Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.84
Gram Altın
2979.43
BIST 100
9742.71
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Şubat 2022

Aşıklar ölmez

İrfan kültürümüzün önderlerinden birisinin arkadaşlığın ‘peki’ demekle kaim olacağını ifade ettiğini defalarca duymuş olmama rağmen nedendir bilinmez kendi aklımı beğenip, arkadaşlarıma bazen kırılır, üç günlük dünyada küslük olmayacağını bildiğimiz halde selamı sabahı keserim.

Dünya hayatının oyun ve oyuncaktan olduğu şuurunu taşıyan bir mü’min böylesi durumlarda kaldığında nasıl bir çözüm üretebileceğini bilir. Yani sevgilisi bu konuda ne yapmış, ne söylemişse onlara sarılır ki, böylece dünya hayatıyla birlikte ahiret hayatını da kurtarmış olur.

Korona salgını nedeniyle birçok dostumuzun ardından “Allah rahmet etsin”, “Makamı âli olsun”, “Güzel insan” diyerek mesajlarımızı doldururken sıramızın geleceği konusunda garantimiz olmamasına rağmen yaşadıklarımıza çeki düzen vermez, kendi nefsim adına söylersem ders çıkartmayız.

Kültürel anlamdaki kazanımlarımıyol arkadaşlarımdan öğrendiklerimle pekiştirdiğimi yakın çevremdekiler bilirler. İslâmî bilgilendirmemiz her ne kadar aile çevremizde başlamış olsa da kanımızın delikanlılığa uygun aktığı yıllarda hareketli günler geçirmiştim.

Kırk yılı aşkın birlikte olduğum dost ve arkadaşlarım var. Kimiyle telefon görüşmesi, kimi ile sadece Cuma tebriklerinde sosyal medyadan “Buradayız” mesajını gönderirken bazı kardeşlerimizin vefat haberleriyle sarsılıyoruz. Son günlerde Sayın Cumhurbaşkanımız ve kıymetli eşleri hanımefendinin de mel’un rahatsızlığın çemberine girmeleriyle adı sosyal olan bu medyadaki çirkin ifadeleri okurken bile yüzlerimiz kızarmadı mı? Yüzsüzler her zaman olduğu gibi çirkin ifadelerle halkın dinî ve kültürel duygularıyla dalga geçmediler mi? Bu şahıs veya kurumlara gerekli cevap adalet önünde verilecektir, bundan hiç şüphemiz yok.

Ancak onların yandaşları veya onlara göz kırpan siyasilerden de hesabı sorulması lazım ki, son konuşmasında erkek tavırlara giren muhalefetin önde geleni elektrik faturalarını ödemeyeceğine dair beyanlarına ne demeli? Savcılarımıza görevlerini hatırlatmış olalım.

Dün 14 Şubat’tı. Yani sözüm ona sevgililer günüydü. Sevgililiği ayağa düşürenlerin böylesi bir günde önde gözükmelerine anlam vermemekle beraber, içini boşalttıkları ‘sevgili’ kavramını dejenere ettiklerine de inanıyorum. Nikâhlı eşlerine toplum içinde, çoluk çocuğun olduğu yerlerde, hatta toplu taşıma araçlarında, çarşıda, pazarda ‘aşkım, canım, bir tanem’ ve benzeri ifadelerini yapmacık, rol icabı söyleyenleri kınıyorum.

Şimdi yazımızın başlığıyla sonuç bölümünün birbirinden kopuk olmasının tek suçlusunu benim. Yani bu satırları kaleme alan şahıstır. Toplumda kendi değerleriyle yaşamak yerine, yabancı kültürlerin kuklalarının düştükleri hâl ne duruma getirmiş ki yazmak istemediğim halde içimdekilere dur diyemedim. Frene basamadım. Suçlu benim.

Sadece ‘aşkım’ kelimesini sadece eşine dese biraz hoş karşılamaya çalışırım da, el vicdan be kardeşim. Evinde beslediği ve aile bireylerinden bile çok önem verdiği köpek, kedi, kuş ve balıklara da aynı hitapla seslendiklerine şahitlik ettim.

Aşk bunun neresinde derseniz, yalan, dolan varsın biraz daha oyalansınlar. Değmen keyiflerine zavallıların.

Merak etmeyin ‘Âşıklar ölmez’ diye bunlara söylenmedi.