Dolar (USD)
32.60
Euro (EUR)
34.83
Gram Altın
2495.51
BIST 100
9509.87
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


​Asıl gündemimize dönebiliriz

Yoğun bir seçim gündeminin ardından artık unutulmaması gereken asıl konumuza dönebiliriz.

Ülkemiz, 6 Şubat 2023 tarihinde yüzyılın felaketi olan depremler yaşadı.

Resmi olarak on binlerce canımızı kaybettik. Yüzbinlerce vatandaşımız evsiz kaldı.

Memleketim Hatay’da gittiğimde gördüğüm durum devletimizin vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak için canla başla çalıştığı yönünde oldu. Ancak ihtiyaçların devam ettiği gözle görünür bir gerçek.

Türkiye, bugünden itibaren bir an önce depremzedeler için evlerin yapımını hızlandırması, tek gündeminin bu olması gerekir.

Çocuklar, yaşlılar, hastalar konteynerlerde yaşamlarını sürdürüyorlar. Ancak bu geçici bir çözüm.

İnsanlar bir an önce normal yaşamlarına, evlerine, işlerine dönmek istiyorlar.

Bu yükün tamamını devletin sırtına yüklemek biz Müslüman Türk milletine asla yakışmaz. Elimizi taşın altına koymaya devam etmeliyiz.

Depremzede vatandaşlarımız hayata ne kadar kısa süre içinde dönerlerse, istihdama ne kadar süre süre içinde dahil olurlarsa Türkiye’nin faydasına olacaktır.

Binlerce, on binlerce iş gücü atıl durumda durmamalı… Hayatın olağan akışı içine dahil olarak üretime katkı sağlamalılar. Bu hem onların psikolojik durumlarını düzeltmeye yardımcı olacaktır hem de Türkiye’nin büyümesini destekleyecektir.

Deprem bölgesinde özellikle yaz mevsiminin gelmesiyle havalar aşırı sıcak olacak. Yine memleketim Hatay başta olmak üzere yazın aşırı sıcak olduğu bölgelerde vantilatör, klima gibi ihtiyaçlar lüks değil zorunlu ihtiyaçtır.

Konteynerlerin metalden yapıldığı, metallerin de ısıyı anında ilettiği düşünülürse konteynerlerin içinin nasıl sıcak olacağı daha iyi anlaşılabilir.

İnsani yardım kuruluşları bölgede varlıklarını yine bizlerin yardımlarıyla sürdürmeye çalışıyorlar. Nihayetinde bu kuruluşlar kamu kaynakları yerine vatandaşların yardımlarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya çalışıyorlar. Bu nedenle bu sivil toplum kuruluşlarına da yardımlarımızı eksik etmemeliyiz. Komşumuz, kardeşlerimiz açken tok yatmayı düşünmemeli, depremzede kardeşlerimizin, çocuklarının ihtiyaçlarının olduğunu unutmamalıyız.

Nitekim depremden bir dakika öncesine kadar depremzede kardeşlerimizin de evleri, işleri, bizim gibi bir hayatları vardı. Ancak deprem tüm her şeyi alt üst etti. Bizim de elimizden geldiğince o bölgede yaşayan, yaşamını sürdürmeye çalışan kardeşlerimize elimizden geldiğince destek olmamız gerekir.

Deprem öyle bir felaket oldu ki yıkılan, yıkılmak üzere olan, yıkılmamış ancak ağır hasarlı olan evlerin, iş yerlerinin yıkılması için kepçe, kamyon gibi masraflarını devlet karşılıyor. Bütçeye oldukça yük biniyor. Evlerin yapılması da zaten ayrı bir maliyet. Depremzedelerin günlük beslenme, barınma, giyim gibi ihtiyaçlarını karşılanması için mali destek olan bir devletimiz var. Ancak tüm yükün devletin sırtına yüklenmesi ileride bize fazladan vergi yükü olarak dönmesi anlamına da gelebilir. Bu nedenle de toplumsal refahın artması için bizim vatandaşlar olarak taşın altına elimizi koymamız, devlete ve insani yardım kuruluşlarına destek olmamız gerekir.

Seçim gündemi aradan çıktığına göre artık tek gündemimizin depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması olması gerekir. Onların yaralarının sarılması, ihtiyaçlarının giderilmesi olmalıdır. Artık seçim öncesi ayrışmayı, kutuplaşmayı bir kenara bırakmalı, depremzedelerin yaralarının sarılması için tüm gücümüzü toplamalı ve bu konuda gayret göstermeliyiz.