Asrın stratejik hamlesi: Kanal İstanbul
Devletlerin
ve tabi ki milletlerin tarihteki yürüyüşleri hiçbir zaman lineer olmamıştır. Her
milletin, her devletin karşılaşacağı fırsatlar, imkânlar olur ve değerlendirebilme
kabiliyetine bağlı olarak o millet kazanan ya da kaybeden olur.
Ancak;
Öyle
gelişmeler, öyle konjonktürler ve beklenmedik öyle fırsatlar olur ki devletleri
şahlandıracak kadar kıymetlidir. Ya da yıkacak kadar tehlikelidir.
Tarihin “eşikleri”
olur mu bilmem, lakin milletlerin karşısına bazen bir “eşik” çıkar ve bu
eşik aşılınca o topluma yepyeni bir medeniyet kurmak nasip olur.
Geçmişte Müslüman
Arapların tarihinde, Selçuklu ve Osmanlı tarihinde bahsettiğimiz ehemmiyette
imkan ve fırsatlar olmuştur. Bunu Osmanlı öncesi Selçuklu ve Osmanlı’nın
kuruluş ve yükseliş süreçlerinde net olarak görmek mümkün.
Eğer Sultan
Alparslan Malazgirt’e varmadan önce kendisine gelen karamsar haberlere bakarak
hareket etseydi,
Şayet Uz ve
Peçenekler’in Selçuklulara karşı Bizanslılarla anlaşmasındanSultan Alparslan
etkilenseydi,
Şayet kendi
ordusundan çok çok daha kalabalık olan Bizans Ordusu’nu gördüğünde pek çok
ileri geleni gibi Sultan Alparslan da tırssaydı, bugün Anadolu diye bir
yurdumuz olmayacaktı.
Şayet Osman
Gazi, döneminin ileri gelenleri gibi “temkini” her şeyin üstünde
tutsaydı,
Abileri,
amcaları gibi daha küçük hayallere sahip olsaydı,
Şayet pek
çok Türk Beyliğinin,“Bu toprak keçilerimiz için yeterli” deseydi, Söğüt’te
bir ağacının gölgesi kadar toprakları olmazdı ve muhtemelen 1300’lü yılların ortalarında
Anadolu topraklarında Türk Beyliklerinin esamesi okunmazdı.
Gelelim dünümüze;
Sayın
Erdoğan herkes gibi davransaydı, 7 Şubat 2012 günü FETÖ’cü savcıların MİT
Başkanı Hakan Fidan’ı ifadeye çağırdıklarında ülkeyi büyük bir kaosa
sürükleyecekti.
Şayet Recep
Tayyip Erdoğan 27 Mayıs 2013 günü başlayan Gezi kalkışmasında başta dönemin
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve kahir ekseriyetle bakanlarının, kurmaylarının
düşündüğü gibi düşünseydi,
Gezi
kalkışmasında bulunan protestocuların temsilcilerinin taleplerini kabul
etseydi,
Ya da 17/25
Aralık günü FETÖ’nün iktidara karşı başkaldırısını pek çoğumuz gibi yolsuzluk
vak’ası olarak görseydi,
Yahut da 15
Temmuz akşamı CIA’nın Türkiye kolu Fetullahçı Terör Örgütünün darbe
teşebbüsünde bulunmasından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan darbeye
karşı durmak yerine darbeci hainlere teslim olsaydı, Türkiye Cumhuriyeti diye
bir devlet kalmazdı.
17/25
Aralık’ta Sayın Erdoğan,“Kavgaysa kavga” diyeceği yerde, “Tamam, alın
size bakanlarım” deseydi 2014’ün ilk günlerinde ne Erdoğan ne Ak Parti ne
de bağımsız Türkiye olacaktı.
15 Temmuz
için söylenecek tek söz şudur:
Cumhurbaşkanı
Sayın R. Tayyip Erdoğan devleti, milleti ipten aldı.
Demem o ki
alacağınız bir tek karar hayatınıza mal olabileceği gibi devletlerin ve milletlerin
de hayatiyeti bazen liderinin ya da lider adayının alacağı bir karar ile
bitebileceği gibi, isabetli ve gözü kara bir kararla o devleti o milleti
şahlandırabilirsiniz.
Recep Tayyip
Erdoğan’ı Anlamak!
Bakan
yaptığı, başbakan yaptığı, Cumhurbaşkanlığı makamına çıkardığı koca koca
adamlar kafa kafaya vermişler, “Erdoğan ne yapıyor?”diyorlar.
Anlamayınca,
Neden bizim
gibi değil, diyorlar.
Lider olmak böyle
bir şey:
Lider olmak
herkes gibi düşünmemektir,
Lider olmak
herkesin gördüğünden farklı şeyleri de görebilmektir,
Lider olmak
herkesin sindiği bir anda onların üzerindeki ölü toprağı temizleyebilmektir.
Yoksa ne
AFRO-AVRASYA’yı birleştiren Kanal İstanbul’u yaparsınız,
Ne
Avrupa’nın en büyük, dünyanın en büyük ikinci havaalanını yaparsınız.
Lider
olmazsanız ülkenizin hava sahası yolgeçen hanı olur,
Lider
olmazsanız silahlarınızı verenler geçmişte yaptıkları gibi bir ambargo ile sizi
savaşın en ölümcül anında barutsuz bırakırlar.
Lider
olmazsanız sorun yok!
Size ne
diktatör derler ne müstebid,
Size büyük büyük
nişanlar takarlar majesteleri…
Kanal
İstanbul bir AFRO-AVRASYA KANALI olarak tarihimizin yukarıda söz ettiğim imkan
ve fırsatlardandır. Bu fırsatı bir lider, siyasi bir irade ile
değerlendirebilir. Yoksa pısırık, gündelik siyasetçi, oy kaygısı taşıyan
iktidarlar bu projeleri hayal bile edemezler.
Bu kanal bir
kanaldan ziyade siyaseti de savaşları da ekonomiyi de diplomasiyi de derinden
etkileyen ve bunlarla ilgili bütün angajmanları resetleyen bir stratejik tercihtir.
Oyun kuruculuk kolay mı sandınız?..