ANTALYA LARA VE BELEK'TEN
Yıllardır Antalya'ya gitmemiştim. Geçenlerde bir psikiyatri kongresi sebebiyle yolum bu şirin şehrimize düştü. Antalya yılın neredeyse 10 ayının güneşli ve açık havanın hakim olduğu, üşümeyeceğiniz sıcaklıkta bir iklime sahip yaşanacak bir kentimiz olarak ün salmıştır.
Havaalanında inip araçla Belek'teki kalacağım otele giderken Lara ve Belek'te (bu bölgeler hep otellerle dolu turistik yöredir) güzel inşa edilmiş, estetik devasa otellerin önünden geçtik. Görmeyeli çok güzel oteller inşa edilmiş. Türk turizmi adına iftihar ettiğimi söylemeliyim. İnşallah terör belası ve Putin'in anlaşılmaz garip tavrı gelen turist sayısını etkilemez. Her taraf cıvıl cıvıl ziyaretçilerle dolar taşar.
Yalnız aklıma bir şey geldi, onu söylemeden geçemeyeceğim. Cumhurbaşkanlığı Külliyesini lüks ve şatafatlı bulan, aleyhte yayın yapan bir kesim var biliyorsunuz. Onları bu bölgeye getirmeli ve bu yapıları göstermeli. Çok sayıda otel gördüm, inanın onlarcası Külliyeden daha büyük, gösterişli ve pahalı yapılardı.
Böyle otellerle turistlere hizmet eden muhteşem ülkemizin elbette ona layık bir Cumhurbaşkanlığı Külliyesi de olmalı diye düşünmeden edemiyorsunuz.
KONGREDEN BİR MALUMAT
Bu arada oldukça yararlandığım kongreden de gerekli gördüğüm bir bilgiyi aktarmak istiyorum:
Bağırsaklarımızda 100 trilyon mikroorganizma yaşıyormuş (insan bedeninde toplam 10 trilyon hücre olduğunu hatırlarsak bunun ne büyük rakam olduğu ortaya çıkar herhalde) ve bunların fonksiyonları sağlığımız için vazgeçilmez önemde imiş. Hastalıklardan korunmamızı ve gelişmemizi sağlıyor; bağışıklık sistemini güçlendiriyormuş.
İşte bu flora bazı faktörlerle bozulabiliyormuş. Kısaca bu faktörleri (şimdi faktöre etmen diyorlar, bu kelimeyi hiç benimseyemediğimi belirteyim) sıralayalım:
u00b7 Stresflora üzerinde olumsuz etkide bulunuyormuş.
u00b7 Diyetlerle de flora bozulabiliyormuş. Özellikle kötü ve eksik, yetersiz beslenme ile.
u00b7 Antibiyotikkullanımı ile. Çünkü antibiyotikler hastalık etkeni mikroplar yanında faydalı olanlara da zarar vermekte imiş. Ayrıca hayvansal protein ve yağlardan zengin beslenme de olumsuz etkilemekte.
u00b7 Probiyotikgıdalar floraya destek veriyor. Yani faydalı bakterileri artırıyor, zararlıları azaltıyormuş. Soğan, sarımsak, kuşkonmaz, pırasa, enginar, yulaf ve muz gibi yiyecekleri sayabiliriz.
u00b7 Hijyene aşırı özen göstermek de zarar veriyormuş. Çocuklarına aşırı temizlik konusunda aşırı titizlenen annelere duyurulur.
u00b7 Seksiyo yapılması yani doğumun doğal metotla değil de karın yoluyla uterusun (rahmin) kesilerek içindeki çocuğun çıkarılması ameliyesi.
u00b7 GDO'lu (genetiği değiştirilmiş) gıdalar.
Ayrıca diyette lif yani posalı gıdalar çok önemli imiş.
Bunları niye mi yazdım. Çünkü bağırsak florası ile ruh sağlığının yakın ilişkisi varmış ve bununla ilgili bulgular giderek artıyormuş.
BAŞSAĞLIĞI
Yakın dostumuz ve komşumuz, Birlik Vakfımızın saygıdeğer başkanı Mehmet Alacacı ağabeyimizin muhterem refikaları vefat etti. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.