Astana'ya Selam
Suriye barış görüşmelerinin başlayacağı Astana'ya, Türkiye'den selam (barış) gönderiyoruz. Astana barışın başkenti olmaya, II. Lozan olmaya doğru gidiyor.
Astana, Kazakistan'ın başkenti ve en büyük 2. şehri. Nüfusu 700 bin civarında. 1998'de Kazakistan'ın başkenti ilan edildi. Astana aynı zamanda Kazakça'da "başkent" anlamına da geliyor. Kazakistan, 2.729.900 km2 gibi devasa bir yüzölçümü ile ve Türkiye'nin neredeyse 4 katı büyüklüğünde, son derece geniş topraklara sahip bir ülke. 20 milyon civarında da bir nüfusa sahip ve sahip olduğu topraklara göre oldukça az bir nüfusu var. Ama, önemli bir ülke.
Başkent olduktan sonra, Astana'yı önemli kılan en önemli gelişmelerden biri, 2013'te İran'ın nükleer programıyla ilgili olarak P5+1 ülkelerinin katılımıyla gerçekleşmiş olan görüşmelerdi. Şimdi önemli gelişmelerden biri daha yaşanıyor. Bu gelişme, Suriye barış görüşmelerinin burada yapılacak olmasıdır. Olağandışı bir gelişme yaşanmazsa Astana, Suriye barış görüşmelerine bundan böyle ev sahipliği yapacak gibi görünüyor.
Aslında Türkmenistan, Kazakistan'a göre, İsviçre benzeri bir ülke olmaya daha çok aday bir ülke. Ama, Suriye görüşmelerinin Kazakistan (Astana)'da yapılması, Kazakistan'a önemli fırsatlar sunuyor. Kazakistan II. İsviçre olabilir. Astana ise; Lozan ve Cenevre gibi uluslararası anlaşmazlıkların çözüme bağlandığı yerlerden biri haline gelebilir. Kazakistan, ayağına kadar gelen bu fırsatı değerlendirebilirse; Orta Asya'nın tam merkezi olabilir. Dünyanın çekim merkezlerinden biri haline de gelebilir.
Kazakistan, İsviçre gibi tarafsız bir konum kazanırsa, dünyadaki bankaları da kendisine çekebilir. Dünyanın ekonomi merkezini önemli ölçüde Doğu'ya kaydırabilir. Bu konuda Türkiye de ciddi bir rol oynayabilir. Dünyanın yönetim merkezi olan Batı dünyası, bu rolünü adil bir şekilde kullanmadı. Şimdi dünyayı yönetme sırası gittikçe Doğu dünyasına kaymaktadır. Elbette bunun baş aktörü Türkiye olacaktır/olmalıdır.
Dünya, Batı dünyasından gittikçe ümidini kaybetmektedir. Ortaya ciddi bir boşluk çıkmaktadır. Bu boşluk Türkiye liderliğinde doldurulabilir.
Dünyanın 1 (ABD)'den büyük olduğu, Suriye üzerinden ve Astana'da, bütün dünyaya gösterilebilir. Daha sonra da dünyanın 5'ten de daha büyük olduğu görülecektir. Suriye ve Astana sadece Türkiye ve Kazakistan'a önemli fırsatlar sunmuyor, dünyaya da önemli fırsatlar sunuyor.
Astana (Kazakistan) bir domino etkisi yapabilir. Batı ikiyüzlülüğü de burada bütün dünyaya gösterilebilir.
Suriye'de iki yüzlü Batı politikası
Suriye'de nasıl bir oyunun oynandığı açık bir şekilde ortada. Türkiye ne yaparsa yapsın, onlar (ABD, AB,u2026) tam tersini yapıyorlar. Türkiye Beşşar ESAD'ı destekleseydi, ESAD rejiminin yanında yer alsaydı, Türkiye'yi diktatör destekçisi ilan edip, şimdiye kadar belki de ESAD'ı devirmişlerdi. Batı dünyasının ikiyüzlülüğünü, Suriye ile ilgili yaptıkları açıklamalarda açık bir şekilde görüyoruz.
ABD Başkanı Barack Obama: 'Suriye'ye saldıracaktım, ama, İngiltere karşı çıktı..' diyor.
François Hollande: 'Obama ile kırmızı hatta Suriye operasyonunu konuşurken, jetlerin bombalamasına ramak kalmışken, ABD Beşar Esad rejimini vurmaktan vazgeçti' diyor.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin Suriyeli muhaliflerle BM'deki Hollanda misyonunda yaptığı görüşmenin ses kayıtları basına sızdı. Sızan ses kayıtlarına göre; Esad'a müdahale edilmemesi, DEAŞ'ın büyümesine göz yumulması, hatta DEAŞ'ın işlevinden medet umulması... gibi çarpıcı bir ikiyüzlü gerçek ortaya çıktı.
Türkiye'ye DEAŞ (IŞİD)'la alakalı iftiralar atıp baskı kurmaya çalışan ülkelerden biri de ABD idi.
Dışişleri Bakanı Kerry: "Bunun (DEAŞ/IŞİD) büyüdüğünü biliyorduk. Büyümesini izliyorduk. DEAŞ'ın güçlendiğini gördük ve Esed'in kendini tehdit altında hissettiğini düşündük. Bu durumun Esed'i müzakere etmeye zorlayacağını düşündük.", 'DEAŞ güçlendikçe, Esed'in bize yaklaşacağını bekledik, ama Rusya'ya yaklaştı..' diyor.
Esed rejimi/Abbud: "Esad istihbaratı DEAŞ'ın içerisine sızdı ve örgütü yönlendiriyor. Bu yüzden Şam'da patlama olmuyor. Türkiye'nin DEAŞ saldırılarını durdurmasının tek yolu rejimin güvenlik kurumlarıyla işbirliği yapmak." Diyor.
CIA eski yetkilisi Michael Scheuer: "Şu an en büyük umudumuz, Şiileri ve Sünnileri, kanları kuruyuncaya kadar birbirleriyle savaştırmak" diyor.
Batı ikiyüzlülüğü özellikle Suriye'de daha net bir şekilde ortadadır. Türkiye ne isterse (Suriye), ne yaparsa,u2026 onlar tersini yapıyor. Dertleri insanlık değil, barış değil,u2026 asıl dertleri Türkiye,u2026
Türkiye, Rusya, İran gibi 3 güçlü aktör, ABD'yi mümkün olduğunca Suriye'den uzak tutarak, Suriye sorununu çözmelidir. ABD, Astana barışı görüşmelerini sabote etmek için, terör eylemlerini arttırarak, ateşkesi bitirtebilir ve Suriye'yi fiili olarak işgal etmeye bile kalkışabilir. Suriye sorununun çözümünün önündeki en büyük engel ABD'dir.
Astana barış görüşmeleri, Suriye sorununa kalıcı çözümler üreterek başarılı olmak zorundadır. Aksi halde ABD hegemonyası artarak devam edecektir.
