Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Temmuz 2016

Anlaş/ma!

Geciken bir yazı. Ama yazılması gerekiyordu. Bu sorumluluğu tüm hafta omuzlarımda hissettim. Sayın Cumhurbaşkanımızın Beştepe Külliyesindeki iftar konuşması ki, bu konuşmayı doğru bulanlar ile hatalı bulanlar gerekçeleri ile düşüncelerini yazdı. Herkesin kendine göre haklı gerekçeleri olduğu da açık.

Biz dış politikaya karışmadan (!) kendi sığ sularımızda konu ile ilgili olarak o topraklara gitmiş, raporlar hazırlamış bir kişi ve de Mavi Marmara duruşmalarına tanıklık etmiş bir avukat olarak düşüncelerimizi paylaşalım istiyorum.

1.Sayın Cumhurbaşkanı hemen hemen her zulüm olan topraklarda olduğu gibi Filistin (ve Gazze) topraklarında da büyük bir kahraman, kendisine büyük umut bağlanmış bir lider. Bu husus tarafımdan da birçok ülkede bizzat müşahede edildi.

2.İHH gittiği topraklarda çok ciddi çalışmalar yapıyor. Umut oluyor. Bunu da 1992 yılından itibaren yapıyor. Bu çalışmaları Ak Parti olmadan da yapıyordu. Ak Parti ile daha da rahat yapıyor. Yaptığı her çalışma da o topraklarda Türkiye'nin tanıtımına katkı sunuyor.

3.Filistin, İngilizlere bırakarak çekilmek zorunda kaldığımız 1918 yılından itibaren tüm dünyanın gözleri önünde her gün zulme maruz kalan bir toprak parçası ve o toprakların halkı. Dünyada 5 milyona yakın Filistinli mülteci var. Bunların büyük kısmı 3. Kuşak Filistinliler ve ülkelerini hiç görmediler. Bunun yanında kendi ülkesinde hiçbir hakkı olmadan sadece yaşamaya çabalayan Filistinliler olduğu gibi Gazze'de tecrit edilmiş şekilde ambargo ve abluka altında yaşayanlarda var.

4.İsrail; inandığı üstün ırk tezini Yahudi şeriatı ile cem ederek kurduğu faşist şeriata göre planlı programlı şekilde uygulayan sadece Filistinlilerle değil tüm bölgeyle sorunlu işgalci güç. 1948 yılında BM kararı ile kurulmakla birlikte BM kararlarını tanımamakta ve de hiçbir yaptırıma da maruz kalmamış Ortadoğu'nun insan hakları ihlali şampiyonu.

5.Mavi Marmara Gazze'ye 2007 yılından itibaren uygulanan ablukaya dikkat çekmek için oluşturulan "rotamız Filistin yükümüz İnsani Yardım" organizasyonunun içinde dünyanın değişik ülkelerinden insan hakları aktivistlerini taşıyan gemi.

6.Mavi Marmara davası, İstanbul Adliyesinde (Çağlayan-Mehmet Selim Kiraz Yerleşkesi) devam eden ve İsrailli 4 askeri yetkilinin yargılandığı davanın kamuoyundaki adı. Dava dünyada ilk olması açısından önemli. Zira bu davadan sonra başka başka ülkelerde de davalar açıldı. Zira bu organizasyonda dünyanın değişik ülkelerinden birçok kişi bulunuyordu. Bu insanlar "İsrail'e karşı dava açılamaz mitinin" Mavi Marmara davası ile yıkılmasıyla birçok ülkede soruşturmalar, bazılarında ise davalar açılmaya başladı. Türkiye'nin tüm bu insanları İsrail'den alarak Türkiye'ye getirmesi ve ilk adli işlemlerin burada yapılması ve gemilerde incelemelerin de Türkiye'de olması nedeni ile tüm davalar için delillerin toplanma ve muhafaza edildiği dava olması açısından büyük önem taşıyor.

7.Gazze, 2005 yılında İsrail'in terk etmesi üzerine Hamas tarafından yönetilen bağımsız tek Filistin bölgesi. Ancak abluka altında ve İsrail tarafından sürekli saldırılara maruz kalıyor. İsrail'in Gazze'nin Mısır'a bağlanması ve Filistin ile ilişkisinin kesilmesini istiyor. Filistin Kurtuluş Örgütünün bulunduğu bölgenin Filistin toprakları olmasını geriye kalan kısmın ise İsrail devleti olarak tescilini kabul ediyor/dayatıyor. Kudüs, BM kararı ile Filistin toprakları olarak kabul edildiği halde! u2013 Vadedilmiş topraklara giden yolda ara çözüm olarak İsrail bu öneriyi getiriyor-

Yukarıdaki notların kafa karışıklığını önlemesi için bilinmesi gerekiyor. Tüm okumalarında buna göre yapılması gerekiyor. En azından STK kafalı olup vicdanı ile olaylara yaklaşan dış politika bilmezler için.

