Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 May 2024

Astoloji, karma, enkernasyon bağlamında bir Hıdırellez Bayramı

Tarih boyunca insanlar baharı mutluluk ve coşkuyla kutlamış, her inanç ve medeniyette buna yönelik çeşitli eğlence ve ritüller yapılmıştır. İşte bu bayramlardan biri de ülkemizde özellikle kadınlar ve gençler arasında her yıl aynı heyecanla karşılanan Hıdırellez günü olmuştur.

Doksanlı yıllardaki İslami bakış açısıyla bazen Arap kültürü bazen de dini gereklilik kaynağı kurulmayan eylem ve ritüellere bidat, haram olarak yaklaşan bakış açısı hakimdi. Bu düşüncenin son yıllarda giderek zayıflaması 12 Eylül Darbesi öncesine itilen birçok gelenek ve göreneği yeniden ve belki de daha güçlü bir şekilde hayatımıza dahil etmeye başladı.

Bir yandan sekülerleşmenin artması diğer yandan metafizik konulara ilginin yoğunlaşması da bu tür geleneksel uygulamaları günyüzüne çıkardığı gibi sosyo-ekonomik olarak orta ve üst segmentte de kabul görmeyle karşılandı.

Bu yaygın onayda önce pandeminin sonra 6 Şubat depreminin de çok büyük katkısı oldu. Küresel düzeyde yaşanan bir salgın sonrası daha önce benzeri görülmemiş büyüklükte depremle sarsılan ülkemizde insanların kayıpları, yoksunlukları, kronik hastalıkları, maddi ve manevi kayıpları bir kurtarıcı arayışını ortaya çıkardı.

Arayış ve umut dolayısıyla salgın ve depremi önceden öngören astroloji, insanların travmalarını onarma sözü veren akademik olmayan ama kadim bilgi olarak kabul edilen metafizik yol ve yöntemler bir anda trend oldu.

Üst üste yaşanan bu iki büyük buhran dolu süreç ve sonuçları insanı öncelikle önce kendisini, hayatın anlamını keşfe sonra da modern tıp ve psikolojinin dışındaki metotlarla rehabilite yolunu açtı. Açılan alan çeşitli yöntemlerle kendisini sağlamlaştırırken geçmişte bıraktığımızı zannettiğimiz birçok ritüeli yeniden anlamlandırarak hayatımıza dahil etti.

Okumuş, yazmış taifenin düne kadar dudak büktüğü birçok inanış, kendisine ait ritüellerle sosyal yaşamımızın kabulleri arasına girmeye başladı. Geleneksel kültürde önem içeren çoğu uygulama gelinen noktada bir tür rasyonelize edilerek anlamlandırıldı.

Astroloji, astrolojik öngörüler, regresyon, astral seyahat, karma, frekans, enerji, dua, psişik, çakralar, aura, ritüel gibi kavramlar özellikle genç ve kadınlar arasında sosyo-kültürel durum ayırt etmeksizin değer bulmaya başladı.

Dün üfürükçü, şarlatan hoca olmakla yaftalananların işini yapanlar bugün enerji uzmanı, manevi mihmandar, yaşam koçu gibi unvanlarla kimlik kazandığı gibi değer de edinmiş durumda.

Konunun uzmanları kabul edilenler, sosyal medyada nam bulmuşların çoğu tek başlarına kurdukları akademilerle sosyal ağlar üzerinden eğitimler vererek bir yığın sertifikalı yeni uzmanlar yetiştirdi.

Gündelik hayatın başlıca konularını işte bu yukarıda saydığımız başlıklar oluşturmaya başladı. Ortalık benzer ritüellerin küçük farklılıklarla yeniymiş gibi sunulan reçetelerinden geçilmiyor.

Bu tarifler çok takipçili sosyal medya hesapları üzerinden paylaşıldığı için herkes neredeyse eş zamanlı olarak aynı bilgiye erişim sağlıyor ve herkesin konuya ilişkin bilgisi de fikri de mevcut.

Ritüellerin, uygulamaların havada uçuştuğu böyle bir zeminde eskiye ait özel kabul edilen günler, saatler ayrı bir önem kazanmaya başladı. İşte hıdırellez günü de son birkaç yıldır daha bir heyecan ve umutla kutlanıyor. Daha birkaç yıl evvel hıdırellez ritüellerine dudak bükenlerin artık gül ağacı ve akarsu aradıklarını görüyoruz.

Biz de tüm yargı ve yargılamalardan arınmış ve uzak olarak baharın gelmesini kutlamış olalım. Hızır ile İlyas Peygamber’in buluşmasını sembolize eden günü bu vesileyle hatırlamış olup; “bahar hepimize mutluluk, huzur, bereketiyle gelsin” deyip sözü noktalayalım.

Twitter.com/sabihadogann