Artık, Zinde Kuvvetler rahatsız olamazlar!
"Zinde Kuvvetler" in, iki de bir, "rahatsız olma" imtiyazları, "15 Temmuz" la noktalandı.
15 Temmuz'da, Millet' in, gözünü budaktan esirgemeyen, dişe diş, tanklara meydan okuyan, serdengeçti direnişi, darbe heveslilerinin gözünü korkutmuş olmalıdır.
"Zinde Kuvvetler", ülkenin dindarlarına, aba altından gösterilen, sopadır. Orduyu da kirletmektedirler.
1950 lerde, Demokrat Parti iktidarının, Milli ve İslami hürriyetlere milim ölçüde izin vermesinden rahatsız olan, ordu içindeki, darbe bağımlısı, "batı yanlıları", u2028"Zinde Kuvvetler" ismiyle ima edildiler.
"Zinde Kuvvetler", 27 Mayıs'ın yetersiz kaldığını, devrimin tamamlanması gerektiğini vurgulayan, darbeci Talat Aydemir grubunun da adı oldu.
Darbenin yetersiz kalması, devrimin tamamlanması ne demekti?
Bu ülkeden, İslam'ın zerre kırıntısına kadar, "batı adına", kazınıp atılmasıydı.
"Genç Subaylar", "Zinde Kuvvetler" in 2003 sürümüydü.
"Genç subaylar rahatsız" ifadesi, 23 Mayıs 2003 de, "darbe broşürü" "Cumhuriyet Gazetesi" eliyle gündeme taşındı.
1820 lerden itibaren iktidarların zımni ortaklığına koşulan "Galata Türkleri", "İslam" ı bu ülkeden söküp atma hevesiyle hep yanıp tutuştular.
"Galata Türkleri", o zamanlar, bürokrasi için, azınlık/yabancı okullarında yetiştirilen Türklerdi, zamanla, her alana hakim olarak, Türkiye'nin kaderine el koydular.
"Zinde Kuvvetler", "Galata Türkleri" nin sahadaki icracılarıydı.
Ne zaman, iktidarlar, milli ve İslami değerlere zerre miktar yönelseler, Demokles'in kılıcı gibi tepelerinde "Zinde Kuvvetler" ibuldular.
"Batı Çalışma Grubu" 28 Şubat'ın "Zinde Kuvvetleri" idi.
"Zinde Kuvvetler" ile "Millet" e parmak sallamak, Hürriyet' in hobisiydi, hala da öyledir.
Lafta demokrasi havarisi geçinen bu çevreler, darbelerle millete meydan okumaktan, millete ayar vermekten, geri durmadılar.
23 Temmuz 1908 la başlayıp, 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 darbelerinde ülkenin meşru hükümetleri alaşağı edildi.
İradesine darbe vurulan Millet, bu darbelerde sadece yutkundu. Gözyaşlarını içine akıttı.
15 Temmuz darbeler tarihi açısında bir dönüm noktası oldu.
Millet bu kez yutkunmadı, darbecilere yumruğunu vurdu.
Zinde güçler gaza gelip, 15 Temmuz'da FETÖ darbe ekibine destek vermekten geri durmadılar. Bağdat caddesinde tankları alkışladılar. Şimdilerde "Kontrollü darbe" teranesi ile artçı destek atıyorlar.
Ancak, darbe tutkunları, bu kez bir şeyi hesap edemediler!
15 Temmuz'daki millet, 27 Mayıs'taki millet değildi.
Tayyip Erdoğan da, Menderes, Demirel, değildi.
"Gücün merkezi" millete kaymıştı.
60 lardaki, çoğu okuma yazma bilmeyen tarım toplumu millet gitmiş, yerine, sanayi/bilgi toplumu gelmişti.
Darbeciler bunu okuyamadılar.
Bir de şu var:
İbn-i Haldun'a göre milletler zaman zaman "Bedevilik" ve "Hadarilik" aşamaları yaşarlar.
Bedeviler doğal şartlarda yaşar tabiatla iç içedirler, sert, haşin, çatışmacı, acımasızdırlar.
Hadariler, şehirlerde yaşarlar, uyumludurlar, sosyal kontrolü benimsemiş, çatışmacı ve saldırgan yönleri törpülenmiştir.
Bedeviler, saldırgan özellikleriyle genellikle hadarileri kuşatır, egemenlikleri altına alır, yeni devletler kurarlar.
Günümüz Türkiye'sinde, bedeviyetleri ağır basan kırsal kesimler, hızla şehirlere akmakta, şehirleri, ekonomiyi, bürokrasiyi, siyaseti kuşatmaktadırlar.
İbn-i Haldun' un tarih felsefesine göre;
Bedeviler, kaçınılmaz olarak, hadari "zinde güçler" e, egemen olacaklardır.