Ankara’ya kurulan kütüphaneye ihtiyaç var mıydı?…
Hafta içinde ülkenin en büyük kütüphanesi Ankara’da açıldı. Bu adımın önemini neyle açıklamalı. Bağdat kütüphanelerinden Moğollar’ın bize kaybettirdiklerine kadar, kaybettiğimiz kitap, kâğıt, mürekkep ve ilim üstünlüğünü fark edip geleceğe bu temayül ile meyletme teşebbüsü istikbal adına atılan rasyonel adımların belki de en önemlisiydi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde kurulan kütüphanenin açılışı yapılmaktayken bu ve benzeri kütüphanelerin aslında ülkenin belli başlı noktalarına yapılması elzemdir diye bendeniz tam da düşünürken sn. Cumhurbaşkanımız Ankara’ya kurulan kütüphanenin bir benzerinin İstanbul’a da kurulacağı müjdesini vermekteydi. İzmir, Adana, Bursa, Konya, Sivas, Van, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Erzurum, Samsun vd. vilayetlerimize de öğrenci ve nüfusun yoğunluğuna göre kütüphanelerin kurulması isteğim, talebim ve duam beni heyecandan heyecanlara sürüklemektedir.
Ankara’ya kurulan heyecan verici kütüphane tam anlamıyla büyüleyicidir. Kütüphaneleri yaşam merkezi olarak hayal ediyorum Nasıl mı? Bir kütüphaneci olarak kütüphanelerle ile ilgili hayal ve düşüncelerim şöyle: Hafta sonları ebeveynlerin çocuklarını alıp kütüphaneye gelmeleri, çocukların eğitici salonlarda oyun oynaması, kitap ve ilim ortamında film izleme salonların mevcudiyeti, dil eğitimleri, tiyatral alanlar, yazarlık atölyeleri, çeşitli kurs ve eğitim seminerlerinin gerçekleştiği salonlar, yazar ve kitap tanıtım etkinliklerinin düzenlendiği alanlar, imkanları üst düzey kütüphanelerin varlığı medeniyetimizi hayal ettiğimiz konuma getirmek için atılabilecek en büyük teşebbüslerden biri olacaktır. Bahsettiğimiz Kütüphane Külliyelerinde bünyesinde kadim medeniyetimizi nesillerimizin gayretiyle ebedi kılacak çalışmalara imza atılmalı, nasıl mı; kurs ve çalışma salonların yanında misal bir diğer salonda ‘DEĞERLER EĞİTİMİ’ kapsamında bilgilendirici ve eğitici konferanslara yer verilmeli, çocuklarımıza yüz yıllık planlar kurdurmalı ama önce 2000 yıllık medeniyetimizi anlatmalı, Buhara’yı, Semerkant’ı Kurtuba’yı Kudüs’ü, Şam’ı bilmeyen, Çanakkale ve Bosna’nın öneminin farkında olmayanın, Mekke-Medine’nin ruhaniyetini kalbine nakşetmeyenin değil yüz yıllık plan yapması, tam aksine yüz yıllık plan yapanların planlarında piyon olması işten bile değildir. Bu Külliyelerde Anadolu’yu dolu yapan anaların dualarındaki akıbetin gayretleri çocuklarımıza öğütülmeli… Bu mevzu çokça derin ve uzun…
Çocuklarınızla birlikte hafta sonlarını kütüphane külliyesinde geçirdiğinizi düşünür müsünüz. Sıkılınca bilgisayarınızda hemen kütüphanenin film arşivine bağlanıp filmeler izlediğinizi, o arada çocuklar oyun salonlarında eğitici oyunları izlerken tam anlamıyla kültür kampüsünde geçirdiğiniz zamanın ne kadar düzeyli ve kaliteli geçtiğini hissetmeniz hayat dair çok pahalı bir hayal olmasa gerek.
Bir yandan sınavlara hazırlık için ders çalışanlar, diğer yandan kitapların esrarlı dünyalarında kendi hayatının mucizesini arayan gençlerimize sunulan ikramlarla birlikte güçlü devletin kudretine tanıklık etmenin bahtiyarlığını neyle ölçeceğinize hayret edeceksiniz değil mi. Hâsılı Ankara’ya kurulan kütüphane ümit ve heyecan verici. Devamı da gelecek inşaallah.
Bir kültür dirilişine ihtiyacımız vardır. Okumayı öylesi modern imkânlara çocuklarımıza sevdirmenin yanında onların kalbine nakşetmeyi başarmaktan başka şansımız yoktur dirilme namına. Yukarda saydığımız imkânları her kütüphanenin tasarrufuna sunmalıyız. Bunun yanında fiziki imkânları yeniden gözden geçirip bu eşsiz kurumları şaha kaldırabilelim.
Ankara’daki kütüphanede emeği geçen herkesi bütün kalbimle kutluyorum. Bir asır sonra bile konuşulacak bir hizmettir. Ankara pilot il, tez vakitte diğer illere de benzer külliyelerin yayılması duası dileği ve gayretiyle…
