sonra denilecek tek söz vardır. Atanın canına deysin Amerika...
Bir Müslüman olarak, İslam Coğrafyasının içinde bulunduğu bu çaresizliğe çok üzülüyorum. Şu kadar devlet, şu kadar insan bir araya gelip Suriyedeki karışıklığı çözemiyoruz. İşin daha acı tarafı, kendi içimizdeki bu karışıklığın çözümünü binlerce kilometre öteden bekliyoruz. Kesinlikle umutsuz değilim. Lakin İslam Dünyasının yakın bir zamanda bu çaresizliğin içinden çıkabileceğini düşünmüyorum.
Hayatta her zaman beterin beteri vardır denir. Temennim, içinde bulunulan durumdan daha geriye düşülmemesidir. Yazıyı bu konuda elimden gelen birşeyi yaparak noktalıyorum. Yani duayla... Yüce Mevlamız, bizim halimize acı, bize merhamet et ve İslam Aleminin mevcut durumundan dahada kötüye gitmesini muhafaza eyle... Amin...