Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2960.96
BIST 100
9662.09
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Mart 2021

Andımızda andımız

Andınız kadar taş düşsün başınıza desem beddua olur. İnsaf artık diyorum. Bizden önceleri ve bizim nesil dahil yıllardır okula her girişte okundu da ne oldu sanki, çalışkan mı olduk, doğrumu dürüst mü olduk yoksa saygılı münevver insanlar olduk da benim haberim mi olmadı.

Yoksa evet yoksa iki hatta üç yüzlü insanlar olarak hayata hazırlanıp uzun yıllar bu garabetle mi yaşadık.

28 Şubat’ın bin yıl süreceğine toplumun büyük kısmının inandırıldığı o kasvetli ve soğuk günlerde andımızın içine yerleştirilen kelimelerle gençlerimizin beynini yeni bir deterjanla yıkadık yıkamasına da koskoca bir hiçten başka yeni bir kazancımız olmadı.

Olmaz ve olamazdı. Zaten de olmadı.

Lafla peynir gemisini kim yürütmüş ki biz yürütelim.

Yıllarca istiklal marşımızı kerhen okutan malum zihniyetin fabrikasından üretilen günümüz gençlerine şöyle bir bakalım desem ne dersiniz. Türk’üm doğruyum demekle iş bitse eyvallah. Bitmiyor.

Değerli okurlarım sloganlarla cek caklarla iş bir yere kadar. Gerisi hamasetten başka bir şey üretmiyor.

Yazısı, dili, dini, örf, adet ve gelenekleri ile oynanan bu necip milleti özünden daha da koparmanın bir aracı gibi geliyor bana bun and.

İçi boş ruha gıda vermemesine rağmen şimdi yeniden andımızda andımız yarışması düzenlemiş gibi onunla oturup onunla kalkıyoruz. Siyasi bir malzeme haline getirilip ikide bir vurun abalıya dercesine karışık kafalar daha da karıştırılıyor.

Gerçekten içi boş.

Bu antla büyüyen bizim nesile sesleniyorum.

Ne kadar doğruyum sorusunu aynaların karşısına geçerek içimizdeki bene sorabiliyor muyuz? Çok merak ediyorum cevapları.

Yurdumuzu milletimizi özümüzden çok seviyor ve hep ileri taşımak istiyorsak bu tembellikle mi bunu başaracağız.

Dünyanın fezaya gittiği yıllarda yalın ayak dolaştırılmış insanlar olarak iki hatta üç yüzle gezmiş laiklik dini, Kemalizm şablonu ve gerici, irticacı avına yem olmamak içinde öz benliğine zıt yaşanmışlıklarımız olmuş.

28 Şubat’ta yakın bildiğim bir arkadaşımın laiklik imtihanında değilim dediğim için dışlanmışlığım dün gibi aklımda.

Türk müsün, Müslüman mısın sorusuna da muhataplığım var.

Andımız sayesinde ileri gitmiş muasır medeniyetlere ulaşmış bir yurttaş olarak sloganlardan artık kurtulalım diyorum. Mal bulmuş mağribicilerin dümen suyundan çıkalım.

Beni bugünlerde üzen şeylerden bir diğeri de arandığı halde bir türlü bulunamayan Ömerler. Ömerler gerçekten mi yok oldu yoksa aranmada bir hatamı söz konusu. Toplumsal bazı sorunlarımız elbette var ancak ben hala sayıları azalsa da Ömerlerin olduğu kanaatindeyim.

Malum iyiler olmasa yeryüzü bugünkünden daha kötü hallere düşer ve ölümden ölüm beğenmek durumunda olanların sayısı daha fazla olurdu.

Etrafımızın sarılarak hareket kabiliyetimizi sınırlayan dahili ve harici düşmanlar su misali uyumuyorlar. Bu gerçekliğe rağmen oyunda oynaşta olanlarımız ve bana bir şey olmazcı aymazlarımız dediğim dedik çaldığım düdük deme inatlarından vaz geçmiyorlarsa ki, geçmediklerinin emareleri var Allah müstehaklarını versin diyorum.

Aşı savaşları

Savaş var gücü ile acımasızca devam ediyor. Dünya zindeleri ve jandarması kendini kurtarma peşinde etrafında olup bitenlerden bihaber yaşamaya devam ettiği sürece bu savaştan galip çıksalar bile mağlup olmaya mahkumlar.

Devletimizin dirayetli duruşu ve zamanında yaptığı hamleleri sayesinde ülkemiz şimdilik virüs savaşında bazı zorluklarla karşılaşsa bile çok şükür iyi durumda.

Daha iyi günlere doğru hızla yol almaya devam ediyoruz.

Yerli aşı çalışmalarını tamamladığımızda mazlum dünyanın aşı ihtiyacını da karşılayarak milletimize yakışanı yapmış olacağız. Mazlumların ahını alanlara karşı mücadelemiz dün olduğu gibi bugünde sessiz yığınların sesi olma gayretimizi perçinleyecektir.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle..