Dolar (USD)
34.55
Euro (EUR)
36.01
Gram Altın
3010.16
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Aralık 2021

Asgari ücret artışı işsizliği artırır mı?

Ekonomi bilimi insan ihtiyaçlarıyla ilgilenir. Kapitalist iktisat ihtiyaçların sınırsız olduğunu savunur. Aslında ihtiyaçların değil ihtirasların sınırsız olduğu gerçeğini görmezden gelir. Ancak bu mesele bu yazının konusu değil.

İhtiyaç, insanın giderdiğinde haz duyduğu, gidermediğinde ise sıkıntı duyduğu şeyler olarak ifade edilebilir.

Bu konuda Maslow bilimsel olarak bir ihtiyaçlar hiyerarşisi çıkarmıştır. Buna göre insanın en temel ihtiyacı yemek, içmek, uyumak gibi hayati ihtiyaçlardır. Hayatını devam ettirebilmesi için bu ihtiyaçlarının giderilmesi gerekir. Bir üst basamakta ise güvenlik ihtiyacı vardır. Hayatını devam ettirebilmesi için fizyolojik ihtiyacını giderdikten sonra hayatını güvenli bir şekilde devam ettirmesi gerekir. Diğer ihtiyaçlar bu basamaklardan sonra gelir.

Günümüzde bakıldığında en temel ihtiyaçlar gıda, barınma, ulaşım olarak sınıflandırılabilir.

İşin aslında asgari ücret düzeyinin belirlenmesinde de tam bu kısım öne çıkıyor. Asgari ücretli bir kişi en kötü ihtimalle bu gibi en temel ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılaması gerekmektedir.

Ne yapılmalı?

Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde belirttiği gibi fizyolojik ve güvenlik ihtiyacı basamaklarında bulunan beslenme, barınma, ulaşım gibi temel ihtiyaçların olduğu bir sepet oluşturarak ücretlere/maaşlara zam yapılırsa o zaman daha sağlıklı bir durum oluşabilir.

Son dönemde Türkiye’nin ihracat artışı verilerde de görüldüğü üzere hızlı bir artış gösteriyor. Bu doğrultuda İTO Başkanı Şekib Avdagiç ihracatçıların siparişleri karşılamakta zorlandıklarını, satacak malları olsa, daha fazlasını satabilir durumda olduklarını belirtti. Kaldı ki İTO üyeleri ticaretle uğraşan kesim. Bununla beraber sanayicilerde de ihracat artışı olduğu da ortada. Sonuç olarak ihracat artışıyla beraber artan ciro ve kârlılık artışının çalışanlarla da bölüşülmesi gerekmektedir. İşte herkesin bahsettiği “ihracat artışının bana ne faydası var?” sorusunun cevabı da tam olarak bu kısım.

Asgari ücretteki artışın elbette ki başka etkileri de olacaktır.

Öncelikle resmi asgari ücretteki artış işsizliğin azalmasına da önemli katkı sağlayacaktır.

Küresel tedarik zincirindeki bozulmayla berber Türk mallarına olan talep artışı Türkiye’nin ihracatında büyük artışla neden oldu. Nitekim kasım ayı itibariyle 12 aylık ihracat 221 milyar doları aştı. Yurtdışı talep artışı gerek sanayi kesiminde gerekse ticaret kesiminde personel ihtiyacını artırıyor. Ancak iş dünyasının ifadesiyle eleman bulamadıkları için üretimi artırma problemi yaşıyorlar. Ancak günümüzde resmi asgari ücret ile geçinmek mümkün olmadığı için iş arayanlar “alacağım ücret geçimimi sağlamayacağı gibi bir de yorulacağım” düşüncesiyle mevcut ücret düzeyinde çalışmayı istemiyorlar.

Asgari ücretteki artışla beraber iş arayanların da bu düşüncesi değişecektir. Bu durumda istihdam artarken üretim ve ihracatta artacaktır. Artan gelir artışı tekrar vatandaşa gelir artışı olarak dönecektir.

Nitekim mevcut resmi asgari ücret bu haldeyken bile ekim ayında istihdam edilen sayısı artarken işsizlik oranında %0,2 puanlık bir azalma olmuş. Bu azalma iş gücüne katılımın artmasına rağmen gerçekleşmiş.

Bugünlerde enflasyon artışı sebebiyle ciddi problemler yaşadığımız bir gerçek. Zaten kimse bu enflasyon artışını görmezden gelmiyor. Hükümet kanadından yapılan açıklamalar da “vatandaşın enflasyona ezdirilmemesi” yönünde oluyor. Olması gereken de budur.

Kasım ayında yaşanan hızlı kur artışıyla beraber enflasyonda yaşanacak hızlı artış da düşünüldüğünde aralık ve ocak aylarında önceki aylara kıyasla enflasyonun hızlanması beklenmektedir. Resmi yıllık enflasyonun önce %25 daha sonra ise %30 seviyelerine gelmesi beklendiği düşünülürse asgari cürete yapılması gereken artış da bunların hesaplanarak yapılması gerekmektedir.

Asgari ücret artışı konusunda her ne kadar ihracattaki artışa dikkat çeksek de elbette ki tüm işletmeler ihracat yapmıyor. Özellikle küçük esnaf olarak ifade edilen işletmeler bu konuda ciddi problem yaşayabilirler. Bu konuda devlet çalışan sayısına, cirosuna göre vergi ve prim ödemeleri konusunda çeşitlendirme yaparak farklı uygulamalarla vereceği desteklerle bu problemi çözebilir.

Tüm bu kapsamda düşünüldüğü zaman asgari ücretin 2022 yılında en az 4500 TL seviyesinde olması gerekmektedir. Asgari geçim indirimi kısmında yapılacak artışlarla da bu artış desteklenmelidir. Böylece enflasyon ile azalan vatandaşın alım gücü nispeten eski seviyesine gelecektir.