Antalya G20 Zirvesi
Antalya Belek'te son derece başarılı bir zirve gerçekleştirdik.
Türkiye'nin başkanlığında Antalya'mıza ve turizmine olumlu yansıyacak farklı bir çalışmaya imza atıldı.
G20, Uluslararası ekonomik işbirliğini arttırmak için gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomileri bir araya getiren ve özellikle küresel ekonomik kararların görüşüldüğü, tartışıldığı ve alındığı bir liderler zirvesi.
İlk defa 1999'da G-7 maliye bakanları tarafından oluşturulması kararlaştırıldı. Önceleri Merkez Bankası Başkanları ile Maliye Bakanlarının buluşma toplantıları şeklinde devam ederken; 2008'den itibaren liderler düzeyinde gerçekleştirilmeye başlandı.
Toplam 20 üyesi var. İngilizcesi "Group of 20" ifadesinin kısaltılmışı olarak G20 deniliyor.
Türkiye, ABD, Çin, Almanya, Brezilya, Fransa, Arjantin, Kore, Endonezya, Güney Afrika, Avustralya, Rusya, Hindistan, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada, Suudi Arabistan, Meksika.
Grubun 20'nci üyesi ise Avrupa Birliği. Dolayısıyla Birçok Avrupa Birliği ülkesi, G20'de doğrudan değil dolaylı olarak AB kapsamında temsil ediliyor.
Bu ülkelerin yanı sıra, üye olmamakla birlikte IMF, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler, Dünya Ticaret Örgütü, OECD ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) gibi uluslararası kuruluşlar da katılıyor.
G20 liderler zirvesi, önemli:
ü Dünyada üretilen bütün mal ve hizmetlerin parasal değerinin yüzde 85'i Group of 20 ülkelerine ait.
ü Dünya ticaret hacminin yüzde 75'ni Group of 20 ülkeleri gerçekleştiriyor. Yaklaşık 60 trilyon dolarlık bir ekonomi yönetiliyor.
ü Dünya nüfusunun da üçte ikisi G20'de yaşıyor.
Bu tablo zirvede alınan kararların tüm dünyayı etkilediğinin açık ve net bir ifadesi.
Zirve, resmi bir karar almakla yetkili değil. Her üye kendi görüşlerini dile getirirken tamamıyla uzlaşma prensibine göre hareket ediliyor. Zirve her yıl dönem başkanının ev sahipliğinde toplanılıyor ve zirvenin sonunda bir bildiri yayınlanıyor.
Bu suretle Group of 20 ülkeleri, bildirideki hedefleri gerçekleştirmek için söz vermiş oluyor.
Söz vermiş oluyor, ancak sözünü yerine getirmemenin yaptırımı veya cezası yok.
Biz Türkiye olarak G20 zirvesine farklı bakıyoruz: Ekonomik işbirliği ve eşgüdüm açısından en uygun platformlardan biri olarak kabul ediyoruz. G20'nin bütün faaliyetlerini ve toplantılarını önemli görüyor ve etkin katılım ilkesine göre zirve toplantılarına katılıyoruz. Sorunların daha kollektif bakış açısıyla ele alınıp çözümlenmesi ve daha iyi yaşanabilir bir dünya ve insanlık değerlendirmesiyle Zirve'ye yaklaşıyoruz.
Anadolu Ajansı'na göre G20 ülkeleri arasında Avustralya, 61 bin 887 dolar ile kişi başına düşen milli gelirde ilk sırada. İkinci sırada yer alan ABD'de kişi başına düşen milli gelir 54 bin 629 dolar. Türkiye ise 10 bin 529 dolar ile G20 ülkeleri arasında 14'üncü sırada bulunuyor.
Milli Gelirde ise ABD (17 trilyon 419 milyar dolar) ilk sırada yer alıyor. Bu ülkeyi, Çin (10 trilyon 36 milyar dolar) takip ediyor. Türkiye, 800 milyar dolar milli gelirle G20 ülkeleri arasında 17. sırada yer alıyor.
G20 ülkeleri arasında geçen yıl en hızlı büyüten ülkeler yüzde 7,4 ile Çin ve Hindistan. Türkiye, yüzde 2,9'luk büyüme hızıyla 5.sırada yer aldı.
