Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 Ekim 2015

Asgari Ücretle Kredi Kartına On Taksit!

-Kardeş ne iş yapıyorsun?: "İşçiyim abi" -Nerede?: "fabrikada". Günde kaç saat çalışıyorsun?: "10-12 saat abi". E Allah kolaylık versin zor tabiiiu2026 Ayda ne geçer eline? Ne olacak, asgari ücret abi! Allah artırsın, inşallah daha çok kazanırsın. "İnşallah abiu2026" O sırada telefonu çaldı, cebinden çıkardı: "Efendim hayatım, iyiyim, yoldayım, gelirken eve ne getireyim" ??? Hanımı ne dediyse tekrar cevap verdi: "Nee olmaz çok pahalı, sonra, sonra,,,!!!" Bir de baktım ki telefon iki bin liralık telefonlardan! Eyvah dedim bu da onlardan. "Telefonun güzelmiş" "Ee güzel olur tabi abi iki bin lira saydık" "Peşin mi iki bin, taksitle mi? "Fark etmiyor abi, peşin de taksit de aynı fiyat, ben kredi kartına taksit yaptırdım da aldım, yoksa nasıl alırız abi?" "Eyvah" dedim içimdenu2026 yine içimdenu2026 "Asgari ücretle iki bin liralık telefon!" Hakkımız var mı? Çocuğumuzun lokmasından kesip, beş yüz TL'lik telefon varken 2000 TL'lik telefon almaya, üstüne üstlük altı ay sonra yenisi çıkınca bir üst modeliyle değiştirmeye! Kredi kartı taşıyoruz ya her şeyi alabiliriz! Bankalar bize en yakın dost! Hemen çek cııırt! Al istediğini, sonra taksitle öde! Nasılsa kart ödüyor biz ödemiyoruz ki! Kart ödüyoru2026 Ee başka telefonu üreten şirket ne iyi şirket, satan ne iyi şirketu2026 İki binlik telefonu beş liralık kartla veriyor! Büyük sevap, büyük hayır! Kredi kartı aidatı mı dediniz? E alacak tabii banka, o kadar da olacaku2026 Sana her şeyi aldırıyoru2026 O cebinde varken istediğin kadar tüket, kim karışır? Yok dostlar yok hakkımız yok bunları ihya etmeyeu2026 Kredi kartı: "bankalara kölelik", Lüks ürün: "şirketlere kölelik". Aşırı, müsrif tüketim: "kapitalizme kölelik". Ne kadar çok vaz geçersek umduklarımızdan o kadar özgürüz, ne kadar şükredersek bulduklarımıza o kadar mutluyuz! Vesselam.

İslamcılık Bitti mi?

