Dolar (USD)
34.49
Euro (EUR)
36.24
Gram Altın
2960.06
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Nisan 2023

Asrın seçimlerine doğru

2023 seçimlerinin önemi sadece bizim yaşamakta olduğumuz 2 asırlık süreç ile alakalı olsa bu kadar önem arz etmeyebilirdi. Avrupa’dan ABD’ye, Çin’den İngiltere’ye kadar, Rusya’dan Mağribe… her ülkenin gündeminde 14 Mayıs’ta yapılacak olan Türkiye seçimleri var.

Çünkü Türkiye'de yapılacak olan 14 Mayıs seçimleri saydığımız ülkeler ve bulundukları havzadaki devletlerin geleceğini direkt ya da dolaylı olarak etkileyecektir. Türkiye'nin birlik ve beraberlik içinde, güçlü ve kararlı bir şeklide karşı koyması halinde Batı sömürgeciliği, asırlardır milletlere reva gördüğü insanlık dışı muameleye artık devam edemez. Dünyanın neresinde olursa olsun mağdur ve mazlum olan milletler Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın “Dünya 5’ten Büyüktür” çıkışını serlevha etmişlerdir. Kendi ülkeleri için tasarladıkları gelecek Türkiye’nin onurlu, eşitlikçi, bağımsız çizgisidir.

Bunun farkında olan ABD ve Batı, yeni yüzyılın yine kendi despot ve post-humanist projeksiyonuna uygun olmasını arzu ediyor. Lakin bu arzularının önüne geçen bir ülke var:

Türkiye!

Osmanlı sonrası ve bilhassa cihan harbinden sonra kurulan genç devlet, içerdeki farklı unsurlara karşı başlattığı kavgalar yüzünden kendisine dayatılan, “küçük ol, küçük düşün” talimatını 80 yıl sürdürdü. Hemen hemen bütün kesimlerle kavgalı olan CHP zihniyeti ülkeyi Batı’nın emir eri haline getirdi, öyle ki otomobil yapmamız bile NATO’nun iznine tabi idi, vermediler izni.

Bu seçimlerin Batı için bu kadar önemli olmasının diğer bir sebebi de devlet geleneği en eski birkaç milletten biri olan Türklerin diğer etnik ve dini unsurlarla oluşturacağı güç birliğinin müstekbirlere karşı çıkması muhtemel siyasi, iktisadi, jeopolitik ve teo-stratejik sorunlar olsa gerek. Bilhassa teo-stratejik ölçekte yapılan değerlendirmelerde farklı inançlardan olan toplum ve bireylerle en iyi anlaşabilen, onlara huzur içinde inançlarını yaşatabilen Müslüman Türkler olmuştur.

İşte ABD ve NATO’nun asimilasyoncu, kitle katliamlarıyla imhacı politikalarının gelip değdiği ve dolayısıyla döndüğü yer Anadolu Coğrafyasıdır. Bu sebeple diyorlar ki “Anadolu düşmeli!”

Düşerse Anadolu bir asır daha belini doğrultamayacak ve belki de tarih bizi daha ağır cezalara çarptıracak çünkü Batı/ABD’nin planı o kadar açık ve seçik ki bunu görmemek ya da görüp bu kirli plana karşı koymayan milletler daha ağır cezaya müstahak olurlar.

Anadolulu olan biteni görüyor. Kurulan ittifakların;

Hedef,

Amaç,

Strateji ve sonrasında gelişebilecek durumları görebiliyor. Yoksa ilkokul okumamış bir Anadolu hanımı ile İngiltere’nin önde gelen aydınlarının sözbirliği etmelerinin izahı var mı? Çünkü her iki kesim de 6 artı 1’li masa için, “Türkiye'nin durdurulması için el ele veren muhalefet” der miydi? Bunu Anadolulu slogan, klişe olarak değil, inanın ikna edici gerekçeleri ile dile getiriyor.

Yurt dışı konferanslarımda ister Türkiyeli ister diğer Müslüman ülke vatandaşları olsun aynı şeyi söylüyorlardı:

Türkiye düşmesin, Türkiye düşerse hiçbirimiz başımızı kaldıramayız. Dolayısıyla;

Almanya’da yaşayan Anadolulu Ayşe ile Sivas’ta yaşayan Ayşe aynı duyguları, düşünceleri farklı sözcüklerle dile getiriyorsa bu, Batı çok açık verdi olarak yorumlanabilir zira Batı hakikaten bu sefer gizlisi saklısı olmayan yöntemle toptan saldırdı. Saldırırken de ahlaksızlık yaptı yaptırdı:

Çin sokaklarında COVİD-19 dolayısıyla ölenleri: Burası Türkiye(!)

Fransa’daki kanlı gösterilerin görüntülerini: Burası Taksim diye manşetlere çekmeleri topluma karşı en büyük medya ahlaksızlığıdır.

Hibrit savaş böyle bir şey;

Her yönden, çok değişkeni olan savaş…

Türkiye ne mi yapacak?

Milletin; bu basiretli, ferasetli, her seçimde zekâsını gösteren bu aziz milletin vereceği karardan daha saygın bir kararı beşeri ölçekte tanımayız;

Millet ne derse o!

Millet ne mi der?

Millet:

‘Bana ne Amerika’dan,

Bana ne Batı’dan!’ diyecek biiznillah…