Aşılanmanın önemi
Değerli okurlarım acısıyla tatlısıyla şöyle böyle pandemi sürecinin üzerinden bir yıl gibi uzun bir zaman geçti. Covid illetinden evlerine ateş düşen eşlerimiz dostlarımız oldu. Dillere pelesenk olan maske mesafe ve temizlik kuralına büyük oranda uyulmasına rağmen yaşadık bu zor günleri ve kayıpları.
Şimdi yeni bir sürece girildi. Aşılanarak
bu illetten kurtulma ümidi olarak bakabiliriz bu sürece.
Aşılanma ile ilgili, dedikodu havuzuna baktığımızda
epey bir kirliliği beraberinde getiriyor. Ak ve kara kadar zıtlıkları
içerisinde barındıran bu kirlilikle ilgili gerçekleri bu makalemde sizlerin
istifadesine sunacağım.
Konunun bire bir uzmanı olmasam da bir hekim
olarak, aşılarla ilgili özel merakımdan kaynaklı bilgi dağarcığımda epey
birikmişlerim var.
Aşılama, çok ama çok önemli koruyucu bir tedavi
metodudur. Tarihi milattan önceki yıllara kadar dayanır. Yakın zamanda
keşfedilmiş ve halen bugün dahi öneminden değerinden bir şey kaybetmemiş çiçek
aşısının ne kadar değerli olduğunu anlarsak meseleyi daha iyi kavrayabiliriz.
Sağdan soldan duyumlarla hareket etmek
yerine bu satırlardan sunduğum bilgilerden istifade etmeniz en büyük
temennimdir.
Covid aşılarımı iki doz halinde
yaptırdığımı makalelerimde paylaştığımda okurlar ve çevremden çok aykırı ve ön
yargılı amaçlı soruların gelmesinden de anlaşılıyor ki, aşılama mevzuunda
kafalar karışık ve bu karışıklıktan nemalanan bir kesim var.
Aşı karşıtları hep olmuştur, haklı haksız
tartışmasına girmeden ülkemizde uygulanan mevcut aşı ile ilgili değerlendirme
yapmak istiyorum.
Aşının başına üretildiği ülkeyi koyarak
aşı karşıtlarının ekmeğine yağ süren ve durumdan vazife çıkarmak arzusunda
olanlar şunu iyi bilmeli ki, durum sanılandan çok ama çok daha ciddi.
Aşının faz-3 olarak bilinen sonuçları
açıklandı. Özet olarak anladığım şu, aşının hastalığa karşı koruyuculuğu
sanılandan çok yüksek ve yan etki profili de iddia edilenlerden çok ama çok
düşük.
Soyu sopu bozuk medyadan ve malum
zihniyetin trollerinden yapılan amalı mamalı komplo kokan açıklamalara itibar
etmemek gerek.
Aşı %83.5 gibi ciddi bir oranda koruma
sağlıyor ve aşılanmaya rağmen hasta olanlardan hastaneye yatırılan dahi yok.
Hafif bulgularla hastalık atlatılıyor.
Tüm dünya aşı temini yarışında iken
devletimiz bu konuda da öncü olmayı başararak Çin başta olmak üzere birçok
ülkeden aşı temini konusunda üzerine düşeni fazlası ile yaptı. Adı sanı iri
olan birçok ülke hala aşı arayışını sürdürürken biz çoktan bağlantılarımızı
yapıp aşıları ülkemize emniyet içerisinde getirdik ve planlanan hedef
doğrultusunda aşılamayı yapıyoruz.
Emeği geçen tüm yetkililere kalbi
şükranlarımı sunuyorum.
Ramazan bayramından önce inşallah
aşılanma programı tamamlanır ve ülkemiz bu beladan kurtulmada da yine dünyaya
örnek olmayı başarır.
Tıpkı pandemi sürecinde tüm zorlukları
aşarak mücadele azminde gösterdiği başarıda olduğu gibi yine dünya
televizyonlarında sağlık ordumuzdan övgü ile bahsedilir.
Sağlık ordumuz güçlü çok şükür.
Savunma ordumuzda güçlü.
Devletimizde giderek güçlenerek dosta
güven düşmana korku salmaya devam ediyor.
DEAŞ, PKK, PYD ve FETÖ gibi terör
örgütlerini besleyip büyüterek ülkemizin başına bela eden ABD geçtiğimiz hafta
içerisinde New York şehrinin göbeğine Cumhurbaşkanımız ile ilgili öyle bir
pankart astırmış ki, adeta tüm dünyaya ben terörizmin hamisi olmaya devam
edeceğim der cinsinden.
Her şeyin ayan beyan ortada olduğu
günümüzde hala içimizde aşağılık kompleksinden kurtulamamış ezik ve korkakların
olması ve devletimizi savunması gerekirken hainliğinden olsa gerekir
diyebileceğim acayip garaip işler çevirmesi ne acı.
Bu güruh nerede ise her hayırlı gidişe
fren olmak için gecesini gündüzüne katarak çalışıyor. Hafta sonu tatil vs. yok.
Durmaksızın çalışarak şer cephesinin yaktığı ateşe odun taşıyor.
Malum zihniyetin borazanı bir televizyon
geçenlerde bir haber servis etti. Hükümetin tarım politikası gereği çiftçiye
destek programı ile ilgili bir haberdi bu. Halka doğru bilgiler vermekle
görevli bu televizyona konuşturulan bir vatandaşımız bakanlığın bu desteğinden
kendisinin istifade edemediğinden dem vurarak ağzına geleni konuşup bol keseden
atıp tutunca çok üzülmüş ve pes doğrusu demiştim.
Hükümetimizde eskisi gibi değil. Artık
kısmen de olsa uyanmış olmalı ki bu haberden bir kaç gün sonra o vatandaşımızı
buluyor ve devletimizin vatandaşımıza destek olarak verdiği paraların
dekontlarını gösterince vatandaş kem küm başlıyor zevahiri kurtarmaya.
TRT-1 televizyonu akşam 19 haberlerinin
sonunda her gün yanlış bir bilgiyi paylaşarak doğrusu ile düzeltiyor.
Yetmez ama yararlı bir hizmet.
Benzer programlar çoğaltılarak devam
edilmeli.
Tıpkı okyanusta karaya vurmuş binlerce
denizanası içerisinden bir kısmını okyanusa geri gönderen adam örneğinde olduğu
gibi.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.