Ar-Ge faaliyetleri için 10 milyar 710 milyon TL harcama yapıldı
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) 2017 yılında Ar-Ge faaliyetleri için yapılan harcamaları açıkladı. Buna göre; Merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge faaliyetleri için gerçekleştirilen harcama 2017 yılı için 10 milyar 710 milyon TL oldu.
Merkezi yönetim bütçesi üzerinden gerçekleştirilen hesaplamalara göre 2017 yılında Ar-Ge için bir önceki yıla göre %17,5 artışla 10 milyar 710 milyon TL harcama yapıldı.
Bu sonuca göre 2017 yılı merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge faaliyetleri için gerçekleştirilen harcamaların gayrisafi yurtiçi hasıla içerisindeki oranı %0,34, merkezi yönetim bütçe harcamaları içerisindeki payı ise %1,4 oldu.
Bütçe başlangıç ödenekleri esas alınarak yapılan tahmini sonuçlara göre ise 2018 yılı merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge için tahsis edilen başlangıç ödeneği 12 milyar 950 milyon TL oldu.
Dolaylı Ar-Ge desteği 2017 yılında 2 milyar 871 milyon TL oldu.
Ar-Ge faaliyetlerine yönelik vergi indirim ve istisnalarının toplamı 2017 yılında 2 milyar 871 milyon TL oldu.
En çok ödenek Genel Üniversite Fonlarına ayrıldı. Merkezi yönetim bütçesinden Ar-Ge için ayrılan başlangıç ödenekleri sosyo-ekonomik hedeflere göre [Bilimsel Programların ve Bütçelerin Analizi ve Karşılaştırılması Sınıflaması (NABS)] sınıflandırıldığında, 2018 yılı için en çok ödenek %41,2 ile Genel Bilgi Gelişimi (Genel Üniversite Fonlarından finanse edilen) için tahsis edildi. Bunu %28,5 ile savunma, %7,7 ile endüstriyel üretim ve teknoloji, %5 ile eğitim ve %4 ile ulaşım, telekomünikasyon ve diğer altyapılar takip etti.
Devlet aslında Ar-Ge konusunu son derece ciddiye alıyor. Pek çok teşvik, hibe, Ar-Ge departmanında çalışan uzman kadrosunun maaşını üstlenme, vergi indirimleri, yer tahsisi gibi büyük kolaylıklar sunuyor. Buna rağmen Ar-Ge için yapılan harcamalar rakamsal olarak yüksek görünse de oransal olarak çok düşük. Bunun en büyük sebebi Ar-Ge faaliyetinin şirket nezdinde kasaya kayda değer bir kar getirmeyecek düşüncesi. Hatta kardan çok gereksiz bir masraf olarak görülmesi. Çünkü birkaç istisna dışında şirketlerimiz kısa vadeli hedefler koyuyor. Ar-Ge, inovasyon gibi yeni oluşumların getirisi ise uzun vadede temin ediliyor.
Bir diğer husus da ülkemizde Ar-Ge yani araştırma geliştirme faaliyetlerinin yalnızca araştırma düzeyinde kalması. Yeni ürünün geliştirilmesi, piyasaya sunulması, yaygınlaşması noktasında başarısızız. Bu konudaki eksiklikler üzerinde durulmalı.