Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Ağustos 2022

Anlıyorum...

Zor. Yetmiyor sözler. Kalp hissiz, dil yavan, anlam daraldı. Kelimeler yorgun. Cümleler yarım. Biz anlama derdinden uzağız.

Kendi çaresini bulanların çaresizleri unuttuğu bir zaman. Kendi hâlinde olanlar, hâli olmayanlardan kaçıyor. Zıt yönlere süren yolculuk. Duraksız yollar...

Başını koyacak yastıktan mahrum kalanlarla yastığın reddettiği bencillerin karşı karşıya kaldığı dünya. İçimiz kuruyor.

Hâlimizi bilenler azalıyor. Bilenler de eksik veya yanlış anlıyor. Herkes kendine yakın, diğerine çok uzak. Anlıyorum diyenler de anlamadıklarını bile anlayabilmiş değiller. Herkes birbirine yabancı kalıyor. Yabanda kalan gönüllerin yalnızlığı ve kırgınlığı içinde zamanın sarkacında bir denge bulmaya çalışıyoruz. Anlıyor muyuz bu hâli?

Yaprak dalına kırgın, meyve çiçeğine, arı peteğine... Yağmur buluta, yıldız geceye, güneş sehere, toprak suya, hasret yola kırgın.

“Yaz, yaz!” dedi bir ses. Kalem kâğıda, dilim sana hasret. “Anlıyor musunuz?” diye sorana, “Anlıyorum.” diye cevap almak kadar ferahlatıcı ne var ki? Neşe saçan kimseler varsa çevrenizde başka bir yere gitmeye gerek yok. Onlar sizi en iyi anlayanlardır. “Gidiyor muyuz?” diye sorulduğunda, “Hazırım!” diyen dostlarla yola gitmek ne güzel!

“Seni anlıyorum.” cümlesi hayatımızdan çıkarılmaya başlandı. Oysa kendisi için dua edenler, sevdikleri için de dua ederdi. Zira hâlden anlayanlardı öyle dostlar. Hâlden anlamak nedir? Sanırım sizinle benzer şeyler yaşayanlar sizi daha iyi anlıyor. Peki, neden azaldı hâlden anlayanlar? Sizin yaşadıklarınızı yaşayanlar azaldı mı? Azalmasa bile çabuk unutur olduk. Yaşadıklarımızı çabuk unutuyoruz. İbrahim Tenekeci, “Bakıyorum kırlara, hâlden anlamak için.” diyordu ya, şimdi kırklara karışıp kaybolmak zamanı. Hâlden anlamak için kaybolmak lâzım.

Akşam yemeğini düşünen bir anne, daha gün ortası derde düşüyor, biber dolması, diyor. Çok seviyor biber dolmasını, diye hazırlıklara başlıyor. Ne güzel tatlı telaş! Bu hâlden anlamaktan da öte değil midir? Ruhu, duyguları, istekleri çözmek. Sizi, sizin adınıza böyle derinlikli düşünen varsa dünya ve zaman genişlemez mi? Böyle bir dünyada ruh daralır mı? Mutluluk tanımsız bir duygudur desek bile yaşadıklarımız bizi mutlu ediyorsa ne gerek var onu tanımlamaya? Yaşamak yetmez mi? Yaşamak, sırılsıklam ıslanırcasına yaşamak... En güzel anlamak budur!

“Bir efsaneydi, senle beraber olmak...” diye devam eden şarkının sözüne değil de anlamına baktığımızda ne çok hatıra vardır orada. Elbette hatıra varsa hayat vardır, birbirini anlayan sevgili vardır. Anlıyorsak hayat güzeldir. Yaşamaya değerdir. Seni anlıyorum...