Anlayabilmek
İnanmak ve anlamak. İki önemli kavram. Acaba inananlar tam anlayabiliyorlar mı, inandıklarını kavrayabiliyor mu? Aslında bu mefhumlar üzerinde adamakıllı düşünmemiz gerekiyor. Bugün İslamiyet’e inananlar var.Peki ama nasıl bir inanç? Sapıklıklarla, sapkınlıklarla dolu bir inanış iman mıdır? Müfrit hatta taşkın hareketleriyle İslam’a zarar verenler “Müslümanım” diye ortaya çıkmıyorlar mı? Sadece iki örnek vermek belki de kâfi: FETÖ ve DAEŞ. Öbürlerini saymıyorum bile. Daha böyle pek çok yoldan çıkmış güruh,yeryüzünü kirletip zehirliyor. Görünüşte inanıyorlar, ama neye ve nasıl?
Düşünce üreten fikir adamları, toplumun şirazeden çıkan bireylerini, yoldan sapanları uyararak görevlerini yapmalı. Bu anlamda değerli tezler üreten, iyi kitaplar ortaya koyan münevverlerimizi tanımamız, okumamız, anlamamız gerek. Zaten hür düşüncelere sahip olabilseydik, körü körüne birilerine bağlanmasaydık inanıyorum ki bugün İslamiyet dünyada daha çok neşvünema bulacak belki de yüce dinimize olan peşin hükümleri kırabilecektik.
1980’lerde Kubbealtı Sohbetleri’ne devam ederken tanıdığım, duruşundan ve istikametinden feyz aldığım tarihçi Sait Başer ile dostluğumuz, şükürler olsun ki 40 yıla yaklaşıyor. Düşünen, üreten, çevresine faydalı olan, gençleri yetiştiren hayırhah, mümtaz bir münevverimiz! Demokrat duruşludur, fikir teatilerine hep açıktır. Bazı tekliflerine itiraz edebilirsiniz; müsamahakârdır, dinler ve anlatır. Temel esaslar ve akideler üzerinde kurduğu, sağlam bir dünya görüşü vardır.
1984-1994 yılları arasında Kubbealtı Vakfı’nda Neşriyat Müdürlüğü yanındaKubbealtı Akademi Mecmuası Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yapan Başer, Tahsin Banguoğlu,Ekrem Hakkı Ayverdi, Hayri Bilecik, AmiranKurtkan ve NihadSâmi Banarlı gibi şahsiyetlerin eserlerini neşre hazırladı. Uzun yıllar üniversitelerde hocalık yaptı. Üsküdar’daDivan Edebiyatı Vakfı Başkanı olarak hizmetlerine ve bu tarihî mekândaki ilmî sohbetlerine devam ediyor.
Toplumsal Aklı Anlamak kitabı “Akıldan Anlamamız Gereken”, “İnanmak”, “Anlam”, “Yorumlama”, “Farketme ve Öğrenme”, “Somutlaşan Düşünce”, “Sanat ve Akıl”, “Tarih Büyük Bir Akıldır” başlıklarını taşıyor. Başer önsözde, kitabının “Sakarya Üniversitesi Felsefe Bölümü’ndeki öğretim üyesi arkadaşlarının bir ‘Türk Felsefesi’ kurma niyetlerine katkı olmak üzere atılmış bir mütevazı adım” olarak kabul edilmesi gerektiğini söylüyor. Kitaptaki fikirlerin, tekliflerin, tahlillerin istişare edilmesini istiyor.
“Hayat hareket demektir.” diyen yazarımız bu görüşünü şöyle açıyor: “Hareket ise şartların sürekli değişim hâlinde bulunması demektir. Yani dengenin sürekli gözetilmesi, ihtiyacın sürekliliği, talep ve niyetlerin daima kıpır kıpır olmaları. Dolayısıyla insan durmadan dengesini kontrol altında tutmak, inançlarını sürekli yeniden kurmak, yaşadığı sürece bu teyakkuzu elden bırakmamak mecburiyetindedir.”Yazar ‘inanma’ ve ‘anlama’ kavramları arasındaki farklılıklara dikkat çekiyor. “Gerek inanma gerekse anlama esnasında devreye giren faktörler bakımından her iki insanî eylemin de tümden gelimci bir karakter taşıdığını tespit edebiliriz. Sanki anlama daha özel bir işlemmiş gibi gözükse de, aslında inanmanın ikinci adımı olarak karşımıza çıkıyor.”
İnanmak kolay, anlamak zor. Düşünmek de. İnandığınız gibi yaşamazsanız tam iman etmiş olmazsınız. Acaba bunun için mi Cenabı Allah Kur’an’da,“Niçin düşünmezsiniz?” diyerek müminleri defalarca uyarıyor?
Eserin ilerleyen sayfalarında İslamiyet’in özünü teşkil eden ‘tevhit’ anlayışına vurgu yapılıyor. Birlik gücüne temas ediliyor. Şu satırlar çok önemli: “Doğu’dan Batı’ya doğru toplumların geleneklerine bakıldığında, özellikle arka plan bakımından birlik esaslı nüvelere sahip bulundukları görülmektedir. Taoculuk’ta, Budizm’de, Brahmanizm’de, Türk Töresi’nde, İslamiyet’te, Hristiyanlık’ta,Musevilik’te, hatta Kızılderili geleneklerinde bile birlik fikrini yakalamak hiç de güç değildir. Bu demektir ki insanlık, farklı şartlarda ortaya çıkan toplum modellerine rağmen, varlık âlemindeki çokluğun derinlerdeki kök beraberliğine kani olmuştur.”Kitabın sonunda, “Geleneklerin yeniden insanlığın faydasına işletilmesi lüzumu vardır.” deniliyor. Anlama Krizi, Yitik Yurdun İçinde, Selam Söyleile Kutadgu Bilig’de Kut ve Töre isimli kitapları neşredilen yazarımızın Toplumsal Aklı Anlamakeseri,Post Yayınevi’nden çıktı.