Ashâb-I Kirâm Hazerâtı
Resulullah sallallahü aleyhi ve Sellem’in arkadaşları, sırdaşları, yardımcıları, dininin tebliğcileri, vahiy kâtipleri ve nihayet fedaileri olan Eshâb-ı kirâm aleyhimurrıdvan hazerâtının fazileti, önemi ve üstünlüğü birçok âyet-i kerime ile sâbittir, şöyle ki:
“Siz, insanlar için çıkarılmış en
hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman
edersiniz.” (Âl-i
İmrân 110)
“İlk iman eden, en ön safta bulunan
Muhacirler ile Ensar ve onlara iyilikle tâbi olanlardan Allah razı oldu. Onlar
da Allah’tan razı oldular. Allah onlar için ebedî kalacakları, altında ırmaklar
akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük kurtuluş budur.” (Tevbe 100)
“Sana bîat edenler ancak Allah’a bîat
etmiş olurlar. Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir.” (Fetih 10)
Bîat, söz vermek demektir ve
genellikle el sıkışma şeklinde olmuştur. Resulullah sallallahü aleyhi ve
sellem, önemli dinî-siyasî olaylar arefesinde veya İslamiyet’i kabul eden
kimselerle ilk defa görüştüğünde bîat almıştır. Bu âyet-i kerime; İslâm
tarihindeki “Bey’atü’r-Rıdvan”a işaret etmektedir.
“Gerçekten Allah, (Hudeybiye’de) o ağacın altında
Sana bîat ettikleri zaman, müminlerden râzı oldu. Onların kalperindeki ihlâsı
bildiği için üzerlerine sekîne, huzur ve güven indirdi.” (Fetih 18)
“Muhammed Allah’ın Resûlüdür. O’nunla beraber
olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler.
Onları; rükû ve secde hâlinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini
görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir.” (Fetih 29)
Ashâb-ı kirâmın kıymeti ve üstünlüğü
birçok hadis-i şerifte de vurgulanmıştır, şöyle ki:
“Ümmetimin en hayırlı asrı, içinde
yaşadığım asırdır. Sonra da onların peşinden gelenlerin asrıdır.” (Buhâri
3650)
“Size Allah’ın takvasını ve
Habeşistanlı bir köle dahi olsa liderinizin sözünü dinlemeyi ve ona itaat
etmeyi vasiyet ediyorum. İçinizde Benden sonra yaşayanlar birçok ayrılıklara
şâhit olacaktır. Size sünnetimi, hidâyete erdirilmiş, doğru yolu bulmuş Halifelerimin
sünnetini (yolunu)
vasiyet ediyorum. Ona sımsıkı sarılın, âdeta dişlerinizle tutun, sonradan
çıkacak şeylerden (bid’atlerden) uzak durun. Çünkü her yeni çıkan şey
bid’attir; her bid’at dalalettir (sapıklıktır.)” (Ebû Dâvûd 4607)
“Allah’ın, meleklerin ve bütün
insanların laneti, Eshabıma söven kişinin üzerinde olsun.” (Taberanî Evsat 7515)
“Ağaç altında bîat edenlerin hiçbiri
ateşe girmez.” (Tirmizi
3864)
“Ashâbımdan herbiri, kıyamet günü
kabirlerinden kalkarken, vefât ettikleri memleketin insanlarına önder ve nûr
olurlar.” (Tirmizî
3869)
“Beni gören veya beni göreni gören bir
müslümana ateş dokunmaz.”
(Tirmizî 3862)
“Ashâbıma sövmeyiniz! Nefsim kudret elinde
olan Allah’a yemin
ederim ki, (Ashabımdan
olmayan) biriniz dağ kadar altın sadaka verse, Ashâbımdan olan birinin bir
avuç arpa vererek kazandığı sevaba ve (hatta) yarısına kavuşamaz.” (Tirmizi
3865)
“Ashâbım hakkında Allah’tan Allah’tan korkun! Ashâbım
hakkında Allah’tan Allah’tan korkun! Benden sonra onları hedef haline
getirmeyin! Onları seven, Beni sevdiği için sever. Onlara buğzeden, Bana
buğzettiği için buğzeder. Onları inciten, Beni incitmiş olur. Beni inciten de,
Allah tebareke ve teâlâyı incitmiş olur. Allah’ı inciteni, (Allah’ın) tutuklaması yakındır.” (Tirmizi
3862)
Ashâb-ı
kiramı üç kısımdır:
1) Muhacirîn: Mekke alınmadan
önce, Mekke’den veya başka yerlerden, vatanlarını, yakınlarını terk ederek,
Medine-i münevvereye hicret edenlerdir.
2)
Ensâr: Peygamber
Efendimize ve Muhacirîn’e her türlü yardımda ve fedakârlıkta bulunacaklarına
söz veren Medine-i münevveredeki müslümanlardır.
3) Diğer Eshâb-ı kiram: Mekke şehri alındığı zaman
ve daha sonra Mekke’de veya başka yerlerde imana gelen müslümanlardır.
Ashâb-ı kiramın üstünlük sırası şöyledir:
a) Dört Hâlife: Yani sırayla Ebû Bekr, Ömer, Osman
ve Ali radıyallahü anhüm.
b) Aşere-i mübeşşere kalanı: Yani
dört Halifenin dışında cennetle müjdelenen sahabiler ki şunlardır: Talha bin
Ubeydullah, Zübeyr bin Avvâm, Abdurrahmân bin Avf, Sa’d bin Ebî Vakkâs, Saîd
bin Zeyd ve Ebû Ubeyde bin Cerrâh.
c)
Bedir harbine katılan
sahabiler.
d) Uhud harbine katılan sahabiler.
e) Bey’atu’r-Rıdvân’a katılan
sahâbîler.
f) Diğer Sahabiler.