Ankara saldırısını kim yaptı+?
Ankara'daki canlı bomba saldırısını kimin yaptığından önce niçin ve neye hizmet için yapıldığı sorusun sormak gerek. Buna, 7 Haziran seçimleri sürecinde başlayan bombalı eylemlerin sonuçlarını gözden geçirmekle başlayabiliriz.
7 Haziran seçimleri öncesi HDP'nin oy oranının çok kritik bir noktada olduğuna dair bildirimler hepimize ulaşmıştı. HDP, kıl payı barajı aşacak veya aynı şekilde baraj alt kalacaktı. Tabii hiç kimse o zaman HDP'nin Diyarbakır mitinginde bomba patlayacağını, HDP oylarında buna bağlı bir patlama yaşanacağını bilmiyordu!
Patlayan bombalar ölen insanlardan sonra başta HDP medyası olmak üzere, merkez ve paralel medya tarafından yapılan yönlendirmelerle patlamanın müsebbibi olarak hükümet=AK Parti gösterilmeye çalışılarak Kürt milliyetçiliği tırmanışa geçirildi. Buna bağlı olarak ortaya çıkarılan reaksiyonun, oyların rengini etkilemesi sağlandı ve HDP, tahminlerin üzerinde bir oy alarak meclise taşınmış oldu.
Hükümetin/AK Parti'nin Kürt düşmanı olduğu tezi Diyarbakır bombasından daha korkunç olan Suruç canlı bomba eylemiyle tırmandırılmaya çalışılırken olası bir erken seçim için de yatırım yapılmış, oy oranı korunmuş oldu.
Suruç saldırısının sonucu salt seçim endeksli yorumlanamaz elbette. "Kürt düşmanı AKP" algısı üzerinden yürütülen propaganda üzerinden hızla PKK terörüne meşruiyet sağlanma çabası içerisine girildi.
Ankara'daki canlı bomba saldırısına geçmeden, Eylül ayında Şanlıurfa'nın Viranşehir ilçesinde parka bomba koyarken yakalanan teröristleri de hatırlamak lazım. Polisin, parka patlayıcı yerleştirirken fark edip etkisiz hale getirdiği kişilerin PKK'lı teröristler olduğu kısa sürede anlaşılmıştı.
Yollara, şehirlere, askeri araçlara tonlarca bombalarla saldıran PKK'nın bir parka bomba yerleştirmeye çalışırken suçüstü yapılması değildi şaşırtıcı olan. Olayı ilginç kılan, PKK'lı teröristlerin çok sayıda bomba yerleştirdiği parkta birkaç gün sonra HDP'nin organize ettiği bir yürüyüşün gerçekleşecek olmasıydı!
Ankara canlı bomba eylemine gelinceu2026 Daha bombaların dumanı sönmeden PKK, paralel ve merkez medyanın yüksek sesle AK Parti'yi hedef gösterme çabaları, Selahattin Demirtaş'ın artık birlikte yaşamanın imkansızlığı vurgusuyla katil devlet saldırısında bulunması vicdanlarda akes bulmadı.
Bu kez devleti/AK Parti'yi zan altında bırakmak, patlamadan onları sorumlu tutmak Diyarbakır ve Suruç patlamalarındaki gibi kolay olmayacaktı!
Devlet istihbaratının ortaya çıkardıkları, canlı bombanın IŞİD bağlantısına rağmen ikiz kardeşinin ve eşinin YPG'nin elinde esir olduğunun öğrenilmesi eylemi büyük bir pişkinlikle devlete yıkmak isteyenlerin de geri adım atmasına sebep olmuştu.
Devleti ihmalle suçlayan muhalefetin tavrıysa oldukça tuhaftı. Ana muhalefet liderinin neredeyse terör örgütü PKK'nın savunuculuğunu üstlenip devletin karşısında yer alması, adı artık "Bay Hayır"a çıkmış Bahçeli'nin, Başbakanın görüşme talebini bile ret etmesi terörle mücadelede devleti yalnız bıraktı. Siyasi düşüncelerden arınıp objektif bir bakış açısını takınan herkes, bu iki davranış biçiminde teröre ve terör odaklarına örtük desteği hemen fark edecektir.
Paralel ve Doğan medyasının terör örgüt lehine, devlet aleyhine yayınları da PKK medyasından aşağı kalır değildi. Devleti zan altında bırakan yayınları bir tarafa konuyla ilgili yayın yasağını uymayarak sorumlu yayıncılığın gereğini yerine getirmediler. Üstelik konuyla ilgili kararı, ihlal soruşturmasını da basını susturma girişimi olarak lanse etmeye çalıştılar.
Sözgelimi, bu gazetelerden birinin yasağa uymayarak yaptığı yayın sonrası soruşturmanın önemli bir zanlısı kaçtı. Hürriyet gazetesinde yayınlanan canlı bomba hikayesinin tamamen uydurma senaryo üzerinden oluşturulmuş haber olduğu bizzat Başbakan tarafından açıklandı.
Davutoğlu açıklamasında canlı bomba olayına ilişkin çok önemli bilgilere ulaşıldığını asıl hedeflerinin bu eylemin arkasındaki odakların ortaya çıkarılması olduğunu söyledi. Bu eylemin aydınlatılması başta Suruç ve Diyarbakır patlamalarının arkasındaki güce ilişkin de bilgi verecek kuşkusuzu2026
İstihbarat ve tetkikler sonucu bu bombalamaların arkasında PKK, IŞİD, Suriye, Rusya, Almanya, ABD, İngiltere vs'den biri mi çıkacaktır yoksa kolektif bir eylem mi görülecektir? Peki, vatandaş patlatılan bombalarla algı ve düşüncelerinin yönlendirilmesine daha ne kadar izin verecektir dersiniz?
Twitter.com/sabihadogann