Asgari ücret ve enflasyon
Dünya siyasi ve iktisadi dengesini bulmaya çalışırken Türkiye de bu sürecin önemli aktörleri arasında yerini alıyor.
Küresel üretimin büyük kısmının Çin’e kayması ve finansal sistemin “Batı” dünyasında kalması büyük bir dengesizliğe neden olmuştu. 2008 Finans Krizi ve 2011 Avrupa Borç krizi sonrasında küreselleşme süreci darbe yemiş, gümrük duvarları yeniden yükselmeye başlamıştı.
Dünyada yaşanan terör, iç savaş, iklim şartları ve sömürü düzeni sebebiyle yaşanan kronik gelir dağılımı adaletsizliği, gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru göçü hızlandırdı.
Yaşanan tüm bu sürecin ardından bir de COVID-19 pandemisi ve Rusya-Ukrayna savaşı küresel sistemde yeni kırılmalara neden oldu.
Salgın sürecinde uygulanan kısıtlama tedbirleri nedeniyle yaşanan ani talep daralmasının etkilerini hafifletmek için parasal genişlemeye gidilmesi, salgın tedbirlerinin gevşetilmesiyle birlikte enflasyonu hızlandırdı. Akabinde Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte enerji ve emtia fiyatlarının artması tedarik zincirinin bozulmasının da etkisiyle yaşanan süreci katmerlendirdi.
Enflasyonu yavaşlatmak için birçok ülkenin merkez bankası faiz artırımı ve bilanço küçültme politikaları uygulamaya başladı.
Bu politikanın etkisiyle piyasadan para çekildikçe talep daralmaya başladı. Talebin daralmasıyla birlikte ekonomilerde yavaşlama hatta küçülmelere neden olması bekleniyor.
Türkiye ekonomisine bakacak olursak;
Türkiye, 2018 yılında yaşanan kur saldırısı sonrasında uyguladığı politikalarla 2019 sonuna doğru enflasyonu tek hanelere düşürmeyi başarmıştı.
Pandemi süreciyle beraber süreç sekteye uğramış ve dünyanın içine girdiği enflasyonist sürece yüksek bir enflasyonla yakalandı.
2018 yılı ve sonrasında yaşanan kur atakları bölgesel ve küresel dengelerdeki değişmeyle birlikte Türkiye’yi yeni bir modele geçmeye zorladı.
2021 Eylül ayından itibaren uygulanan “üretim, istihdam, ihracat ve cari fazla” politikası kapsamında uygulanan faiz indirimi, sıcak paranın çıkmasına ve bu durum da döviz kurunda hızlı bir yükselişe neden oldu. Döviz kurundaki yükseliş hâlihazırda yüksek olan enflasyonun daha hızlı yükselmesine neden oldu.
Bir de üstüne Rusya-Ukrayna savaşı eklenince ekonomi büyük bir türbülansa girdi.
Yaşanan emtia krizi artan döviz kuruyla birlikte ithalatın artmasına neden oldu. Döviz kurundaki artışla beraber ithalatın yeni görece ucuz tedarikçilere kayması beklenirken hammadde bulma sıkıntısı sebebiyle bu düşünce tam olarak gerçekleşmedi.
Diğer taraftan enflasyonist süreçle birlikte fiyatların gelecekte daha fazla yükseleceği beklentisi tüketimin ve ithalatın artmasına neden oldu. Bu durum sosyolojik yapıdan kaynaklı… Uzun yıllar dünya markası ürünleri döviz kurunun da etkisiyle ucuz bir şekilde kullanmamız nedeniyle bunların yerini ucuz modeller almadı. Faiz oranlarının da enflasyona göre düşük ve taksit imkânlarının geniş olması sebebiyle bu talep devam etti. Ancak yeni yüksek fiyatlardan… Bu da ithalatın düşmemesine aksine artmasına neden oldu.
Daraltıcı para politikaları sebebiyle emtia fiyatlarında düşüşler yaşanmaya başladı. Bu azalmalara bağlı olarak küresel enflasyonda yavaşlayacaktır. BDDK’nın taksit sınırlandırması uygulaması, iç talebi daraltıcı etki oluşturacak, bu da Türkiye’de enflasyonun yavaşlamasına neden olacaktır.
İthal edilen emtia fiyatlarının düşmesi ülkeden döviz çıkışını azaltacağı için döviz bulma telaşı da azalacak ve bu durum döviz kurunun önce dengelenmesine sonrasında da düşmesine neden olacaktır. Petrol ve çeşitli enerji fiyatlarında da azalma olması durumunda bu sürecin hızlanması beklenebilir.
Karadeniz gazının devreye alınmasıyla beraber doğalgaz ithalatı görece azalacağı için aynı şekilde döviz ihtiyacı azalacak bu durum döviz kurunda dengelenmeye neden olacaktır. Diğer taraftan turizm sezonunun yoğun geçmesiyle döviz girdisinin artması döviz kurunda dengelenmeye önemli katkı sağlayacaktır.
Türkiye, küresel ekonomide yaşanacak küçülmeden etkilenecektir. Ancak Suudi Arabistan ile yeni bir döneme geçilmesi ihracatın bazı bölgelerde yaşanacak olası azalmasını telafi edecektir. Bu sürece Mısır’ın da eklenmesiyle ihracat odaklı büyüme hız kesmeden devam edecektir.
Asgari ücret artışıyla birlikte maliyetlerin ve alım gücünün artması bir iki ay enflasyonu artırıcı etki oluşturacak olsa da etkisi azalacaktır. Çünkü reel sektörde ücretler asgari ücretten bağımsız bir şekilde farklı dönemlerde zaten artıyor. Asgari ücret artışı ağırlıklı olarak hizmet sektöründeki fiyatların artmasına neden olacaktır.