Dolar (USD)
32.59
Euro (EUR)
34.85
Gram Altın
2496.93
BIST 100
9662.01
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

14 Kasım 2020

Aramızdaki Amerikalıların seçimi…

Nerdeyse İstanbul Belediye Başkanlığı seçimleri kadar yakından takip edilen bir Amerikan Başkanlık seçimini geride bıraktık.

Bir kesim, bildiğin bilmediğinden daha evladır atasözünün hakkını verircesine, Başkan Trump’a iyi kötü alıştık, gelecek olandan ne çıkar bilmiyoruz diyerek Trump’ın kazanmasını istedi...

Diğer bir kesim, Trump’tan daha fazla Erdoğan düşmanlığı yapacağı ümidiyle, üç Amerikan başkanından beklediğimizi alamadık bunu da biden-emekte fayda var umuduyla, Biden’in kazanmasını arzu ediyorlardı.

Kahrolsun Amerika modunda olan diğer bir kesim ise ‘’Amerika başkanından gelecek hayır gelmesin’’ söylemleri eşliğinde al birini vur ötekine havasındaydı.

Al birini vur ötekine diyenler ile bildiğin bilmediğinden evladır mantığıyla yola çıkanları anlamak mümkün...

Ancak Erdoğan düşmanlığında her gün ayrı bir seviye atlayıp, Amerika başkanından medet umar hale gelenleri anlamadım, anlayamıyorum ne yazık ki …

Anlat desen, altıncı filo protestoları ile ilgili destan yazarlar.

Che guevara, Fidel Castro övgüleri buradan bizim köye yol olur...

Bir yandan Deniz Gezmiş değerimizdir pozları verirken, bir yandan da vakti zamanında İstanbul’a gelen Amerikan askerlerine dansöz oynatan bir ruh halini içlerinde saklıyorlar adeta.

İstanbul Seçimlerinde bazı oyların tekrar sayılmasını ve sonucun hemen netleşmemesini rezalet olarak niteleyenler, Amerika’da iki gündür kesinleşmeyen sonuçları demokrasi zaferi diye yutturmak istiyorlar...

Dünya’da hiçbir devlet başkanı Joe Biden için tebrik yayınlamamışken, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı henüz tebrik etmemişken, Ana Muhalefet Partisi genel başkanının tebrik yayınlaması, ne kadar heyecanlı olduklarını da ele veriyor adeta.

Ana Muhalefet Partisi genel başkanının tebrik tweetinden bir iki tweet geriye giderseniz, ne kadar umutlandıklarına da şahitlik edebilirsiniz.

Biden’in aylar öncesinden muhalefete destek verip Erdoğan’ı devireceğiz açıklamalarına attığı tweet ile adeta “ben ben’’ diyerek Cumhuriyet Halk Partisi'nin devleti yönetme zamanı gelmiştir...’’ demesi aslında konuyu özetler nitelikte.

İzmir depremi sonrası önce belediye olarak yıkım iznimiz yok diyip, olduğunu öğrendikten sonra bu sefer mevzuat çok karışık diyenlerin partisinin devleti yönetme zamanı gelmişmiş.

Sizin yönettiğiniz devlet, Amerika başkanını bırak, büyükelçisinden emir alan bir devletti. Artık sözlerinin geçmemesi hem onları, hem uşakları olan sizleri çıldırtıyor adeta.

Trump, tüm dünyanın gözünün içine bakarak, Türkiye’nin ekonomisini mahvedeceğim tehditlerini savururken, görmezden gelip ‘’ne dış güçleri ya kimmiş onlar’’ diyenlerden farklı bir tavır beklemek yanlış olurdu herhalde.

Hangi başkan mevcut iktidarımızı daha çok zora sokacaksa onu desteklemeyi kendine ilke edinmiş, Necip Fazıl’ın 'Bizdeki muhalefet, iktidarı düşürmek için vatanı düşürmeye bile razı'cümlesinin hakkını vermek için kendini paralayan bir muhalefetimiz var.

Türkiye’nin mevcut durumu o kadar kötüymüş ki Akparti iktidarı öncesi Türkiye’ye geri götüreceklermiş bizi.

Bilmeyenler için hatırlatayım...

Hasretle arzu ettikleri eski Türkiye, herkesin Amerika büyükelçisinin adını ezbere bildiği bir Türkiye’ydi.

Şimdi ise ümit besledikleri başkanları seçim öncesi bir söyleşisinde, Erdoğan’ı devirmek için askeri darbe yapacak güçleri kalmadığını, tek ümitlerinin muhalefet olduğunu söylüyor.

Aramızdaki Amerikalılar kahrolmasında kim kahrolsun :)