En düşük işsizliğe sahip ülke Japonya(% 3,4). Güney Kore ikinci sırada (%3,5). Kore'yi yüzde 4,5 ile Meksika izliyor.
İşsizlik İtalya'da % 11,8 Avro Bölgesinde % 10,8 Fransa'da % 10,3 Türkiye'de ise Temmuz itibarıyla % 9,8 sevilerinde.
Sayın Cumhurbaşkanımızın Liderliğinde Türkiye'nin gayretiyle Zirvede tartışılan ve uzlaşılan özellikle şu konuları önemli görüyorum:
u00f0Terörün tüm ülkelerin kollektif bir sorunu olarak ele alınması ve değerlendirilmesi. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle "terörle mücadelede güçlü duruş ortaya çıktı"
u00f0Uluslararası toplumun mülteci konusunda etkin bir işbirliği, külfet paylaşımı ve samimi dayanışma içinde hareket etmesi.
u00f0G-20 gündeminin kapsayıcılık, uygulama ve yatırımlar olduğu yönünde tartışılması ve ortak hedefin güçlü, sürdürülebilir ve dengeli olduğu kadar bu yılla birlikte kapsayıcı bir küresel büyümeyi temin etmesi.
u00f0Verilen taahhütlerin uygulanması için kapsamlı bir izleme mekanizması (Antalya Eylem Planı) oluşturulması ve 2018'e kadar sürdürülebilir büyüme hızı olarak 2,1 oranı için stratejik uygulamaların takip edilmesi.
Zirvede uzlaşı sağlanan diğer bazı hususlar ise şöyle:
2010 yılında kabul edilen IMF kota ve yönetim reformlarının uygulanması hususunda ABD'nin bu reformları en kısa sürede onaylamaya davet edilmesi.
Güçlendirilmiş müşterek eylem ve pari passu (eşit muamele) hükümlerinin uluslararası kamu borç senetlerinde kullanılmasındaki ilerlemenin memnuniyetle karşılanması ve IMF'ye, söz konusu hükümlerin yaygınlaştırılması için çağrıda bulunulması.
Finansal sistemde ortaya çıkan risk ve kırılganlıkları izlemeye ve gerektiğinde bunlara yönelik tedbirler almaya devam edilmesi.
Küresel olarak daha adil ve modern bir uluslararası vergi sistemine ulaşmak amacıyla, iddialı G20/OECD Matrah Aşınması ve Kar Kaydırma (BEPS) Projesi kapsamında geliştirilen tedbirler paketinin onaylanması.
Finansal istikrarın sağlanması ve finansal küreselleşmenin nimetlerinden istifade edilmesi.
Döviz kuruna ilişkin önceden verilen taahhütlerin yinelenmesi ve her türlü korumacılığa karşı durulması.
G20 Merkez Bankalarının, görev tanımları doğrultusunda fiyat istikrarını sağlaması.
Maliye politikalarının, büyüme ve istihdam için kısa vadeli ekonomik koşulların dikkate alınarak esnek bir şekilde uygulanması.
Kamu borcunun milli gelire oranının suu0308rduu0308ruu0308lebilir bir zemine oturtulması.
Küresel yeniden dengelemenin sağlanması.
Rüşvetle etkili mücadele edilmesi, bu konuda uluslararası işbirliğinin teşvik edilmesi, yolsuzluğa bulaşan görevliler ile onları yolsuzluğa bulaştıranlara koruma sağlanmaması ve varlıklarının geri alınmasının desteklenmesi.
Zirvede tartışılarak uzlaşılan güncellenmişu0327 büyüme stratejilerinin ve ana taahhütlerin uygulama takvimlerini içeren Antalya Eylem Planı kararlaştırılmış ve bu planın küresel ekonomideki zorlukları aşmaya yönelik kararlılığın bir göstergesi olduğu deklare edilmiştir.
Özellikle terör ve mülteci konularında Türkiye'nin gösterdiği samimiyeti diğer Zirve ülkelerinin de gelecekte göstermelerini umuyorum.
Sorunların çözümü bakımından dünyanın işbirliği ve eşgüdüm çerçevesinde yaklaşım göstermesinden başka çaresi yok. Alınan kararların tavsiye niteliği ön planda olsa da sonuç bildirisini Türkiye olarak başarılı neticelendirdiğimizi ifade edebiliriz.