Yeni modelde asgari ücret ne olacak?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Çin Modeli” olarak açıkladığı yeni ekonomik yaklaşımın merkezinde düşük faiz ve ulusal paranın değerinin ihracat yapan diğer ülke paralarına göre daha avantajlı bir düzeyde tutulması anlayışı yer alıyor.
AK Parti’nin 20
yıllık iktidarında ne oldu da bir anda ekonomide büyük bir değişime gidildi?
Madde madde sayalım:
İdeal bir ekonomide bütçe
disiplinini sağlayarak para
politikasında sıkı bir duruş ile fiyat
istikrarını sağlanması beklenir.
Ekonomideki ana amaç refahla
birlikte büyümeyi artırmaktır.
Bunu yapabilmek için ülkenin tüm imkânları masaya yatırılır.
Eğitim ve yönetim sistemi, bölgenin sağladığı avantaj ve
dezavantajlar, teknolojik ve sosyolojik yeterlilik, adalet ve liyakat
uygulamaları vs. gibi birçok madde göz önünde bulundurularak dünyada en
avantajlı olduğu ürün ve hizmetler tespit edilerek dünyada rekabetçi olmaya
çalışılır.
Neoliberal
politikaların gereği olarak görülen bu duruma adapte olamayan ülkeler ucuz iş gücü ile kapitalist sistemin
emperyalist dürtülerine oynayarak “daha
fazla kâr” arzusu ile yanıp tutuşan şirketleri memnun edip istihdam ve teknoloji transferi sağlamaya çalışırlar.
Türkiye ekonomisi ev ürünleri teknolojisinde orta seviyede
kendisine yer bulurken yüksek teknoloji ürünleri üretmede istenilen başarıyı
sağlayamamaktadır.
Eğitim sisteminde yapılan hiçbir reform, teknolojik dönüşüm
sağlayacak girişimciliği
getirememiştir.
Şüphesiz bunların nedenlerine girildiği zaman vesayet ile
mücadeleden ülkedeki siyaset anlayışının birbirini tüketen boyutta olmasına kadar
birçok madde sayabiliriz.
Önemli olan kısım ise, 2000’lerin başında uygulanan IMF programıyla gelen fiyat
istikrarının ve AB üyelik süreciyle
birlikte gelen güvenin getirdiği doğrudan
yabancı yatırımın yapıldığı şartların çok uzağında olduğumuz gerçeğidir.
- Erdoğan’ın uzun
liderlik sürecinde AB’nin verdiği
sözleri ve hataları suratına vurmasına Avrupalı
liderlerin suratına vurması,
- ABD’nin Soğuk Savaş sonrasında yük olarak
gördüğü Türkiye’yi artık merkeze almadan bölgede politika üreterek PYD ve diğer rahatsız edici aktörlerle iş
tutulması,
Türkiye’nin Batı’dan
yatırım almasını neredeyse imkânsız hâle getirdi.
Üretimin yeterli
olmadığı buna rağmen tasarrufların
da artırılamadığı düzleme ulaştık.
Yeni model ile süreç tersine çevrilmek isteniyor.
Cumhurbaşkanı
olumlu geri dönüşler için yaz dönemini işaret etti.
Sanayicilerle yaptığım konuşmalarda “ihracat odaklı iş yapanların” epey memnun olduğunu gözlemledim.
OSB’lerde yer
arayıp da bulamayanlar var.
Bu haberlere rağmen “halkın
alım gücündeki hissedilir düşüşü” ortadan kaldıracak bir asgari ücret oranının belirlenmesi
kolay olmayacak.
Çin modeli merkeze alınırsa Çin’de bir işçinin maliyetinin 360
ABD doları olması Türkiye’nin de bu hedef üzerinden bir belirlemeye
gitmesini mecbur bırakacaktır.
Yaptığım hesaplamalara göre asgari ücret olarak 3 bin 600 liranın üzerinde bir artış
yapılacağı ama bu rakamın üzerinin ancak bütçeden karşılanabileceğini
söyleyebilirim.
Gergin geçen bütçe görüşmelerinde mevcut bütçenin eridiği
eleştirileri bir yandan yapılırken asgari ücret için daha fazlasını sağlayacak
kaynağın nereden bulunacağı oldukça önemli bir hâle gelmiş oluyor.
BAE, Katar ve belki sonrasında Suudi Arabistan ile gidilecek süreç ile
uzak duran Batı sermayesine
alternatif bir Arap sermayesi
arayışı olduğu görülüyor.
Başarı sağlanması sistemin işleyişini de vatandaşın refahını
da artıracak adımların atılmasını kolaylaştıracaktır.