Şu ana kadar tarih bize gösteriyor ki İsrail hiçbir anlaşmaya uymamıştır. Bu tarihi veri de bize gösteriyor ki, Türkiye'nin İsraillilere teslim edeceği insani yardımlar da ya süresi geçtikten ya tahrif edildikten ya da kullanılmaz hale geldikten sonra Gazze'ye gönderilecektir. Anlaşmayı takip edecek olan bürokratların bu hususlara dikkat etmeleri özellikle önem taşıyor. Sonra biz İsrail'e teslim ettik diyerek reel politik yapamazsınız bilginiz olsun. Zira 2013 yılında Gazze'de Türkiye'nin yaptırdığı Üniversite binalarını görme imkanım olmuştu. Daha sonraki İsrail saldırısında bu binalarında hedef alındığı bilgisi geldi. Bu yardımlar da aynı akıbete uğrayabilir/uğrayacak.

Ayrıca bu anlaşmayı takip edecek dış politika uzmanı bürokratlara Mavi Marmara davasının duruşma zabıtlarını göndermek isterim. Sakın heyecanlanmayınu2026 Şehitlerimizi nasıl vurduklarının anlatıldığı sayfaları değil. Tamam ifade verenler Türk'te olmayacak. Yunanlı, İngiliz gibi batılıların maruz kaldığı fiillerle ilgili bölümleri seçeriz içinden.

Mahkemede başından itibaren istediğimiz ancak şu ana kadar isimleri gelmeyen -sizin elinizde olan- Mavi Marmara'daki kişiler Aşdot limanına kaçırıldığında sözde tercümanlık için giden, Türkçe konuşan ve İbranice yazan kağıtları imzalatmaya çalışan kişilerin isimlerini İsraillilerden isteyin. Zira bu anlaşmanın hiçbir yerinde bu kişiler görev almamalı-Türkçe İbranice biliyorlar ya-! Anlaşmanın selameti için. Unutmadan nasılsa anlaşma oldu. Şu gemiye müdahaleden sonra yolcular Türkiye'ye teslim edilene kadarki sürede ne kadar görüntü varsa onları da isteyin. Hani deniliyordu ya gemide silah vardı vs. Nasılsa anlaşıldı. O görüntüleri dünyanın görmesinde bir sakınca kalmadı. Bir insani yardım gemisine u2013içinde yüzlerce insanın olduğu- devlet olduğunu iddia eden bir grup nasıl müdahale eder tüm dünya görsün. Dünyayı titrettiği iddia edilen ultra süper komandolar elinde hiçbir şey olmayan insanlara silahlarla 2 metreden nasıl ateş ediyor bunu tüm dünya görsün. Silahı elinden alındığında nasıl ağladıklarını da tüm dünya görsünu2026 Tüm sorgulamalarda kayıt altına alınmış. Onları da yayınlasınlaru2026 Mavi Marmara davası da anlaşma gereği sona erecekse neden bunları istiyorum? Şunun için; karşınızdakilerin gerçek yüzlerini görün ve de başarı olarak lanse edilen sürecin uygulanması noktasında güvenilmez, hele müttefik hiç olmayacak bu kişi ve kişilerin her söylediklerini ve her yaptıklarını her aşamada kontrol etmeniz için. Aslında dış politikadan anlamayan STK gönüllüleri olarak işinize karışmak istemem ama siz yine de gelin bu işlerden anlamayan kişilerin itirazlarını, uyarılarını dikkate alın. Zira bu anlaşmanın ve uygulamasının takipçisi olacağız. Her aşamada.

Son söz, devletler anlaşma yapar. İlişki kurar. Reel politik ve pragmatist davranabilir. STK'lar ise vicdanı ile hareket eder. Kimse kimseyi hiçbir şeyle suçlamıyor. Hangi anlaşma olursa olsun şu bilinmeli ki, Filistin özgür olana ve 1918 topraklarına geri dönülene kadar bizim, vaat edilmiş toprakları alana kadar - Türkiye'ye ait topraklarda bu alana dahil- İsrail'in mücadelesi devam edecek.

Saygılarımlau2026@CavitTatli