Asıl gündemimize dönebiliriz
Yoğun bir seçim gündeminin ardından artık unutulmaması gereken asıl konumuza dönebiliriz.
Ülkemiz, 6 Şubat 2023 tarihinde yüzyılın felaketi olan
depremler yaşadı.
Resmi olarak on binlerce canımızı kaybettik. Yüzbinlerce
vatandaşımız evsiz kaldı.
Memleketim Hatay’da gittiğimde gördüğüm durum devletimizin
vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak için canla başla çalıştığı yönünde oldu.
Ancak ihtiyaçların devam ettiği gözle görünür bir gerçek.
Türkiye, bugünden itibaren bir an önce depremzedeler için
evlerin yapımını hızlandırması, tek gündeminin bu olması gerekir.
Çocuklar, yaşlılar, hastalar konteynerlerde yaşamlarını
sürdürüyorlar. Ancak bu geçici bir çözüm.
İnsanlar bir an önce normal yaşamlarına, evlerine, işlerine
dönmek istiyorlar.
Bu yükün tamamını devletin sırtına yüklemek biz Müslüman
Türk milletine asla yakışmaz. Elimizi taşın altına koymaya devam etmeliyiz.
Depremzede vatandaşlarımız hayata ne kadar kısa süre içinde
dönerlerse, istihdama ne kadar süre süre içinde dahil olurlarsa Türkiye’nin
faydasına olacaktır.
Binlerce, on binlerce iş gücü atıl durumda durmamalı…
Hayatın olağan akışı içine dahil olarak üretime katkı sağlamalılar. Bu hem
onların psikolojik durumlarını düzeltmeye yardımcı olacaktır hem de Türkiye’nin
büyümesini destekleyecektir.
Deprem bölgesinde özellikle yaz mevsiminin gelmesiyle
havalar aşırı sıcak olacak. Yine memleketim Hatay başta olmak üzere yazın aşırı
sıcak olduğu bölgelerde vantilatör, klima gibi ihtiyaçlar lüks değil zorunlu
ihtiyaçtır.
Konteynerlerin metalden yapıldığı, metallerin de ısıyı
anında ilettiği düşünülürse konteynerlerin içinin nasıl sıcak olacağı daha iyi
anlaşılabilir.
İnsani yardım kuruluşları bölgede varlıklarını yine bizlerin
yardımlarıyla sürdürmeye çalışıyorlar. Nihayetinde bu kuruluşlar kamu
kaynakları yerine vatandaşların yardımlarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya
çalışıyorlar. Bu nedenle bu sivil toplum kuruluşlarına da yardımlarımızı eksik
etmemeliyiz. Komşumuz, kardeşlerimiz açken tok yatmayı düşünmemeli, depremzede
kardeşlerimizin, çocuklarının ihtiyaçlarının olduğunu unutmamalıyız.
Nitekim depremden bir dakika öncesine kadar depremzede
kardeşlerimizin de evleri, işleri, bizim gibi bir hayatları vardı. Ancak deprem
tüm her şeyi alt üst etti. Bizim de elimizden geldiğince o bölgede yaşayan,
yaşamını sürdürmeye çalışan kardeşlerimize elimizden geldiğince destek olmamız
gerekir.
Deprem öyle bir felaket oldu ki yıkılan, yıkılmak üzere
olan, yıkılmamış ancak ağır hasarlı olan evlerin, iş yerlerinin yıkılması için
kepçe, kamyon gibi masraflarını devlet karşılıyor. Bütçeye oldukça yük biniyor.
Evlerin yapılması da zaten ayrı bir maliyet. Depremzedelerin günlük beslenme,
barınma, giyim gibi ihtiyaçlarını karşılanması için mali destek olan bir
devletimiz var. Ancak tüm yükün devletin sırtına yüklenmesi ileride bize
fazladan vergi yükü olarak dönmesi anlamına da gelebilir. Bu nedenle de
toplumsal refahın artması için bizim vatandaşlar olarak taşın altına elimizi
koymamız, devlete ve insani yardım kuruluşlarına destek olmamız gerekir.
Seçim gündemi aradan çıktığına göre artık tek gündemimizin
depremzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması olması gerekir. Onların yaralarının
sarılması, ihtiyaçlarının giderilmesi olmalıdır. Artık seçim öncesi ayrışmayı,
kutuplaşmayı bir kenara bırakmalı, depremzedelerin yaralarının sarılması için
tüm gücümüzü toplamalı ve bu konuda gayret göstermeliyiz.