Dolar (USD)
32.51
Euro (EUR)
34.92
Gram Altın
2430.96
BIST 100
9791.33
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

16 Ocak 2022

Âşık Veysel'in şapkası ve Ahmet Kudsi Tecer

Liseler için hazırlanan farklı farklı edebiyat kitaplarında Âşık Veysel’in şiirlerinin yanı sıra farklı farklı fotoğraflarına da gözlerim değmişti. Bir fotoğrafında fötrlü şapkası diğerinde ise şapkasız hali dikkatimi çekmişti. Âşık Veysel Sivrialan köy meydanında şapkasız bir halde sazını çalıyor. Sivas Âşıklar Bayramında ise şapkalı bir fotoğrafı gözlerime değmişti. Son fotoğrafta ünlü halk ozanımızın şapkası çok yeniydi. Ama diğer elbisesi normal bir köylünün günlük kıyafeti gibiydi. Gerçi Âşık Veysel, elbiseye, paraya -pula takmayan bir insandı ama buradaki şapkanın yeni olmasıyla elbisesinin eski olmasına bir anlam verememiştim.

Cumhuriyetin ilk yıllarında halk edebiyatı ve âşıklık geleneği ön plana çıkartılmak istenmişti. Bunun ilk öncülerinden folklorist ve memleketçi şair Ahmet Kudsi Tecer ve arkadaşlarıydı. Tecer, daha İstanbul’da öğrenciyken hocası Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu’nun yönlendirmesiyle folklor ve yeni Türk edebiyatının memleketçi koluna ilgi duyar.

O zamanlar Darülfünun öğrenimini yarıda bırakan şair Ahmet Kudsi Tecer, hükümet bursuyla Fransa’ya okul okumak için gönderilir. Burada Cezayir Halk şairleri antolojisi üzerine çalışma yapar. Onlardan esinlenerek Türk Halk Şiiri kuramını yeniden yapar. 1928’de yurda dönerken de yanında Paris’in ünlü moda evlerinden birkaç şapka da alır.

O yıllarda devlet, yurt dışına gönderdiği öğrencileri ülkeye döndükten sonra mecburi hizmet adına Doğu görevine gönderirdi. Ahmet Kutsi Tecer de bu görev dâhilinde Sivas’a tayini çıkmış ve burada lise edebiyat öğretmenliği başta olmak üzere çeşitli idari görevler de alır. Burada başladığı halk eğitim tecrübesini ileride halk evlerine dönüştürecekti.

Ahmet Kudsî’nin aile çevresi Eğin, (Kemahiye) ilçesi Apçağa köyündendir. Tecer’in ailesi buradaki Alevî kültürü ve saz şairlerinin geleneğinden gelmektedir. Onun babasının köyü olan Apçağa ile Şarkışla’nın Sivrialan köyü arası dört saatlik bir mesafededir. Dolayısıyla Ahmet Kudsi Tecer’in Sivas folklorunu yakından tanıdığı aşikârdır.

Ahmet Kudsi Tecer. Ailesinin köyü olan Apçağa için

Orda bir köy var, uzakta

O köy bizim köyümüzdür.

Gezmesek de, tozmasak da

O köy bizim köyümüzdür.

Diye başlayan meşhur bir şiir yazmıştı. Köyünü çok seven şair Ahmet Kudsi, Sivas’ta iken soyadı kanunu çıkar ve soyadını da Sivas’ta bir dağ olan “Tecer” dağından alır. Onun ilk soyadı da “kudsi”dir. O zamanlar Osmanlı toprağı olan Kudüs’te doğduğu için bu soyadını almıştı.

Sahi Âşık Veysel’in şapkasını kim vermişti?

Ahmet Kudsi Tecer Sivas’ta “Halk Şairlerini Koruma Derneği”ni kurar. 5 Aralık 1931 tarihinde de üç gün süren Halk Şairleri Bayramı’na Sivrialan’dan gelip katılan Âşık Veysel de vardır. Tecer ile Âşık Veysel’in tanışması işte burada başlıyor. Âşık Veysel’in yaşamında önemli bir dönüm noktası işlemeye başlıyor. Bu tanışmada Ahmet Kudsi Tecer, Paris’ten getirdiği şapkalarından birini Âşık Veysel’e hediye eder. Çarığı zor bulan Veysel’in bir şapkası da olmuştur. Tecer’in düşüncesi cumhuriyetin onuncu yılında Ankara’da Âşık Veysel’i Gazi Paşa’nın huzuruna çıkarmaktır.

Denilebilir ki Âşık Veysel, Ahmet Kudsi Tecer’in şapkasından çıktı. Ve Mustafa Kemal üzerine şiirler okuduktan sonra da ünü bütün ülkeye yayılmıştı. Bugün Ahmet Kudsi Tecer’in diğer şapkaları, babasının köyü olana Apçağa Ahmet Kudsi Tecer Kültür merkezinde sergilenmektedir.