Hayır bitmedi. Bitmeyecek de. Sadece İslamcılık üzerinden kendisine makam, mevkii, şöhret, para devşirenler bitti. Evet sevimsiz bir kelime "İslamcılık" biliyorum. Cılık, cilik, culuku2026 İslam'ın orijinal, özgün ve kaynak hüviyetindeki literatüründe İslamcılık diye bir kavram yoku2026 18.yy'dan sonra ortaya çıkan bir kavram İslamcılık. Osmanlı'nın dağılma döneminde, ümmetin okumuş, yazmış, irfan sahibi kesimlerinin sömürüye karşı geliştirdiği duruşu ve fikriyatı, Batı emperyalizminin işgalci ve yıkıcı hareketleri karşısında aldığı pozisyonu işaret eder başlangıçta İslamcılık. Sonrasında ise modern devlete bir meydan okuma olarak ortaya çıkar ve İslami bir devletin mümkün olup olmadığını tartışıru2026 Ama İslamcılık sadece siyasal tipi ile ortaya çıkmış, var olmuş bir akım değil. Hayatın tamamı, yaşamın bütün dalları ile ilgili söyleyecek sözü olan bir hareket ve akımdır. Kültürde, sanatta, siyasette, sosyal hayatta, kısacası, hayatın bütün şubelerinde modernizme ve sekülarizme kafa tutma arayışına giren ve fikri düzeyde de olsa belli ölçüde başarılı olan bir akımdır İslamcılık. Mısır'da İhvan'ı, Türkiye'de Ak Parti'yi iktidara getiren harekettir. İslamcılık bitmemiştir. Müslümanlar var olduğu müddetçe kaynağını vahiyden ve sünnetten alan fikri telaş, aksiyon, gayret ve mücadele her zaman var olacaktır. Sahih bir mü'min duruşuyla, sırat-ı müstakim üzere sabit duranlarla ara ara savrulanlar belki de yoldan çıkanlarıyla her zaman var olacaktır İslamcılıku2026 Buradan kendisine başka menfaatler devşirmeye çalışanlar "İslamcılık bitti" gibi bir yaygara koparmasınlar. Artık yeter! Hz Peygamber'in "beni hiç görmedikleri halde bana iman edenler var ya işte onlar benim kardeşlerim" buyurduğu ve etrafındaki sahabeyi dahi kıskandırdığı kardeşleri çok şükür ayakta ve hala hayattadıru2026 Ve hayata dair, hala söyleyecek çok sözleri vardır!

Karadenizli Temel'den Organizasyon Dersleri!

"Temel parmağını camla kesince telaşlanır ve yeni kurulan aile hekimliği merkezlerinden birine girer. İçeride karşısına iki kapı çıkar. Birinde "Hastalıklar", diğerinde "Yaralanmalar" yazmaktadır. Hemen durumuna uyan "Yaralanmalar" kapısından içeri girer. İlerlerken önüne iki kapı daha gelir. Birinde "Kanamalı" diğerinde "Kanamasız" yazmaktadır. "Kanamalı" yazılı kapıdan girer ve yine iki tane kapı görür. "Hayati önemde olan" ve "Hayati önemde olmayan" durumuna uyan hayati önemde olmayan yazılı kapıdan girince kendini sokakta bulur. Evde Fadime karşılar:-Uyyy Temelum! Sana iyi baktılar mi? -Hiç bakmadular ama organizasyon müthişti!" Kamuda ve özel sektörde, modern Türk bürokrasisi de aşağı yukarı böyle bir sistematikle çalışıyor. Şirketin müşteri hizmetleri servisi, ürünle ilgili bir şikayetiniz olduğunda tam da bu taktikle sizi savuşturuyor. İşinizin düştüğü bir kamu örgütü de bir başka sorununuza sadra şifa bir çözüm üretemiyorsa, önce ön kapıdan giriyor, sonra arka kapıdan bu taktikle uğurlanıyorsunuz! Yalan mı? Hadi yalan deyin de paylaşalım kozlarımızı!

Endülüs'ten Kalan Kitaplar Nerede?

Bir kitap medeniyeti olan ve sadece II.Hakem tarafından oluşturulan devlet kütüphanesinde o zamanın şartlarında 400.000 kitap bulunan Endülüs'ten bugün geriye kalan çok az eser var. Haçlı zihniyetinin, Endülüs'ü ortadan kaldırırken yaptığı yağma, yıkım ve yangınlardan arta kalan 2500 kadar kitap, bugün Madrid yakınlarındaki Escorial isimli manastırın kütüphanesinde bulunuyor. Hristiyan işgali sonrasında, sadece Gırnata'da kardinal Jimenez'in emriyle yüz binlerce kitap şehir meydanında yakılmış. Şimdi yağmacı Batı utanmadan bizden aldıklarını bize satmaya kalkıyor.! (Konunun detayını merak edenler Prof. Dr. Mehmet Özdemir'in İSAM tarafından yayınlanan "Endülüs" isimli kitabına müracaat edebilirler. Sahasında çok güzel bir çalışma muhakkak tavsiye ederim)