Asrın felaketini yaşadık! Geçmiş olsun Türkiye'm
Pazartesi günü, sabaha karşı saat 04:17’de şiddetli bir sarsıntıyla uyandık. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli ve on şehrimizde ağır biçimde hissedilen 7.7 ve 7.6 şiddetinde depremler yaşadık. Peş peşe gelen iki büyük deprem, hala devam eden artçı sarsıntılar. Bu tabloyu anlatmaya ne takat yeter ne de kelimeler. Hafızamdan kolay kolay silinmeyecek acı bir gün olarak kalacak.
Adıyaman, Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay, Gaziantep,
Kahramanmaraş, Adana, Kilis ve Osmaniye bu şehirlerde binlerce bina yıkıldı.
Devletin tüm kurumları, sivil toplum kuruluşları, gönüllü insanlar seferber
oldular. Ancak bu kadar geniş alanda bu kadar yoğun yıkıma yetişmek
zorlaşabiliyor. Güzel ülkemin, imanlı ve vicdanlı insanları düşüncesi, inancı,
siyasi görüşü ne olursa olsun müthiş bir yüreklilikle ve cesaretle yüzlerce
kilometre öteden koşup yardım elini birbirine uzatıyorlar.
Ülkemin güzel yürekli insanlarının yanında, insanlığını
yitirmiş mahlûkları da gördük. Sosyal medyadan abuk sabuk videolar paylaşanlar,
market yağmalayanlar, fahiş fiyat artıranlar, fırsatçılık ve hainlik yapanları da
vicdanımız ve hafızamız unutmayacak…
Bu deprem de nice binalar çöktü, ama gördüğüm insanlık ve
ahlak da çürümüş ve çökmüş. Çürük yapılara hesap sorulacağı gibi bu ahlaksızlar
da ifşa edilip hesap sorulmalı.
Depremin ilk saatlerinden sonra, arama kurtarma
çalışmalarında fedakârca can kurtarmaya çalışan kahramanlarımız, yaşattıkları
mucize kurtuluşlarla yeni yaşamlara dokundular. Hepimize ALLAHU EKBER dedirten;
günlük, aylık, bebeklerin mucize kurtuluşları hem umut, hem inanç oldu… Depremin
yaşattıklarını, çıkaracağımız ders ve ev ödevlerini daha çok yazarak
paylaşacağız.
Yazıyı kısa tutup, bilim ve ilim adamlarının yüzyılın
felaketi dedikleri bu depremi, uzman kişilerin bilgileri doğrultusunda
anlayabileceğimiz şekilde anlatalım.
**Prof. Dr Cenk Yaltırak (Yerbilimci): Gerçekleşen iki
depremin aslında kaydedilen 7.7/7.6 değil, şiddet/enerji boşalımı parametresine
göre 11 şiddetinde olduğunu anlatmaya çalışacağım. Depremde gerçek güç
tanımlaması ve ölçümü yeryüzüne yakınlığı ve süresine bakılarak hesaplanır.
Bu ana kritere göre bakınca "9 saat gibi çok kısa bir
zaman aralığında" 7'nin üzerinde aynı bölgede deprem olduğu bugüne kadar
dünyada hiç görülmemiş ve yaşanmamış bir olay. Dünkü yaşanan iki deprem
birbirine (30 km) yan yana sayılabilecek bir lokasyonda olmuştur. Bu da bugüne
kadar görülmüş bir şey değil.
Burada birçok cahil, bilgisiz ve kötü niyetli insan Japonya'daki yaşanan
9 şiddetinde ki depremle bunu ölçüyor. Japonya'daki deprem; kıyıdan 110 km.
açıkta, okyanusun 28 km. altında yaşanmıştır.
Bizim depremimiz ise yeryüzüne sadece 7 km. gibi çok çok
yakın mesafe de olmuştur. 2. önemli aradaki fark ise, iki depremin arasındaki
süredir.
Japonya'daki deprem 36 saniye, dünkü yaşanan depremler ise
toplamda 103 saniye gibi bugüne kadar yaşanmamış bir uzunlukta sürmüştür.
Bu
o kadar büyük ve şiddetli bir deprem ki Trabzon'dan Hatay'a (885 km)
Eskişehir'den Kars'a kadar (1340 km) büyük bir coğrafyada çok ciddi şekilde
hissedildi.
Peki bu depremin yıkım
gücünü bilmeyenlere nasıl
gösterebiliriz?
8 şiddetindeki bir deprem 60 megatonluk bir atom bombası
kadar enerji üretir. Dünkü 2 deprem 7.7 ve 7.6 şiddetindeydi.
Şu an dünyadaki en güçlü nükleer savaş başlığı sadece 2
megaton!
İşte bu kadar büyük coğrafyada, bu kadar etkili olmasının
sebebi yere yakınlığı ve çok uzun sürmesindendir. Yani dünkü deprem; 120
megaton güç çıkışı ile tarihte görülmemiş bir enerji boşalmasına sebep olmuştur.
(60 en güçlü nükleer bomba gücünde)
"2 megaton ne demek, yıkıcı güç olarak ne yapar"
sorarsanız; Japonya Nagazaki'ye atılan atom bombası 1.2 megaton
gücündeydi. İşte biz dün arka arkaya
"tarihte eşi benzeri yasanmamış devasa büyüklükte" iki deprem
yaşadık.
Son 200 senede Türkiye'de 13 tane 7'nin üzerinde deprem yaşanmış. İlk
defa 9 saat arayla bu kadar şiddetli 2 deprem bu coğrafya da meydana gelmiş…
Daha önce böylesi hiç olmamış, görülmemiş! Bu bir ilk.
İtalya Ulusal
Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü Başkanı/Carlo Doglioni:
"Türkiye, 30-40 saniye içinde üç metre hareket etti! Bu
daha önce yaşanmış, görülmüş bir durum değil. Bu o kadar güçlü ve şiddetli bir
deprem ki yıkılan binaların hepsi depremin enerji dalga boyunun gittiği yöne
doğru yıkılmış. Maraş'ın dağ silsilesinde yaklaşık 40 km'lik bir yarık oluştu.
Bu olağanüstü bir durum. Türkiye 3 metre Arap Yarımadası'na doğru kaydı.
Kahramanmaraş’taki depremler o kadar şiddetliydi ki Grönland ve Danimarka’da da
hissedildi."
Peygamber Efendimiz (s.a.v) buyurmuş; “Enkazda vefat eden
şehittir.” Deprem hayatta kalanlar için bir uyarı bir ikazdır.
Depremde vefat eden
şüheda rütbesine yükselen kardeşlerimize Allah’tan rahmet kalanlara sabırlar diliyorum.
Rabbim bir daha yaşatmasın. Rabbim vatanımızı, milletimizi, sevdiklerimizi,
bizleri ve tüm insanlığı ârdi semâvi afetlerden korusun. Âmin, amin, amin…