Dolar (USD)
32.49
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2434.44
BIST 100
9716.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

17 Şubat 2021

Arsız Müttefikimiz!

Kadim dostumuz ABD, belli ki yeni dönemde sırtımıza yeni yumurta küfeleri saracak. 15 Temmuz uzaktan kumandalı askeri darbesi ile elde edemediklerini bugün başka yollarla elde etmeye çalışacaklar. Nedir bu başka yollar? Terör, iç karışıklık, iç ayaklanma, kaos.

Şimdiden Irak’ta, orada burada bombalar patlamaya başladı. Dün bir ABD üssü yakınına füze düştü. Ortadoğu hareketleniyor. ABD güdümündeki terör örgütleri bir bir harekete geçmeye başladılar. Türkiye içeride başarılı bir mücadele verirken, sınırlarımız dışında harekete geçen bazı terör unsurları Irak’ta, Suriye’de yeniden çatışma ve kaosun ateşini yakacaklar. Bu ateş bir süre sonra içeriye de sıçrayabilir.

Peki patronları kim? Hiç şüphe yok ki ABD! Gara’da şehit edilen 13 vatandaşımız için doğru düzgün kınama mesajı yayınlayamayan ABD, daha birkaç gün evvel hiç utanmadan 15 Temmuz’la bağlantılarının olmadığını bir diplomatın dilinden söyletmeye kalktı. Bu utanmaz ve arsız ortak, hem her şeyi yapıyor, hem de hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davranıyor.

Sanki PKK’yı yıllarca beslememiş gibi davranıyorlar. Ortada çok açık deliller varken 15 Temmuz’la ilişkilerinin olmadığını söylüyorlar. Yıllarca Güneydoğu’nun dağlarında helikopterlerden PKK’ya mühimmat ve gıda paketleri attılar. 15 Temmuz’da Büyükada’da bir otelde fetullahçılarla darbe planları yaptılar. 28 Şubat’ta ABD-İsrail eksenine çalışan subayları kullanarak darbeye iştirak ettiler. 17-25 Aralık’tan sonraki süreçte buradaki büyükelçilikleri fetöcüler için birer sığınma evine dönüştürüldü. İncirlik üssünden kaçırıp yurtdışına yolladıkları terörist sayısı bilmiyoruz tam olarak kaç. Türkiye’deki Amerikan kolejlerinin birer misyoner teşkilatı gibi çalıştığını ise bilmeyen yok gibi.

Şimdi kalkmışlar bizim hiçbir şeyden haberimiz yok diyorlar. HDP’yi himaye etmeleri, FETÖ ile birlikte CHP üzerinden Türk siyasetini dizayn etme çabaları ise zaten bilinen gerçekler. Peki ne yapmak lazım?

Türkiye’deki izlerini bir bir silmek lazım. Mesela işe Boğaziçi, ODTÜ gibi Amerikan üssü haline getirilmiş üniversitelerden başlamak lazım. Buralarda İngilizce eğitime son verilmeli, bu üniversitelerde İngilizce eğitim-öğretim dili olmaktan çıkarılmalı. Diğer taraftan bütün yabancı kolejlerde yabancı dilde eğitim öğretime son verilmeli. Anadili Türkçe olan bir memlekette üniversitelerin, kolejlerin İngilizce eğitim vermesi bir sömürge dönemi uygulamasıdır. Amerikan kolejleri de dahil bütün kolejlerde öğretim dili Türkçe olmalıdır. Ayrıca bu okullarda yeni fakülteler açılmak suretiyle öğrenci ve insan kaynakları profili çoğulcu bir yapıya dönüştürülmelidir.

Başka ne yapmak lazım? 1946 yılında İsmet İnönü’nün Amerikalılarla imzaladığı eğitim anlaşması eğer hala yürürlükte ise bir an evvel feshetmek lazım. Tabi bundan sonra imzalanan bütün anlaşmalar da. Yine fulbırayt ve benzeri burslar tek taraflı iptal edilmeli, eğitimde ABD katkısı(!) sıfırlanmalıdır. Yine Türkiye’de faaliyet gösteren ABD menşeli dernek ve vakıflar yakın takibe alınmalı, faaliyetleri sıkı sıkıya kontrol edilmelidir. Alman vakıfları gibi Alman devletinin casusluk teşkilatları haline dönüşen vakıf ve dernekler milli yapımıza zarar vermektedir. ABD menşeli vakıflar da bu kapsamda değerlendirilmelidir.

Başka ne yapmak lazım? Mesela ABD menşeli küresel şirketleri sıkı bir mali denetimden geçirmek lazım. Bu küresel şirketlerin Türkiye şubelerinin vergi incelemeleri yeniden yapılmalı, hesap kitaplarında bir hile-hurda olup olmadığı yakın mercek altına alınmalıdır. Devletin teftiş kurulları bu şirketlerin mali denetimini daha sık gerçekleştirmeli, T.C. Devletinin nefesi bunların enselerinden eksik olmamalıdır. ABD büyükelçilikleri ve konsolosluklarına giren çıkan herkes takibe alınmalı, buralara kimlerin girip çıktığı, bu girip çıkanların neye ve kime hizmet ettiği istihbarat birimlerince yakın takibe alınmalıdır. Zira Türkiye’deki askeri darbelerin pek çoğunun arkasında ABD vardır. Bu anlamda takip, gözetim ve izleme şarttır.

Mademki bu arsız müttefikimiz S400’ler konusunda arıza çıkarıyor, mademki Boğaziçi eylemlerini açıktan destekliyor ve burayı kendi kalesi gibi görüyor, mademki yakın bölgemizdeki terör örgütleriyle iş tutuyor, o zaman bütün bunlara karşılık bizim de bu iki yüzlü müttefiğin ülkemizdeki faaliyetlerini uzaktan/yakından takip ve kontrol hakkımız olmalı. Bilsinler ki biz bir sömürge ülkesi değiliz. Kendi sınırlarımız içinde ne olup bittiğini başkalarından öğrenmeye de ihtiyacımız olmamalı!